

Hadis karşıtlarının sıkça kullandığı yöntemlerden biri de hadise en çok hizmet eden şahsiyetleri gözden düşürmektir. Çok hadis rivayet ettiği için Ebu Hureyre (r.a) hedef tahtasına koydukları gibi, sahih hadisleri bir araya getirdiği ve kitabına çok güvenildiği için de İmam Buhari'ye olan güveni sarsmak istemişlerdir. Onların dediğine göre Buhari Fars asıllıydı. Yani İranlıydı. Allah'ın Resulu Fars İmparatorluğunu yıktığı için, Buhari onun getirdiği dinden intikam almak istedi ve Araplar aleyhinde hadisler uydurdu.
Halbuki herşeyden önce iddia edildiği gibi İmam Buhari Fars asıllı değildir. O bugün Özbekistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde bulunan Buhara'da doğmuştur. Öyleyse İmam Buhari kendisiyle hiçbir ilgisi bulunmayan Fars İmparatorluğunu yıktılar diye İslâmiyetten niçin intikam almaya kalksın? Buhari hakkında bu söylenenlerin hepsi yalan ve yanlıştır.
Şöhretli hadis ve tarih alimi Zehebi; onun Kuran'ı Kerim'den sonra Müslümanların elindeki kitapların en üstünü, en güveniliri olduğunu söylemiştir. Bu görüş İslâm alimleri tarafından da böyle kabul edilmiştir.
Sahih-i Buhari'de ki hadislerin sahih olduğunda icma vardır. Buhari'de İsrailiyata dair hadis yoktur. Hakikat budur.
Akıllarının kavrayamadığı bazı hadisleri Buhari naklettiği için tüm Buhari'de yer alan hadisleri reddediyorlar. Bu adamlarda Allah korkusu yoktur. Bunlar kibirlerinde boğulmuşlardır. Allah, Peygamber ve ümmetin rızasını talep etmiyorlar. Oryantalistlerin söylemlerini dillerinden düşürmüyorlar. Rivayetlere karşı alerjileri vardır. Kendilerinin takip ettiği dine indirilmiş, Peygamber (s.as) ve 1400 yıldır takip eden insanların dinine de uydurulmuş din diyorlar. Bunlar; hakkı batıl, batılı da hak görüyorlar.
Son olarak size mesajım şudur: Mealcilerin yalan ve iftiralarına kulak vermeyin değerli kardeşlerim!
Allah onların müstehakını tez versin.
Kardeşiniz Mola Musa Celali(r.h)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar