Tarihte Bunlar Oldu

TARİHTE BUNLAR OLDU-16

HARB-İ UMUMİ SIKINTILARI

Üstad Bediüzzaman o zamanki ismiyle “Harb-i Umumi” denilen Birinci Dünya Savaşında idrak edilen sıkıntıları anlatma sadedinde “Fakat Harb-i Umumîyi gören ihtiyardır. Güya “Çocukları ihtiyarlatan bir gün." (Müzzemmil Sûresi: 73:17)sırrına mazhar olarak, öyle günlerdir ki, çocukları ihtiyarlandırdığı cihetle, kırk yaşında iken, kendimi seksen yaşında bir vaziyette buldum” der.

İlk meclis’in ateşin hatiplerinden merhum Salih Yeşil Efendi de bu konuda şunları yazmakta:”Ekmeği beklemek, ölümü beklemek gibidir” Aman Allahım! Bizi açlıkla terbiye buyurma. Harb-i Umumi günleri çamurlu, samanlı, gübreli, mısır koçanından yapılmış ekmeğe bizi salma. Umumi Harpte, Çapakçukur dağlarında Rus askerlerinin her türlü yemek, hoş ekmek, bizim zavallı asker ve köylülerin de eşek, köpek, kedi, kurbağa ve maalesef solucan yediklerine şahidim.

ABDÜLHAMİD DÖNEMİ SONRASI

Merhum Salih Yeşil Efendi Abdülhamit han’a da şöyle sesleniyor: Ah gidi Sultan Abdülhamit Han! Seni nerede bulayım? Sana karşı yaptığımız hatalı hareketlerimizi affettirelim? Ah! Ne kadar aldatılmışız. 1909 tarihinden evvel Anadolu ahalisindeki ahlak ve nezaheti gören kimseler…Bugünkü hâle ve bu ahlaksızlığa sebep olan farmason cemiyetine mensup ittihatçılara lanet olsun.

Ah birader! Keşke1324(1909) tarihinden evvelki hali idrak etmemiş olsaydım veya bugünlere yetişmeseydim. İstibdad, Meşrutiyet, Cumhuriyet, üç devrin ricali olmak, canlı tarih bulunmak ne elim şeymiş. Devr-i istibdada sürüldüm, hapsedildim. Meşrutiyette memur oldum, mebus oldum. Cumhuriyet devrinde tecrübeler gördüm. Devr-i istibdad’ta edeb, ismet, ilim, bereket, saadet, insanlarda kuvvet, gönüllerde şetaret(sevinç), millette ittihad ve merhamet, meveddet(sevgi), bütün dünya sekenesinde bir ulvi ruh mütecelli idi. Alem-i İslam’da hürriyet, insanlar arasında harb-i umumi ilanını müteakip yapılan zulümler, dökülen kanlar; afak-ı maneviyatı nurdan zulmete, adaletten rezalete, bereketten hıssete(cimriliğe) edepten fuhşa, ve meveddetten nifaka sevk etti.

Otuz sene evvelisi dünyada daha çok insan saadetle yaşarken, Umumi Harp’ten sonra masum kanıyla sulanan topraklar hasisleşti. Kudret-i Fatıra feyzini noksanlaştırdı. Aman Ya Rabbi!

BOSNALI MÜCAHİTLERİN KAHRAMANLIKLARI

Müslüman Boşnak mücahitlerin Bosna savaşında kahramanlıklarını hepimiz gördük,seyrettik. Başlarında bilge kralları Aliya İzzetbegovic olduğu halde Allah’ın belası bir sürüye karşı imkansızlıklar altında neler neler yaptılar. Ya, onların 1948’de gönüllü olarak Filistin savaşında yaptıkları kahramanlıkları ve sonrasını biliyor muyuz? Merhum A.Azzam ‘ın bu konudaki söylediklerinden bir kısmını aşağıda okuyacaksınız:“Arap ordusu bir savaşta ne zaman darboğazda kalsa arkalarından beş altı kişilik Yugoslav mücahidleri gönderilirdi. Bunlar Yahudi muhasarasını kırar ve mücahidlere yardım ulaştırırlardı. Bir defasında şehid Abdulkadir el-Hüseyni yahudilerin kuşatması altında kalmıştı. İlgililer ek kuvvet istediler. Yugoslavyalı bu gençlerden beş tanesi gitti, Yahudilerin oluşturdukları bu çemberi kırdılar. Ne yazık ki Mısır ve Suriye birlik kurup Arap Birleşik Cumhuriyeti'ni oluşturunca yeni cumhuriyetin başkanı Cemal Abdunnasır, Yugoslav lideri kardeşi Tito'ya: (Abdunnasır, Tito'ya kardeş derdi. Çünkü inkârcılıkta onun kardeşi idi) "Kardeşim Tito bizim birleşmemizin hediyesi olarak bizden ne arzularsın?" diye sorar; Tito da; "1948 senesinde Filistin harbinde savaşan kaç kişi var sende? Bunlar Suriye'ye gidip orada yerleştiler. Onları bana teslim et" dedi. Abdunnasır da onları Suriye'de yakalatıp, Tito'ya teslim etti. Tito ertesi günü bütün bunları kurşuna dizdi ve yaptıklarını halk için yaptığını söyledi.

Kaynaklar

1- Erzurumlu Salih Efendi-Ö. Hakan Özalp- Dergâh Yayınları

2- Cihad Dersleri-Cilt–2-Abdullah Azam- Buruc Yayınları-İst-2002

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.