Hatıralarla

HATIRALAR VE ÖLÇÜLER-14

ANARŞİ'NİN SEBEBİ

Bediüzzaman hazretlerinin talebelerinden merhum Mehmed Feyzi efendi 1970'li yılların Anarşik ortamında yaptığı bir sohbette şöyle diyor: 'Şimdiki gibi gözümün önünde; Denizli mahkemesinde Üstad şöyle diyordu: 'Siz bu milletin dinle olan bağlarını çözmeyiniz. Şayet bu milletin dinle olan bağları çözülürse o zaman anarşi olur.' O zaman 'anarşi neymiş, bu millet anarşist olmaz' diyenler şimdiki hali görsünler.(Rafet Küllüoğlu, Feyizli Sohbetler adlı eserindne)

HULUSİ AĞABEYİN VEFATI

Albay Hulusi Yahyagil 26 Temmuz 1986 gecesi ebedi âleme göçtü. Son üç günü rahatsız olarak ve yataktan kalkamayarak geçirmiş, fakat son günü biraz iyileşir gibi olarak konuşabilmişti. Yanında başta İzzetpaşa Camii İmamı Fikret Okur olmak üzere birkaç hâfız yanında durmadan nöbetle Kur'ân tilâvet ediyorlardı. Son günlerinde ancak yardımla yatağında doğrulabilen merhûm gece geç vakit birden kendi kendine yatakta doğruluyor ve bir şey demeden tekrar yatıyor. Bunun üzerine yanına yaklaşan Fikret Hoca soruyor: 'Efendim, doğruldunuz, bir şey mi istediniz?' Cevâben 'Üstâd geldi, ona doğruldum' diyor. Gece geç vakit yanlarından biraz ayrıldıktan sonra tekrar odaya geldiklerinde ise mübârek Hulusi Ağabeyimizi Allah'ın rahmetine kavuşmuş buluyorlar.  

SELEF-İ SALİHİNDEN ASRIMIZA UZANAN BİR DAL

Üstad Bediüzzaman hazretlerinin talebesi Tahiri Mutlu (1900-1977) ağabey hakkında nakledeceğimiz bir hatıra Nurun o ilk saff-ı evvellerinin hepsi hakkında geçerli olabilecek bir hükmü muhtevi.

Bediüzzaman'ın talebelerinden Abdülkadir Badıllı ağabey anlatıyor: 'Benim şahsen merhum Tahiri Ağabeyle uzun arkadaşlığım vardır. Şam'da, Beyrut'da, Hicaz'da beraber uzun günlerimiz geçti. Şam'da iken, bir gün büyük bir alimin ziyaretine beraber gitmiştik. O günü Tahiri Ağabey, Hazret-i Üstadın kendisine hediye etmiş olduğu mübarek kırmızı abasını giymiş, sarığını da sarmıştı. Ziyaretine gittiğimiz o büyük alim zat; Tahiri Ağabeyin hal ve etvarına dikkat ile bakıyordu. Onun oturuşu, tevazusu, mahviyeti, edeb ve nezaketi gibi kâmilâne hareketlerine hayran olarak demişlerdi ki: "Bu zatın emsali ancak selef-i salihin asrında bulunabilir. Gerçekten Bediüzzaman gibi büyük bir zata lâyık bir talebesi ve yetiştirmiş olduğu kâmil bir insandır."(A. Badıllı, Mufassal Tarihçe adlı eserinden)

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.