İman, amelle bezenmiyorsa zayıftır, Müslümanlık da eksiktir. Kişinin Müslümanlığı, muameleyle belli olur. Allah Rasulü, cenaze namazını kıldırmak üzere önüne getirilen sahabinin borcu olup olmadığını sormuş, borcu olduğu söylenince, "Öyleyse cenaze namazını kıldırmam." demişti. Evet, Müslümanlar olarak, para ile olan imtihanımız çok çetin. Bu da imanın zafiyetinden ileri geliyor. Sağlam bir iman, iyi bir ticaret kafası ve şeytanın fitlemelerini sezecek kadar basîret ve feraset olmadan günümüz şartlarında özellikle ticarette, müminin müminle olan imtihanı bitmez. Borcunu ödeme bir refleks gibi bizim ahlakımızdan öte bir hale gelmeden de gerçek mümin olunmaz. Günümüz şartlarında ticaret yapan Müslümanlar, arabayı dikkatli kullanan ancak bir de karşıdan gelen araçların yapacakları hataları da hesaba katıp ona göre arabasını süren şoförün misalinde olduğu gibi ticarette de çok yönlü düşünmek durumundadırlar. Çok ciddi ihtiyaç olmadıkça borca girmemek, borca girildiğinde de israftan kaçıp bir an önce borcu ödemek mümine yakışan bir tavır olsa gerek! Allah Rasulü bir başka hadislerinde şöyle buyururlar: "Müminlerin en faziletlisi, satış yaparken müsamaha ile (kolaylık göstererek) satan, satın alırken müsamaha ile satın alan, borcunu öderken ve borçludan borcunu isterken de hep müsamaha ve kolaylık gösteren mümindir."(1) Dipnot: 1-Kenz, 1/144-145. Bir başka rivayette hadis,'Allah rahmet etsin' şeklinde biter. Bkz: Heysemî, Mecmau'z-zevâid, 9/18.