

"Türkiye'de İslâmiyet, şartlara uygun değildi, birçok ihtiyacı karşılamaz olmuştu. Onun için İslâm hukukuna son verildi."gibi iddialarla karşılaşıyoruz. Birisine "İslâm'ın cevap veremediği bir tek yeri söyle. Ben senden iki tane değil bir tane istiyorum. Yer hukuku, uzay hukuku nereden istersen söyle" dedim. Bir şey söylemedi tabii, aklına bir şey gelmiyordu. Çünkü ona o tür bir söz ezberletilmişti. Karşılığında ne söyleyeceğini bilmediğinden, saat gibi kurgusu bittiğinden, ne söyleyeceğini bilemedi.
Kur'an-ı Kerim, her asra hitap edecek şekilde kıyamete kadar tüm insanlığın ihtiyacını karşılamak için indirildi. Çünkü indiren Allah (c.c.)'dır. Biz de kuluz, bizim ihtiyaçlarımızı en iyi bilen odur.
Kur'an'daki kelimeler çekirdekler gibi, manalar güzel koku saçan çiçekler gibi. Kelebekler ona koşarken, sinekler kaçarlar. Lokman Hekim, ibni Sina ve çağdaş eczacılar aynı tabiattan herkes kendi çağının hastalıklarına ilaç bulduğu gibi, Kur'an ayetlerinden de her çağın âlimleri kendi çağının ilacını bulması gerekir.
"Zamanın değişmesiyle örfe dayalı ahkâm değişir." Çünkü örf de insan eli var. O örfü aynı çağın insanları oluşturur. Kur'an Allah kelamıdır. Güneş, hava, su Allah'ın yarattığıdır. "Allah güneşi, havayı, suyu binlerce yıl önce yaratmıştır. "Biz Hz. Adem'in soluduğu havayı istemeyiz. Havamız çağdaş hava olsun" diyen yok.
"Taş devri insanlarının ısındığı güneşi istemeyiz. Milenyum güneşi isteriz" diyen yok. "Hz. Nuh'un gemi yüzdürdüğü suyu istemeyiz. Bizim suyumuz iki hidrojen, üç oksijen olsun" diyen yok. Fizik, kimya, biyoloji bilginleri, "Tabiatta ve tabiat kanunlarında kusur yok" diyorlar.
Peki, milyonlarca yıl önce yaratılan milyonlarca kanunda kusur yapmayan Allah, bin dörtyüz yıl önce indirdiği Kur'an kanunlarında mı kusur yapacak?
Tabiatı aydınlatsın diye güneşi yaratan Allah, gönülleri ve toplumları aydınlatsın, fertlere ve toplumlara yol göstersin diye Kur'an'ını indirmiş. Güzelle çirkin gün ışığında belli olur. Güneş batınca akla kara, güzelle çirkin aynı görünür. Aynı güneşten renk alan nar çiçekleriyle, kar çiçekleri karanlıkta kaybolur. Hak ile batıl da Kur'an'ın adalet ölçüleri içinde belli olur. Kur'an'ı toplum hayatından çektiniz mi korkaklar kahraman, devleti soyanlar baba, kadın ticareti yapanlar vergi rekortmeni kutsal insan olup çıkıveriyor.
Güneş, hava, su, toprak ilk insandan son insana kadar herkese faydalı olarak yaratıldığı gibi Kur'an-ı Kerim de son insana kadar insanlığa yol göstermeye devam edecektir. Bin dört yüz yıl önce Efendimizin arkadaşları suyu içerler, banyo yaparlar, abdest alırlar, hayvanlarını ve bahçelerini sularlardı. Şimdi ise sudan elektrik üretiyoruz. Daha sonraki çağlarda sudan daha nasıl yararlanılacağını o çağın insanları bilir. İşte Kur'an ayetleri ve kelimeleri kıyamete kadar gelecek insanların sorunlarına çareler içermektedir. Yeter ki ehil gönüller Kur'an'a eğilsinler.
Mahmud Toptaş
Nebevi Mücadele
Cantaş Yayınları
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar