



Geçen günlerde dar-ı bekaya irtihal eden merhume Meryem Cemile hanımefendi'nin 1975'te Pakistan'ın Lahor şehrinde kaleme aldığı aşağıdaki makalenin, merhumenin büyük fikri ihatasını göstermesi bakımından ayrı bir yeri olsa gerek.
Meryem Cemile, Garp Materyalizmi Karşısında İslam adlı şaheserinin ikinci bölümünde, son devirde dünya çapında İslami uyanışın büyüklerini ele alır, Üstad Bediüzzaman, Şerif Ahmed es Senusi, Said Halim Paşa, Şah Veliyullah Dihlevi, Seyyid Ahmed eş Şehid, Hasan el Benna, Seyyid Kutup, Mevlana Muhammed Ali Cevher, Allame Muhammed İkbal ve Mevdudi'den bahsettiği bu bölümde, Üstad hakkında yazdıkları çok dikkati celbedicidir.
Kendisine bu vesileyle Allah'tan rahmet dilerim. Ruhu şâd olsun. Salih Okur/cevaplar.org
ASRIN EN BÜYÜK LİDERİ BEDİÜZZAMAN
Âcizane kanaatimce, asrımızda İslamiyet'in ihyası için çalışan liderler arasında bir tek Bediüzzaman mazinin İslam büyükleri arasında yer alabilir. Hayatı hakkında yazılanlardan ve kendi yazdıklarından okuyabildiğim kadarıyla onun manevi şahsiyeti, Arap dünyasının ve Hind yarımadasının bütün muasır liderlerinin-niyetleri ve gayeleri ne kadar samimi, hâlis ve değerli olursa olsun-üzerine çıkıyor.
Hakiki bir velinin, bir müceddidin ve bir mücahidin bütün vasıflarını muhterem şahsında toplayan Bediüzzaman'ın mirası ve eserleri Türkiye'ye veya Türklere mahsus kalamaz; bunlar bütün Müslümanların ortak malı haline gelmelidir.
Bediüzzaman'ın azim kuvveti, imkânlarının mahdut oluşunu bilmesinden ve Müslümanların içinde bulunduğu durumu gerçekçi bir şekilde takdir edebilmesinden geliyordu. O, diğer çağdaş Müslüman liderler gibi "cihanşümul bir siyasi, içtimai, iktisadi nizam" için muhteşem planlar çizmekle vakit harcamadı. Sözde Müslüman idareciler Müslümanları amansızca ezmeye devam ederken, bu planların görünür bir gelecekte gerçekleşmesine imkân yoktu. İçtimai hayatta bozukluk, ecnebi dinsiz eğitim sisteminin kabulü ve anne babaları masum çocuklarını koruyamaz hale getiren zararlı neşriyat sebebiyle bugün dünyanın hiçbir yerinde değil bir İslami devlet; İslami bir millet veya cemiyet, hatta tamamıyla İslami bir aile topluluğu bile bulunmuyor.
Müslüman gençliğin ekseriyetinin dini tatbik etmediği, tersine, batılılığı tenkitsiz, körcesine ve muhterisane benimsemiş olduğu bir zamanda "İslam dünyası", "Müslüman blok" veya "İslam birliği"nden bahsetmek manasızdır.
İşte Bediüzzaman böyle bir atmosferde fiili siyasete girmenin abesle iştigal olduğunu fark edebilecek bir kavrayış ve ileri görüşlülüğe sahipti. O, sadece siyasi iktidarı elde etmiş olmanın İslamiyeti ihyaya yetmeyeceğini anlamıştı. O, bir karşı ihtilalle pek çabuk başa çıkacak ve dolayısıyla daha fazla şiddet, anarşi ve baskıdan başka netice vermeyecek bir siyasi ihtilalin çare olmadığını biliyordu.
O, neticesi ancak iktidardaki diktatör tarafından kapatılıp, liderleri hapse atılmak, idam veya katledilmek, şubeleri mühürlenmek, neşriyatı yasaklanmaktan ibaret olacak katı, merkezci bir teşkilattan kaçınacak basirete malikti. Oysa yüz binlerce Türkün kalplerinde taht kurmuş irşadı ve eserlerinin meyveleriyle bu cereyanın ne yasaklanmasına imkân var, ne de en zalim diktatörler tarafından da olsa, önüne geçilmesine…
Bu sebeptendir ki, bugün Müslüman ülkelerin kaderi haline gelmiş bulunan baskı ve zorbalık rejimleri altında Risale-i Nur'un metodu halk arasında ve hayatın çeşitli safhalarında muhteşem bir tatbik kabiliyetine sahip bulunmaktadır.
Başka yerlerdeki değişik İslami hareketlerin aksine olarak bu cereyan, gayr-i müsait şartlar altında gelişebilme kabiliyetini ispat etmiştir. Hatta bugün Türkiye'de iman ve İslam namına ne yaşıyorsa, bunun, Bediüzzaman'ın yorulmak bilmez fedakarane gayretlerinin neticesi olduğunu söylemek hiç mübalağa değildir.
Bediüzzaman, günümüz insanının manevi ve ahlaki bir uyanışa olan şiddetli ihtiyacından haberdardı. O biliyordu ki, İslam gençliğine her şeyden önce lazım olan şey, maddeci görüşten manevi bir hayat görüşüne dönüşten ibarettir. Bu gayeye hasredilen Risale-i Nur, iktidardakiler tarafından bastırılan veya kendiliğinden tesirsiz hale gelen diğer İslami cereyanlardan farklı olarak ve Cenab-ı Hakk'ın yardımıyla müessir bir başarı kazanmıştır.
Meryem Cemile
Batı Materyalizmi Karşısında İslam
Terc: Kemal Kuşçu
Çile Yayınevi
İst. 1976
Yorum yapmak için giriş yapın.
2 Yorumlar
maşaallah şu basirete. maşaallah şu kaleme. ne kadar uzak bir coğrafyada olsa bile, şu isabete bin barekallah.
Gerçekten de çok veciz, çok yüklü bir yazı. Kitabı temin etmek mümkün mü acaba? Bu yazıyı paylaştığınız için sitenize çok teşekkür ederim.