Hatıralarla

MUZAFFER ARSLAN AĞABEYDEN HATIRALAR–3

BİR MUSEVİ GENCİN HİDAYETE ERİŞİ

Bundan birkaç sene evvel Kayserili Ali Mutlu ile İzmir’e gidiyorduk. Ayrancılar Belediyesine uğradık. Orada Süleyman isminde bir kardeşin marketini ziyaret ettik. O bize şöyle bir hadise anlattı; “Geçenlerde bir genç geldi, arabasına yakıt doldurdu. Para vermeye gelirken, orada Risale-i Nur külliyatını teşhir ettiğimiz bir dolap dikkatini çekti. O kitaplardan birini aldı, bıraktı. Diğerini okudu, bıraktı. Belki yarım saat okudu, meşgul oldu. Sonra para vermeye gelirken, ona dedim ki; “Kardeş, o kitaplar satılıktır. Edinmek istiyorsan sana verebiliriz.”

Genç dedi ki; “Süleyman ağabey, ben bir Yahudi çocuğuyum, ama Yahudiliği bilmiyorum. İslam memleketinde yaşıyoruz, İslam’ı bilmiyoruz. Manevi bir boşluk içindeyiz. O kitapları görünce dikkatimi çekti, okudum.”

Tabii bu itiraftan sonra Süleyman kardeş o gençle biraz daha meşgul olmaya başlıyor, İslam dininin önemini anlatıyor. Bilhassa bu kitapları okumanın bu asırda çok istifadeli olacağını, bütün müşküllerini halledeceğini, bu eserlerin hocasız, külfetsiz bir halk eğitimi olduğunu ona anlatıyor.

O da cevaben; “Süleyman ağabey, ben bu külliyatı şimdi edinemem de, ama bir tane alayım, okuyayım. Sizin telefonunuzu da alayım. Eğer icap ederse size sipariş vereyim” diyor.

İki hafta sonra telefon açıyor, hal hatır sorduktan sonra diyor ki; “Abi, bu kitaplar beşer kelamına benzemiyor. Bunlar nasıl ifadeler?” Süleyman kardeş diyor ki, “Bunlar beşer kelamıdır, yalnız sünuhat-ı kalbidir. Çünkü vahy ancak peygamberlere gelir.”

ASAYİŞİ MUHAFAZA

Üstad 1959’da veda ziyaretleri yaptı. İlk olarak İstanbul’a gitti. Sonra Ankara’ya, en son olarak da Konya’ya gitmeye karar verdi, hem biraderini görmek, hem Mevlana’yı ziyaret için…

Tabii Konya’ya gidişi yukarıya bildiriliyor. O zaman muhalefet de devamlı üstad aleyhinde hükümeti suçluyordu. “Said-i Nursi’ye araba almışlar, propaganda için gezdiriyorlar.”

İçişleri bakanı Namık Gedik teleksle Konya’ya bildiriyor; “Said Nursi Konya’ya gelmiş, onu hemen geri çevirin.”

Üstad, Mevlana Celaleddin(ks)’i ziyaret ediyor, onun yanında Selimiye camii var. Orada ikindiyi kılıyor. Bakıyor, sivil-resmi bütün emniyet camiinin etrafını sarmış.

Üstad, Zübeyir ağabeye “nedir bu” diyor. Zübeyir ağabey, emniyet amirini buluyor, sebebini soruyor. O da “Dahiliye bakanın emri var, derhal Isparta’ya döneceksiniz diyor.

Zübeyir ağabey durumu üstada anlatıyor. Üstad “çağır o emniyet amirini” diyor. Tabii onu çağırırken birçok savcı vs yetkililer de üstadın etrafında toplanmışlar. Üstad arabasında oturuyor. Onlara diyor ki;” Uzun yıllar ben kardeşimi görmemiştim. Onu ziyaret edip dönecektim zaten. Burada kalmak için gelmedim. Siz zahiri asayişi temin ediyorsunuz. Nur talebeleri manevi asayişi temin ediyor. Hepimiz bu devlete, millete hizmet ediyoruz. Siz namazlarını kılsanız, büyük günahlarınızı terk etseniz, sizin bütün mesainiz ibadet sayılır ve sizi talebeliğe kabul ediyorum.”

ÜSTADA ŞİKÂYET EDİLMEM

-Duyduğuma göre, siz ilk zamanlar daha çok 5. Şua gibi yerlerden ders yaptığınızdan dolayı bazı ağabeyler sizi üstada şikayet etmişler.

-Evet.. Zübeyir ağabey anlatmıştı.. Birileri üstada gelerek “en son okunacak, mahrem eserleri en evvel okuyor” tarzında üstada anlatmışlar ki, izale olsun. Üstad da gülmüş, bir şey dememiş..

2 Yorumlar

  • Muzaffer Arslan ağabeyin hastahaneye yatırılmış olduğunu öğendik. Cenab-ı Hakk acil şifalar ihsan eylesin inşallah.

    Bu yorum faydalı mı?
  • muzaffer ağabeyimizden allah ebeden razı olarak ona rahmetler yağdırsın...k.maraş.

    Bu yorum faydalı mı?

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.