Gündem İçi / Gündem Dışı

TESETTÜR BAŞÖRTÜSÜNDEN İBARET DEĞİLDİR!

Son yılların en popüler tartışma konularından bir tanesi hiç şüphesiz ki başörtüsü meselesidir. Bu konuda bilen bilmeyen kim varsa gazete sütunlarından, televizyon ekranlarından eteğindeki taşları dökmeye çalıştı. Hatta bu konuda öyle gariplikler yaşadık ki gülsek mi ağlasak mı karar veremedik. Zira hiçbir şekilde ihtisas sahibi olmayan hatta hatta dînî bütün referansları reddeden bir takım yazarlar, kendilerine ayrılan gazete sütunlarından, reddettikleri ayetlerden hükümler çıkarmaya, fetvalar vermeye bile başladılar.

Bütün bu olup biten tartışmalarda maksatlar tabii ki farklı farklıydı. Kimileri meseleye samimiyetle yaklaşıp çözüm ararken kimileri de dinimize olan düşmanlığını başörtüsünü meselesi üzerinden yürüttü.

Bütün bu tartışmalar süresince gözden kaçmayan bir mesele var ki o da halkın herkesin niyetini çok iyi sezmesi ve olayları toplumsal içgüdüsüyle değerlendirmesidir. Dolayısıyla halkı aldatmaya veya batıl fikirleriyle yönlendirmeye çalışanların boş bir çaba içinde olduklarını hatırlatmakta fayda var.

Niyetimiz bu tartışmalara bir şekilde müdahil olmak değil, başörtüsünü savunan ve kullanan hanımefendilerin önemli bir noktaya dikkatini çekmektir. Yani işin bize bakan kısmıyla alakalıdır.

Meseleye girmeden önce şunu hatırlatmakta fayda var; Bizler kulluğumuzun gereği olan her işi sadece ve sadece Allah emrediyor diye yaparız. Kulluk adına yapılan hiçbir fiil, hikmetinden dolayı yapılmaz. Öyle yapıldığı zaman o iş zaten ibadet olmaktan çıkar. Ancak bildiğimiz bir şey var ki o da Hakîm olan Allah, (c.c.) hikmetsiz olan hiçbir şeyi kullarına emretmez. O’nun emrettiği her işte bizim için bilemediğimiz hayırlar ve hikmetler gizlidir.

Tesettür, kadının örtünerek erkekler tarafından cinsel bir obje olarak algılanmasını engeller. Başörtüsü bu konuda tek başına yeterli değildir. Tesettürde dikkat edilmesi gereken nokta, kadınların kadınlıklarına ait hususiyetlerinin dışarıdan bakıldığı zaman fark edilemeyecek şekilde olmasıdır.

Tabiri caizse kadınlarla muhatap olunduğunda onların ilk akla gelen yönleri dişilikleri değil kişilikleri olmalıdır. Dolayısıyla başörtüsü, Kur’an’da açıkça emredilen tesettürün sadece bir parçasıdır. Başörtülü olmak ile tesettürlü olmak aynı anlama gelmez. Maalesef sokakta azımsanmayacak sayıda başörtülü olmasına rağmen tesettürlü kabul edemeyeceğimiz birçok kardeşimiz bulunmakta. Bu kardeşlerimizin yukarıda belirttiğimiz ölçülere riayet etmesi Rabbimizin emirlerinin gereğidir.

Dinini yaşama ve insanları ondan haberdar etme adına kadın erkek hepimize düşen bir görev var ki o da temsil keyfiyetidir. Bu yönüyle başörtüsü, kadının dinini yaşama konusunda gösterdiği hassasiyetin somut göstergesidir. Evet, başörtülü kardeşlerimiz hal ve hareketlerinde son derece dikkatli olmalı, kendilerine yakışmayacak tutum ve davranışlardan olabildiğince uzaklaşmalıdırlar.

Tesettürlü yaşamanın getirdiği zorlukları iliklerine kadar yaşayan kadınlarımız bu dünyada çektikleri birçok sıkıntının karşılığını fazlasıyla alacaklarından kesinlikle emin olmalıdırlar. Çünkü bu, her şeye gücü yeten ve her şeyin gerçek sahibi Rabbimizin vaadidir.

3 Yorumlar

  • kalemine sağlık allah razı olsun bizlere bir nebzede olsa ışık tutuğunuz için

    Bu yorum faydalı mı?
  • Tesettür emrini inkar edenlere yazı uyarı niteliğinde olur inşaallah.

    Bu yorum faydalı mı?
  • Son günlerde örtü ile alakalı okuduğum en güzel yazılardan birisi. Yazarı tebrik ediyor ve artık bu örtü çilesinin bitmesini diliyorum.

    Bu yorum faydalı mı?

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.