

Kostantin imparator olduğu zaman üvey anası Martina çok içerlemişti. O, saltanatın kendi öz oğlu Hiraikleon'a geçmesini istiyordu. Bu mümkün olamayınca, buna bir çare düşünmeye başladı.
İstanbul patriği bu hususta yetkili adamdı. Araları da iyi idi. Onu bu hususta kazanınca iş kolaylaşacaktı. Ve öyle yaptı. Patrik bu hususta müzahir olmaya hazırdı.
Patrik ve ana-oğlu baş başa verdiler, Bizans'ın meşhûr entrikalarından birini daha çevirecekler, sonu gelmeyen cinayetlerden birini daha işleyeceklerdi. Plân kuruldu ve gene bir kadın parmağı bu işi kolaylıkla çevirdi;
Martina, imparator Kostantin'i zehirle öldürdü ve plân gereğince patrik oğluna tacı giydirdi. Zavallı imparator, tahtta ancak dört ay kalabilmişti.
Fakat Martina ile oğlunun bu cinayeti de uzun müddet gizli kalmadı. Nihayet iki sene sonra bu cinayetin kokusu çıkmaya başladı. Halk arasında bunun dedikodusu yayıldı. Yapılan araştırmada, imparatorun zehirlenerek öldürüldüğü, cinayeti de üvey anası ve kardeşinin işlediği ve patriğin de bunlara müzahir olduğu meydana çıktı.
Bunun üzerine ayan ve halk ayaklanarak sarayı bastı, imparator ve patriği azletti. Cürümlerinin cezası olarak da, mazul imparatorun burnunu, anası Martina'nın da dilini kestiler. Aynı zamanda patriği de sürgün ettiler.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar