

Zü'l-Celâl-i ve'l-İkrâm isminin sözlük anlamı: Celal, büyüklük ve ululuk; ikram, sunulan şey, armağan olarak verilen şey demektir. Zü'l-Celâl-i ve'l-İkrâm ise, celâl ve ikram sahibi.
Zü'l-Celâl-i ve'l-İkrâm isminin terim anlamı: Ululuk ve ikram sahibi, azamet ve kerem sahibi olan.
Allah hem büyüklük ve ululuk sahibi hem de kerem ve ikram sahibidir.
Zü'l-Celâl-i ve'l-İkrâm sıfatının geçtiği iki ayet ve kısa açıklamaları şöyledir:
"Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır."(1)
Allah'ın yüceliği her türlü tasavvurun üstündedir.
Allah'ın lütuf, ihsan ve ikramı boldur.
Diğer bütün varlıklar geçicidir; Allah'ın zatı baki kalacaktır.
"Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı yücelerden yücedir."(2)
Müfessir Sabuni, bu ayeti şöyle tefsir eder: 'Azamet, ululuk, lütuf ve ihsan sahibi Yüce Allah'ın zâtı, noksan sıfatlardan uzak ve münezzehtir. O'nun hayrı çok ve bereketi boldur. Ebû Hayyân şöyle der: Yüce Allah yukarıda dünya nimetlerini, "Rabbinin ihsan ve azamet sahibi zâtı bakî kalır" mealindeki sözüyle sona erdirince, burada da âhiret nimetlerini, "Azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı münezzeh ve mukaddestir" sözüyle sona erdirdi. Orada, âlemin yok olmasından sonra Yüce Allah'ın bekası ve sonsuzluğunu anlatmak uygun düşmüştür. Burada ise, ikram ve nimet yurdunda mü'minlere lütfedeceği iyilik, ihsan ve hayrı onlara anlattıktan sonra, bereketi anlatması uygun düştü.'(3)
Zü'l-Celâl-i ve'l-İkrâm isminden çıkarmamız gereken ders:
Allah, büyüklük ve ikram sahibidir. Sahip olduğumuz bütün nimetler, Allah'ın bize birer ikramıdır. Yüce Allah'ın mü'minlere en büyük ikramı ise cennet nimetleri olacaktır. Cennet nimetlerine ulaşabilmek için, kulluk görevimizi ciddiye alıp ihmallerden sakınmalıyız.
Dipnotlar
1-Rahman-27
2-Rahman-78
3-Sabuni, Safvetü't-Tefasir, C: 6, S: 283
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar