



Nadire-i Cihan Hz. Bediüzzaman hakkında alimlerimizin sözlerini sizlere zaman zaman aktarıyoruz. Bu hafta da ülkemizin değerli alimlerinden muhterem İsmail Çetin Hocaefendi’nin bazı görüşlerini sizlere aktaracağız. İstifadeye medar olması dileklerimle. Salih Okur, cevaplar.org
İsmail Çetin Hocaefendi “Mufassal Medeni Ahlak” adlı değerli eserinde şöyle yazıyor; “Ben neyim, ahlaken yerim nedir? Nereden gelip, nereye gidiyorum?” şeklindeki soruları her insanın ruhu onun nefsinden sorar. Öyle ise her insan bu soruların cevabını araştırmaya mecburdur. Ben neyim cevabını bulmak çok rahat olmakla beraber hem de zordur. Yani iman yoluyla bunu bilmek kolay, küfür ve inkâr yoluyla da çok zordur. Evvelce ne idim, şimdi neyim, nereye gidiyorum?
Gerçek şudur ki, ruhum dört yaşımdan itibaren her an, her lahza bu soruları benden sorar, ben de aynı soruları ana babamdan sorardım. Onsekiz yaşıma vardım. Ruhumun dimağıma vurduğu bir balyozla her gördüğüm hocadan bu soruları sorarım. Her birisi öyle cevap verir ki, onun cevabı beni bin sene mesafelik asli vatanımdan uzaklaştırır, hakikatini benden gizler.”
“Bu arada “Asrın müceddidi ve zamanın bedii Isparta’dadır” diye bir fısıltı kulağıma geldi. Bir zatın vesilesi ile ziyaretine gittim. O zat beni huzuruna götürdü ve ona şöyle dedi; “bu genç kardeşin müşkülleri varmış. Çoklardan sorar der ki; “Ben neyim, nereye gidiyorum, nasıl kendimi tanıyacağım?”
Bediüzzaman kafasını eğdi, derin düşünceye daldı. Zannettim ki kafası göğsünde kayboldu. Sonra kafasını kaldırdı. “Bu iş zor; ara bul erbabını. Ne faydaki ömrümün sonunda bana geldin. Yaralı olduğunu bildim. Bu sorularının cevabı nazari değil, amelidir. Zaman ister, ara bul erbabını”
Ve muazzam bir bakışla “Eğer doğru diyorsan doğruları bulursun. Hadi git, ara bul erbabını” Ağlayarak ayrıldım…”(1)
İsmail Efendi bu arayışı sonunda Abdülhakim Hüseyni Efendi ile tanışır ve sorularının cevabını bulur. Tafsilat için Edeple Varış Lütufla Dönüş adlı eserine bakılabilir. İsmail Çetin Hoca tasavvuf kapısına intisabına rağmen Risale-i Nur’dan istifadeyi sürdürür.
Kendisiyle görüşmemizde, hangi eserleri okumamızı tavsiye ettiğini sormamız üzerine şöyle demişti: “Kelam ve Sıfat ilminde Bediüzzaman çok ileridir. Ehl-i Sünnet Akaidini öğrenmekte onu ve Ömer Nasuhi Efendi’nin Muvazzah İlm-i Kelam’ını tavsiye ederim.”(2)
İsmail Çetin hocamızın eserlerinde, Üstad hakkındaki sözlerinden bir nebze aşağıda naklediyoruz:
“ Keşşaf-ı hakikat ve en yetkili Üstad(3)
“Bir çok kelamcıların imanı kâmil ise de, felsefecilerin itikadı kesin sabit ve olaya mutabık olmadığndan şek, vehim, zan ve tahminden hâli kalmamaktadır. Bunların, imanın tahkiki ve yakini derecelerini bilmemeleri ayrıca cehl-i mürekkeptir.
Yahudi ve Hristiyanların itikadı olaya mutabık değildir. Materyalistlerin ve benzerlerinin imanı ise şer’an ve örfen imanın zıddıdır.
Şu halde her mümin kendini bunları taklit etmekten korumalı, araştırmalarında onların delil ve terimlerinden sakınmalıdır. Hatta onların ortaya koymuş oldukları ölçülerle yola çıkmamalı, bilakis elçilerin mirasçıları olan kelamcıların, ehl-i tasavvufun, fukahanın, özellikle asrın müceddidi olan Ekmel-ül Ulema’nın takip ettiği yolla araştırmaya girmelidir. (4)
Özleşme Yolu adlı eserinde, Abdurrahman Tagi hazretlerinden bahisle, “İşte onun bu hizmeti ve sadakati sayesinde Cenab-ı Hak Teâlâ Celle celaluhu birçok insanları dalaletten çıkarıp, hidayete erdirmiştir. Hamdolsun şimdi de Türkiye’de bulunan ulema onun zamanında yetişenlerin semeresidir. Ez cümle, Bediüzzaman o medresenin nispetinin bir örneğidir.”(5)
“Ekmel-ul Ulema, Nur İsm-i şerifinin mazharı olduğu için, kendisine gelen nurdan kıvılcımları, eserlerini okuyanların kalplerine aksettirdiğine inanıyorum. Simaları yüzlerinde görülür. Bu nurdan mahrum olan nurcu sayılmaz.”(6)
“Ekmel-ül Ulema, Cevşen-ül Kebir’de Evrad-ı Kudsiyeyi tayin etmiştir.”(7)
“Asrın müceddidi Şafiyyül mezheptir. Fıkhi meselelerde ekseriyet İbnu Hacer el Heytemi’ye dayanıyor. Ondan ayrılmaz desem de doğrudur.”(8)
“Hakim-ül Ümme olan Üstad”(9)
“Ekmel-ül Ulema diyor ki; “Ey şakirdler! Birbirinizle alışveriş etmeyin. Çünkü dünya alışverişi kalplerdeki sevgiyi bozar.” Ne güzel hakikat! (10)
“Üstad Bediüzzaman gibi zevat, istidlali imana tahkiki iman demişlerdir.”(11)
“Özelikle Ekmel-ul Ulema’nın Mesnevisi itikadi meseleler için tiryaktır. Ne fayda ki, tastamam, kemaliyle tercüme edilmedi.”(12)
“Risalemiz, o Feyz-i Ahmediyye’nin trafosu Bediüzzaman’ın sözleriyle bereketlensin diye Türkçeleştirmedim. Bu eserde ibarelerini aynen alıyoruz.”(13)
“Ey tahrifçiler! Kevser suyu gibi Bediüzzaman’ın deyim ve terimlerini, Türkçeleştiriyoruz, izah ediyoruz, şerhediyoruz bahanesiyle, neden gençlerimizi, dini, ıstılahi kelimelerden uzaklaştırıp eskiyi unutturuyorsunuz? Bu tahrif mi, tashih mi, tahrir mi? Ne?(14)
Kaynaklar
(1)Mufassal Medeni Ahlak-s: 19-Dilara Yayınları-Isparta
(2)Hocalarımız Konuşuyor-s: 194
(3)Milliyetçilik Şuurumuz-s: 67
(4)Şüpheden Hakikate-s: 272
(5)Özleşme Yolu-s:190. Hz. Üstaz da bir mektubunda Abdurrahman Tagi’nin gayretlerine şöyle değinir: “Nahiyemiz olan Hizan kazasına tabi' Isparta’da, (İsparit) birden bire meşhur “Seyda” namında “Şeyh Abdurrahman-ı Tağî” himmetiyle o kadar çok talebeler ve hocalar ve âlimler çıktılar ki; bütün Kürdistan onlar ile iftihar eder bir şekil aldığı zaman, içlerinde münazara-i ilmiye ve pek büyük bir himmetle ve pek geniş bir daire-i ilim ve tarikat içinde, öyle bir vaziyet hissediyordum ki; güya ruy-i zemini fethedecek bu hocalardır.” ) Emirdağ Lahikası-1- s:63
(6)Ahlaki Reçeteler-s: 397
(7)Ahlaki Reçeteler-s: 38
(8)Cemaat-s: 200
(9)Cemaat-s: 200
(10)Mufassal Medeni Ahlak-s: 734
(11)Ehl-i Sünnetin Nazarı-s: 8
(12)Tek Çare-s: 119
(13)Ahlaki Reçeteler-s: 280
(14) İttiba Ehl-i Sünnetedir-s: 280
Not: İsmail Çetin hocamızın eserlerinde Bediüzzaman hazretlerinden yaptığı nakilleri de ziyaretim sırasında bir gece vakti not almıştım. Merak edenler için paylaşayım istedim.
*Özleşme Yolu: s: 17, 66, 170, 190
*Tek Çare: s: 16, 17, 119, 528, 655
*Talim-i Asfiya: s:23
Müminin İstikameti-s: 96, 148, 150, 269, 270
Milliyetçilik Şuurumuz-s: 67, 70, 91
Şüpheden Hakikate-s: 95, 228, 229, 271, 272
Ehl-i Sünnetin Nazarı-s: 8, 48, 216, 292, 458, 460, 551, 557, 569
Ölçüler-s: 26, 58, 194, 318, 321, 395, 448, 618, 734
Cana Can-s: 88, 89, 90, 91, 96,98, 305
Terbiye-i Nefs-s:141
Tebliğ-s: 286, 288, 290, 307
Cemaat-s: 326, 335
Mufassal Medeni Ahlak-s: 175, 308, 614, 617, 642, 734
Edeble Varış-s: 62, 237, 338
Tahkim-i Sâdat-2: 752
İttiba-s: 168, 216, 294, 295, 428
Aşk: 1: 60
Öz İnci-s: 190
Ahlaki Reçeteler-s: 12, 200, 252, 261, 263, 270, 275, 276, 337, 352, 488, 508, 541, 606
Yorum yapmak için giriş yapın.
3 Yorumlar
Büyüklerin sözleri sözlerin büyükleri..
Ne güzel. Teşekkürler.
Çok güzel bir derleme olmuş teşekkür ederiz.