

34.
ناقِصُ و کامِلْ نَه یکْسانَنْدِ دَرْ قَطْعِ أمُورْ
آنْـچِه أزْ شِمْشِيرِ مي آیَدْ نه حَدِّ خَنْجَرَ اسْتْ
34
Nâkıs u kâmil ne-yeksânend i der kat'-i umûr
Ân çı ez şemşîri mî âyed ne-hadd-i hançer-est
Açıklaması
[ Kemal'e ermiş biri ile kemal'e ermemiş biri (usta ile çırak gibi) işleri halletmekte eşit değildir; Kılıçtan hâsıl olan etki hançerin yetkisi dışındadır.]
35.
چُونْ کُنَنْدْ أَهْلِ حَسَدْ طُوفانْ طَرِیقِ حِلْمِ گِیرْ
گاهِ مَوْجْ آرامِ گَشْتِی را زِ ثِقْل لَنگَرَ است
35
Çûn kunend ehl-i hased tûfân tarîk-i hilm i gir.
Gâh-i mevc ârâmı keştî râ zı sıkli lenger-est
Açıklaması:
[Haset ehli seni kıskançlık tufanına boğmak istedikleri zaman hilim yolunu tut. Dalgalar zamanında, geminin selâmette kalabilmesi, gemi demirinin ağırlığındandır.]
36
با حَسُودانْ لُطْفِ خُوشْ باشَدْ وَلِی نَتْوانْ بَآبْ
کُشْتَنْ آنْ آتَشْ که اَنْدَرْ سَنْگُ و آهَنْ مُضْمَرَ اسْتْ
36
Bâ hesûdân lutfı hoş bâşed velî netvân be-âb
Kuşten ân âteş ki ender seng u âhen mudmer-est
Açıklaması:
[Haset eden kimselere güzel davranmak hoş olur. lâkin taş ve demirin içinde saklanmış ateşi suyla söndürmek mümkün değildir,. Yani Haset edenlerle yumuşak davranmak güzel bir şeydir lakin çakmak taşı ile demirinde gizli olan ateşi suyla söndürmek mümkün olmadığı gibi, onların içinde saklı olan kıskançlık ateşini söndürmek mümkün değildir
-devam edecek-
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar