

Osman Tavili merhumun kabri


İhsan Kasım Salihî Bey anlatıyor; "Faruk Resul Yahya kardeşe(Risale-i Nurları Kürtçeye tercüme eden mütercim) uzun yıllar önce bana bahsetmiş olduğu hoş bir hatırayı sordum. Bana şöyle cevap verdi(Allah onu hayırla mükâfatlandırsın)
"Esselamu aleyküm ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu
Bu hikâyeyi, merhum dayım Şeyh Ahmed Kadı Ahmed Pencuvi'niden (v. 1983) duymuştum. Kendisi Şeyh Osman Siracüddin-i Sâni(v. 1997)'nin önde gelen müridlerinden birisi idi.
Bu hikâyeden aklımda kalanları size nakledeyim; Şeyh Osman-ı Siracüddin-i Evvel et Tavili(v. 1867) Mevlana Halid'in(v. 1826) irşad görevlilerinden biriydi. Irak ve İran'da, her iki ülkede de Nakşi tarikatı onun yoluyla yayılmıştı.
O zamanlarda kalb terbiyesinde derece kat etmeye önem veren müntesiplerden bir grup, tarikatta onun rahle-i tedrisinden geçmişti. Samimiyetleri ve şeyhlerinin himmeti sayesinde istedikleri mertebelere ulaşmışlardı.
Ancak biri vardı ki yerinde sayıyordu. Arkadaşlarına, şeyhin kendisine özel ilgi göstermesi için arabuluculuk yapmalarını önerdi. Onlar da bu isteği şeyhe arz ettiler.
Şeyh dedi ki;
-Ben bu durumun tamamen farkındayım. Onun hakkını kesinlikle eksik bırakmam. Hatta hiç fark gözetmeksizin size nasıl muamele ediyorsam, ona da öyle muamele ederim. Ancak, seyr-i sülûk derecelerine yükselme ile onun arasında bir engel var. O da, bu kardeşimiz aslında Rafızi'dir. Sonra tevbe etti ve Ehl-i Sünnet ve'l Cemaat yolunda istikamete kavuştu. Fakat yine de onun kalbinde Ebubekir(r.a) hakkında kırıntı kadar dahi olsa bir kerahet kaldı. Nakşi yolu Ebubekir radıyallahu anh'a bağlıdır. Kardeşinizin gözlerine seyr-i sülûk için her baktığımda, Ebubekir radıyallahu anh tarafından bir engel geldiğini fark ediyorum. Eğer size katılmak arzusunda ise bu kerahetten kalbini mutlaka temizlemeli ve keraheti muhabbete çevirmelidir."
Arkadaşlarının yanında döndüklerinde ona mürşidin sözünü naklettiler. Dedi ki; "Şeyh doğru söylemiş. Vallahi mesele tam da budur. Ben sizi şahit tutuyorum ki, bu saatten sonra kalbimde Hz. Ebubekir'e(r.a) karşı olan keraheti söküp attım."
O vakitten sonra bu talebe seyr-i sülûk mertebelerinde yükselmeye başladı ve mürşidinin kendisine icazet vereceği makama erişti."
Kaynak
İhsan Kasım Salihî
Risale-i Nurla Yolculuğum
Selis Kitap
İst. 2020
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar