

Muhterem Müslümanlar!
Mealci ve sünnet inkârcılarının cesaretleri o kadar arttı ki artık Kur’an ve hadiste sabit olan konuları da inkâr etmeye başladılar.
Kardeşlerim!
Kur'an’daki Cin süresi, aslında inkârcılara en iyi cevaptır.
Fakat konuyu genişleterek anlatmakta fayda vardır. Kur'an açıkça " ey insan ve cin toplulukları " diye hitap eder. Hz. Peygamber ( s.a.v.) 'in cinlerle konuşması sabittir.
Rahman süresinde tekrarlanan " تكذّبان -tukezziban" kelimesi insan ve cinlere yöneliktir. Bütün ümmetin bu konuda icması vardır.
Hal böyle iken biz cinlerin varlığı üzerinde tartışma yapmayacağız. Çünkü onların da, bizim de kaynak kabul ettiğimiz Kur'an’daki bilgiler inkârcıları yalanlamaktadır. Öyleyse onların bu inkâr durumlarının hükmü hakkında konuşmak daha faydalı olacaktır.
Zemahşerî, Nisa süresi 115 te geçen;
وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى
" kim peygambere karşı çıkar ve Müslümanların yolundan başka bir yola saparsa " âyetini açıklarken şöyle demektedir; " Bu âyet, icmanın delil olduğuna kanıttır. İcmaya muhalefet caiz olmadığı gibi, Kur’an ve sünnete muhalefet de caiz değildir. Çünkü Allah ," müslümanların yolundan başkası " ile " Rasulullah (s.a.v.) e muhalefet etmeyi bir araya getirmiş, böylece Müslümanların yolundan gitmeyi Hz. Peygamber (s.a.v.) ' e uymakla eşdeğer kılmıştır.
Beydavi tefsirinin haşiyesinde ise, “İmamı Şafii bu âyet ışığında icmanın delil olduğunu kabul etmiştir " denmektedir. Nesefi ise " Kur’an’a ve sünnete muhalefet nasıl yasaksa, icmaya muhalefet de öylece yasaktır" demektedir.
Kısaca bu konuda şöyle demek istiyorum;
Asıl mesele cinler'in varlığı-yokluğu değildir. Mesele Kur’an ve sünnetle sabit olan ve Müslümanların icmaıyla kabul ettiği bir hükme muhalefet etme meselesidir. Bu muhalefetin hükmünü ise Kur’an vermiştir. Biz sadece hatırlatma ve tekrarlama yaptık.
Selamlar. Hidayet Allah'tandır
Kardeşiniz Molla Musa Celali(r.h)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar