EFE HAZRETLERİ VE BEDİÜZZAMAN


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2002-07-29 17:18:56

Efe hazretleri ile Üstad Bediüzzaman arasında ilişkinin ne zaman başladığı hakkında net bir bilgiye sahip değiliz. Ama bazı tahminlerde bulunabiliriz. İkisi de Pir Muhammed Küfrevi Hazretleri ile diyalog içindeydi. Alvar İmamı 1891’de Bitlis’te bu zatı ziyaret edip intisap etmiş, Üstad da aynı yıllarda bu mübarek zatı ziyaret etmiştir. Necmeddin Şahiner, Son Şahitler adlı eserinde buna şöyle değinir: Nakşî şeyhi Muhammed Küfrevî, Siirt'in Küfre köyünde l775'te dünyaya geldi. Genç Said henüz talebelik yıllarında, Muhammed Küfrevî'nin ilim ve irfanından feyiz aldı. Bediüzzaman ilim-iman yolundaki son dersini de Muhammed Küfrevî'den almıştı. Muhammed Küfrevî’nin isim ve şöhreti her tarafa, bu arada İstanbul’a kadar yayılmıştı. 1898 yılında, yüz yirmi üç yaşlarında vefat ettiği zaman, Sultan Abdülhamit Han Bitlis'e İtalyan mimarlar getirterek, onun için bir türbe yaptırmıştı.

Bediüzzaman Bitlis'te on sekiz yaşlarındayken, bir gün birisi, Bitlis Şeyhlerinden Muhammed Küfrevî'nin kendisine beddua ettiğini yalandan söylemişti. Genç Said bunun üzerine Şeyhi ziyarete gitti. Dergâhına vardığı zaman, Muhammed Küfrevî genç Said’e iltifatta bulundu. Kendisine teberruken ezberden ders verdi. Genç Said bir gün rüyasında Muhammed Küfrevî'yi gördü. Küfrevî genç Said'e hitaben,"Molla Said! Gel, beni ziyaret et, artık gideceğim!" dedi. Bu hitap üzerine genç Said hemen gidip, Küfrevî'yi ziyaret etti. Küfrevî'nin uçup gittiğini görünce de uyandı. Saatine baktığı zaman vaktin gece yarısı olduğunu gördü. Sabah olduğu vakit Muhammet Küfrevî'nin evinden matem seslerinin geldiğini duydu. Doğru Küfrevî'nin evine gitti. Küfrevî'nin gece vefat ettiğini söylediler.”

Bediüzzaman hazretleri, Barla Lahikasında geçen bir mektubunda Hulusi Yahyagil vasıtasıyla Alvar İmamına şu şekilde selam göndermişti:

“Silsile-i ilmiyede bana en son ve mübarek dersi veren ve haddimden çok ziyade şefkatini gösteren Hazret-i Şeyh Muhammed el-Küfrevî'nin (Kuddise sirruh) hulefâsından Alvarlı Hoca Muhammed Efendiye ve ihvanlarına çok selâm ve arz-ı hürmet ederim.”

Alvar İmamı ise bu selamın cevabını Hulusi ağabeye şöyle yazıyordu:

“Biinayetillahi Teâla meyan-i ümmet-i Muhammed'e şem'a-i Hidayet nurunu füruzan eden, bir zât-i âli kadrin huzur-u saadetine nam-i kemteranemi tahrir ile tezekkürde bulunduğunuza ve hüsn-ü himmetlerini celb ve selâmlarını tebliğiniz kıymet-i dünya ve mafiha olan eşyadan değerlidir. Ol zat-i âli kadrin himmetlerinin istirhamında bir bende-i âciz ve müznib-i kemterim.Ol babta himmetlerine havale.”

Hulusi Yahyagil’e yazdığı bir mektupta Alvar İmamı, Bediüzzaman için şunları demektedir:

Gülbini tevhidde gonca-i hemrâh Hulusi Efendi kardas!

Nur-u tevhid ile dilde dilârâ bir Haknümâ zata olmuşsun yoldaş

Tuttuğun dâmeni elden bırakma

İlm-i ledünnane olmuşsun sırdaş

Kerem-i kerime bu mazhariyet

Bir kadr-i vâlâyâ olduğun haldaş

Hamd eyle Mevla’ya ruberzemin

Ol nâehle esrarı eyleme sen fâş"

 

Hulusi beye yazılan bir diğer mektup şöyle:" Bediüzzaman namıyla teşehhür eden, zâtı âl-i kadrin, himmet-i merhametlerini hakk-ı âcizânemde celb etmeniz, dünya ve mâfiha değer.

Yâdigâr-ı Fahr-i Âlemdir o zat, bu ümmete,

Nâil ettin dû dîdem sen bizi, bu himmete,

Kaddesallahu sirrehu ve ahsenehu birrehu

Bu meydân-ı hidayette nice bir şîr-i ner var

O zât-ı âli kadr-veş bize bugün siper var.

...Cenâb-ı Zülkerem, O zât-ı Muhteremin ömr-i zî saadetlerini bu Ümmet-i Muhammed'e sâyebân olması için, lütuf-u keremiyle uzun ömürle muammer buyursun ve sizler gibi bir yâr-ı Sâdıkın sıdk-ı sadâkatini müzdâd ederek, o Zâtın feyzinden istifade etmeye müyesser buyursun, âmin!

Yâr-ı vefâdarım, muhabbet-i iktisârım Hulusi Bey!

Baddesselam veddua: Cümle ihvan-ı îmaniyle beraber cânâ seni dilşâd ede, Hazret-i hak nur-ı basar. Bu tarafta olan ihvân-ı din, sizin selamınızı müteşekkirâne aldıkları gibi, o zât-ı âli kadrin de göndermiş olduğu merhamet-i selamlarını can beraberi kabul etmişlerdir.

Muhammed Lütfî, (Rahmetullahi Aleyh)

Ahmed Ersöz’ün naklettiğine göre bir başka zaman Bediüzzaman’ın talebelerinden Salih Özcan Üstad’ın selamını Efe hazretlerine ilettiğinde Alvar İmamı şöyle demişti: “Bediüzzaman bizim medar-i iftiharımızdır. Biz onun duacısıyız. O da bize dua etsin.”

KAYNAKLAR

1-Son Şahitler-Necmeddin Şahiner–1/318-Nesil Basım Yayın

2-Alvarlı Efe Hazretleri-sh:163-Ahmed Ersöz-Nil Yayınları

3-Barla Lahikası-İhlas Nur Neşriyat

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

m.besim Bedircan, 2012-01-02 21:35:00

Şeh muhamet kufrevi benim öz be öz dedemdir

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

resul, 2008-06-06 04:27:54

allah razı olsun daha fazla bilgi edinmek istiyorum

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

mitat efe, 2006-10-14 11:43:46

ALLAH razı olsun

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

Fatiha,1

GÜNÜN HADİSİ

İşçinin alın teri kurumadan hakkını veriniz.

İbn-i Mace

TARİHTE BU HAFTA

*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI