

Hintli büyük müceddid âlim merhum Şah Veliyullah Dehlevi'nin en önemli şaheseri; "Hüccetûllahi'l Baliğa" adlı eseridir. Merhum Ebu'l Hasen Nedvi der ki: "Hüccetûllahi'l Baliğa", İmam Dehlevi'nin en büyük çalışmalarından birisi olduğu gibi ilmî eserleri arasında önemli bir yer işgal etmektedir. Bu eserde İslam Dini, güçlü ve çarpıcı delillerle desteklenerek sistematik, kapsamlı ve ahenkli bir şekilde ele alınıyor. İman, ibadet, muamelat, ahlak, toplum, medeniyet, siyaset ve ihsan/tasavvuf konuları, bir gerdanlığı veya bir zincirin halkalarını hatırlatacak şekilde bir irtibat, intizam, düzen, ahenk ve denge içinde takdim ediliyor.
Ayrıca bu eserde usul/esas ile furu/teferruât, maksat, gaye ile araç, kalıcı ve müstakil gerçekler ile geçici ve ârizi şeyler kesin çizgilerle birbirinden ayrılıyor ki bunlar birçok kitapta ve araştırmalarda birbiriyle karıştırılmaktadır.
Bu eserin böyle bir bağlantı ve ahenk içinde yazılması, Dehlevi'de bulunan denge, itidal ve fıtrat-ı selim gibi özelliklerin yanı sıra, onun hadis ilmindeki derin ve geniş araştırmalarına, Rasulullah'ın hayatı ve sünnetiyle iç içe olmasına veya Nebevi medreseden yetişmiş ve Efendimizin güzel hayatından feyizlenmiş rabbâni âlimlerin sohbetinden faydalanmış ve onların eğitiminden geçmiş olan o özel tabiatına borçludur."
Ülkemizde bu kıymetli eser evvela merhum allame Elmalılı Hamdi Yazır tarafından dilimize tercümeye başlanmış ama hazretin ömrü bu eserin tercümesini tamamlamaya yetmemiştir. Daha sonra merhum Hasan Basri Çantay, o zaman Diyanet İşleri Başkan yardımcısı olan merhum Ahmed Hamdi Akseki'nin teşviki ile ve Diyanet tarafından basılmak üzere tercüme etmeye başlamış, fakat bu tercüme de yarım kalmıştır. Merhum Çantay, hazırlamış olduğu 'Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim'de bu eserden yaptığı tercümeleri yer yer kullanmıştır.
Hayrettin Karaman Hocamız bir yazısında bu tercümeyle alakalı şunları yazıyor;
" Bu vesile ile merhum Hasan Basri Çantay'ın, bir bayram ziyaretimizde anlattığı "kitapla ilgili bir hatıra" okurlarımla paylaşmaya layık olsa gerektir; merhum şöyle anlatmıştı:
"Kitabı tercüme ederken aynı zamanda içinde geçen hadisleri kaynaklarından bulmak, karşılaştırmak ve yerlerine işaret etmek istiyordum. Yazarın Tirmizî diye kaynak verdiği bir hadisi saatlerce aradım, bir türlü bulmadım.
Bu sırada bir asabiyet bunalımı geçirdim (merhum daha önce bir asabî rahatsızlık geçirmiştir), Tirmizî'yi fırlatıp attım, kitabı tercüme etmekten vazgeçtim kendimi de sokağa attım. Aşağı yukarı bir hayli dolaşıp sakinleştikten sonra takımı tezgâhı toparlamak üzere odama geldim, Tirmizî'yi atınca açık vazıyette yere düşmüştü, kaldırmak üzere eğilince kendiliğinden açılmış olan sayfanın başında aradığım hadisi görüverdim, heyecandan ürperdim, tüylerim dikenlendi, pişman oldum ve bu heyecanla tekrar tercümeye döndüm." (Buna rağmen kitabın yine de yarım kalmasının sebebi, o zaman Diyanet İşleri Başkanı olan Şerafeddin Yaltkaya ile aralarına giren bir hadise ve anlaşmazlıktır).
Kaynak
Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Laik Düzende Dini Yaşamak, Cilt; 4, İz Yayıncılık, İst. 2006
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar