Gündem İçi / Gündem Dışı

FARKLI OLANI VE DEĞİŞKENLERİ GÖREREK OKUMA

Çeşitli olayların bize neler anlatmak istediklerini merak ediyorum. Okuduğum her yazıyı doğru anlamak istiyorum. Girdiğim sınavlarda doğru cevapları bulup, kısa zamanda çözmek istiyorum. Doğru, faydalı, zaman kazandıran, Rabbimi ve insanları razı eden değerler üretmeye muhtacım. Bunun gibi sözleri çevremiz de sıkça duyarız.

İnsan sosyal, medeni bir varlıktır. Yalnız yaşaması çok zordur. Kısa süreli ve farklı gayeli yalnızlıklar elbette hayatın içinde var. Fakat biz, yakın dost çevremiz ve akrabalarımızla, iş arkadaşlarımızla, komşularımızla bir ve beraber olmağa mecburuz..Uyum içinde ve problemsiz yaşamak esastır. Fakat her zaman öyle olmaz. İnsanları anlayamadığımız anlarda problemler yaşarız.

Sıkıntı yaşadığımız insanları niyetlerini okuyamayız. Böyle bir amacımız da olmamalıdır. Kesinlikle suçlayıcı olmak ta işi zorlaştırır. Varsa problemin bizden kaynaklanan olumsuzluklarını ortadan kaldırmalı, üzdüğümüz insanlardan özür dileyip gönüllerini almalıyız. Gerisi kolaydır. Samimi açılan kalbin önünde duracak duvar tanımıyorum.

Şimdi amacımız bunlar olunca, doğru yön gösterici rehberlere veya prensiplere muhtaç oluyoruz. Rehber şahsiyetlerle Allah(cc) çevremizi kuşatmıştır Bunların çoğu dünyamızdan ayrılmış bile olsalar kitap sayfalarında ve gönlümüzde ışıkları daima yolumuzu aydınlatırlar.

Yüce Kitabımız ve tefsirleri ise eşi bulunmaz Nur avizelerdir. Bunlar baş tacımızdır. Olaylar ve kişiler çoktur. Genellikle karar anlarımız kısadır. Aldığımız kararlar ve sarf ettiğimiz sözlerin çoğunun geri dönüşü yoktur. O zaman önceden denenmiş tecrübelere ve prensipli sözlere ve güzel davranışlara ihtiyacımız vardır.

Evet, genel kaideler faydalıdır. Ancak her genelden özele geçmesini de bilmeliyiz. Çünkü “Bütün genellemeler tehlikelidir, bu yaptığım bile.” Her olay ve her insanın özel olduğu unutulmamalıdır..

BAZI FARKLILIKLARI VE DEĞİŞKENLERİ GÖRME;

Olaylar, insanlar, insanların karakterleri, tepkileri, sorulan sorular, soruların çeşitleri farklı olunca, onları çözme, anlama ve cevaplama tarzlarımız da değişir, değişmelidir. Yoksa doğru neticelere ulaşamayız. Bazı çözüm yollarını tavsiye edebilirim.

A-Yirmi üçüncü lem’a yani Tabiat Risalesi’ndeki kullanılan tarz, test sınavlarındaki soru tekniğine de benzer. “Madem eşya var ve sanatlıdır. Öyleyse ya diyeceksin ki;

 a)Esbap(sebebler) bu şeyi îcad ediyor,

 b)Kendi kendine teşekkül ediyor, oluyor, bitiyor,

 c)Tabiîdir, tabiat iktiza edip îcad ediyor,

 d)Bir Kadir-i Zülcelâl’in kudretiyle îcad edilir.”

Bediüzzaman hazretleri soruyu cevaplarken ilk üç şıkkın niçin cevap olamayacağını uzun, uzun anlatıyor. Sonra dördüncü maddenin doğru olacağını ispat ediyor. Bu yol hem öğrenci kardeşlerimizin alışık oldukları bir tarzdır. Hem de hayatımızın her safhasında olayları ve problemleri çözmede harika bir yoldur. Kullanabiliriz.

B-Yukarıda yanlışları eleyip doğruyu bulmuştuk. Bunun tersi de sorulabilir. Doğru cevabın üç maddesini tanıyıp yanlış şıkkını da eleyebiliriz. İyi, güzel ve faydalı olan insanidir ve islâmîdir. İnsanlığı kötü yola sürükleyen şeyler şeytani ve nefsanîdir.

C-Hikmetler dünyasında yaşıyoruz. Bir denklemin veya olayın elemanları veya şahısları değişirse, her değişiklikte sonuçlarda farklılıklar görürüz; 2+3=5 eder. 2 ve 3 rakamının farklı sayılarla değişmesi sonucu etkiler, biliyoruz.

Hayatın içinde olayları okurken de değişiklikler olursa neticeler elbette farklı olacaktır. Meselâ bir futbol takımının Antrenörü, oyuncuları, oyun zamanı ve maç yaptığı takım değişirse çok şeyin değişeceği kesindir.

D-Bir risaleyi, makaleyi veya yazıyı okurken de, değişkenleri olan; yazarı, yazıldığı tarih, yazarın içinde bulunduğu çevre ve şartlar dikkate alınmazsa doğru ve tam bir okuma olamaz.

E- Kanaatimce dilimizin doğru kullanılması ve çok kitap okunması ihtiyacımız olan her konuda bize yardımcı olacaktır.

Farklı anlayışlar birleşmeye, zenginleşmeğe ve güzellikler üretmeğe sebep olmalıdır.

Buraya kadar olan tavsiyelerimiz insana bakan yönüyledir. Allah (CC) isterse Onaltıncı Söz’un Zeylinde belirtildiği gibi mutlak Hâkimiyetine hiçbir engel yoktur. O’nun istemesi yeterlidir.

Kula kulluk, Rabbimize bütün güzellikler yakışır. Bizim amacımız üzerimize düşeni yapıp gerisini Allah’a havale etmektir. 28 /07 /2009 HİLMİ ARKIN

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.