Risale Müzakereleri

NURDAN SÜZÜLEN NOTLAR- HASAN HAYRİ SARIKAMIŞ-BİON MATBAACILIK-İSTANBUL-2010- 3. BÖLÜM

 

...Gıybet, dünyaya dönüklüktür. Sevabların ve bâki vücudların mahvı ve cehennemî bir yanışla yanmasıdır. Dünya âhirete mezraa ve tarla iken, sevab olarak âlem-i berzah ve bekâya giden mahsulat-ı bâkiyye ve bâki vücudlar yanar. s. 274

...Dünya saadeti âhiret saadet-i esasiyesine bina edilmezse; çürük, esassız, neticesizdir. s. 275

Her türlü fenalıklarda en güzel iyilik; ilim ve neşr-i envar-ı Kur'âniyye ve ma'nâ-yı îmanidir. s. 275

İlmin hakk-ı şükrü; Öğrendiğinle amel etmendir. Ve ilme, amel için talib olman ve ubûdiyete ve ma'nâsı ile ibâdetlere vesîle yapmandır. Hem o ilmi ehline vermendir. Yâni talibinden esirgememendir. s. 281-282

...Cemaatı terk etmemeli, cemaatta hayır vardır. s. 282

Her bir nîmet şükürle ma'nevî bir rızıktır. Yâni her bir nîmetin ma'nâsı sana ma'nevî, ruhî ve kalbî bir rızıktır. s. 282-283

Edebin hakkı olduğu gibi hakkında edebi vardır. s. 284

Her edeb bildiğin; hak ve lâyık-ı vech ile bir edeb olamıyacağı gibi, her hak zannettiğin de hak olmayabilir. s. 284

Dünya ile meşguliyetimiz zâhirî bir surette olmalıdır. Eğer kalbimizi, fikrimizi devamlı meşgul ediyorsa yâni, kalb ve ruhumuza sirayet ediyorsa, demektir ki o meşguliyet ifrattır, fazladır, perdedir. s. 292

Samimi muhabbet, Lillah ve âhiret için bir kardeşliktir. Yani dünyalığı, mal ve mülkü, servet ve makam, şöhreti olmuş olmamış fark etmemek ve nazarda olmamaktır. s. 312

Meslekte ağabey; faziletine binâendir. O fazilet; nur-u îmandan gelen meziyâta binâendir.
O meziyyetlerden biri, hiss-i hayâ ve mahcubiyettir. Maddî ve ma'nevî yardım ve medh ve senâ beklememektir, ummamaktır. Karşıdaki belki veremez mahcub olur diye bir şey istemekten hicab duymaktır. s. 313

Hakkın azına çoğuna bakılmaz, hak hakdır!..
Demek az haksızlık dahi cezasız kalmaz. Hak dâiresinde az bir amel dahi mükâfatsız kalmaz. Velev zerre kadar olsun, hayır ve şer tesbit edilir. Hesabı kıyamet günü görülür. s. 315

Siyaset ve âfâk ile meşguliyet insanın boşluğundan ileri gelir. Risale-i Nurla bihakkın meşguliyet, o boşluğu giderir. s. 327

Risale-i Nurla (ma'nâsı ile) mütefekkirâne meşguliyet; tefekkürî ibâdet olarak nurludur, ferahlık verir, sıkıntı gider, zaman az gelir. s. 327

Tefekkür, kitabı ma'nâsı ile mütalaa etmektir. s. 327

Sohbetini Risale-i Nur ile yapmak değil, Risale-i Nur'u kendine sohbet bulmalı! Yâni Risale-i Nuru sohbetine yardımcı ve hâdim değil! Bunda; sohbet ve şahsiyet galibtir. Risale-i Nur gölgede ve hizmetçi ve yardımcı vaziyetinde kalır. Bu hâl, Risale-i Nur'a müteveccih değil. Risale-i Nur bulunmuş ve cemaata buldurulmuş olmaz, cemaatın yüzü Risale-i Nura ve Kur'ân'a değil, şahsa dönük olur, hakikatı bulmanın yolu uzar. s. 332-333

Nazarları Risale-i Nur'a çevirmek niyetiyle sohbet, Risale-i Nur'un ma'nâsının inkişâfına vesîle oluyorsa güzeldir.
Nazarları şahsa çevirmek niyetiyle sohbet, Risale-i Nurla olsa dahi; nur meslek-i irşadı namına makbul değildir. s. 333

...Yaşayış hâlimizde Risale-i Nur derslerinin eseri görünmüyorsa, onun te'siri altında değiliz demektir. Bu hâlde Risale-i Nurdan tam ders almamımş sayılırız. s. 345

...Akıl nurunu kalbden alır. Nur-u akıl kalbde bulunur. s. 354

...Risale-i Nuru şahsına basamak ve vesîle yapar, kemâlâtına âlet ederse; perde olur. Risale-i Nurun irşadı gizlenir, o hakikat güneşi görünmez.

O hakikat ise, ihlâs düsturları içinde tezahür eder, düsturları ile kendini gösterir. Yâni nur dâiresinde kimse kendini makam sahibi, lider ve âmir ve mürşid görmemelidir. Bu bir ikaz ve tenbihtir. s. 357

Sa'y; bir sebeb, bir şarttır. O ise, ihtiyarın sarfıdır. Yâni sa'y; cüz-i ihtiyarînin sarfıdır. s. 359

İnsan, edebi, ancak hak ve hakikat dâiresi içinde bulabilir. s. 362

İnsan neye sa'y edecek, gayretini nede gösterecek? Sa'y bir meşguliyettir. Ne ile meşgul ise oan sa'y ediyor demektir. s. 363

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.