

Bu hafta hatırasını nakledeceğimiz değerli âlim, İstanbul eski merkez vaizlerinden Alasonyalı Hacı Cemal Öğüt Hocaefendi olacak. Cemal Efendi(1887-1966) Osmanlı irfan ağacının, o kutlu çınarın son temsilcilerinden..Özellikle cömertliği, iyi geçimliliği, güler yüzlülüğü ile meşhur bir hocaefendi. Garık-ı Rahmet olsun..
1950'lili senelerdeyiz. Demokrat Parti iktidarı ile birlikte az da olsa bir nefes alma imkânına kavuşan Anadolu halkı, elindeki kıt kanaat imkânlarla çocuklarını "dinini öğrensin" diye dersaadete gönderiyor. Bu talebeler ne zorluklar altında, ne ızdıraplarla, bazen günde bir defa kursaklarına bir çorba girerek, gayretler göstermişler, o da bir bahs-i âher..
Hocamıza bir vaazından sonra bir delikanlı yaklaşır. İstanbul'a dini ilimler için tahsile geldiğini söyler. Cemal efendi hemen nerede nasıl kaldığını sorar. Delikanlı, bir camide müezzinlik yapan bir yakının yanında kaldığını sorar. O zamanlar imam ve müezzin maaşlarının çok az olduğunu bilen Hocaefendi sorar;
-Evladım, yorganın döşeğin var mı?
-Efendim, döşeğim yok ama yorganım kâfi geliyor.
-Yavrum, döşeksiz yorganla yatılır mı?
-Hocam yorgan bana kâfi geliyor. Çünkü bir ucumu altıma alıyorum. Diğer tarafı da üstüme çekip camideki bir taburun içine giriyorum. Kapağını da üzerime çektim mi, sıcacık oluveriyor."
Bu sözler üzerine gözyaşların tutamayan Cemal Efendi, bu genci himayesine alır ve iyi bir tahsil yapmasına önayak olur. Böylece daha sonra birçok yerde müftülük yapacak olan bir değerli insan, kazanılmış olur.
Kaynak
Vehbi Vakkasoğlu, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e İslâm Âlimleri, Cihan Yayınları, İst. 1987
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar