
Izhak Frankenthal

Izhak Frankenthal ve o sirada cocuk yasta oglu Arik


"Benim etim kemiğim, sevgili oğlum Arik, Filistinliler tarafından katledildi. Her zaman bir çocuğun masumiyetiyle gülen ve bir yetişkinin olgunluğuyla düşünen, benim uzun boylu, mavi gözlü, altın saçlı oğlum. Benim oğlum.
Eğer onun katillerini vurmak, masum Filistinli çocukların ve diğer sivillerin ölümünü gerektiriyor olsaydı, güvenlik güçlerinden bu işi yapmak için başka bir fırsatı kollamalarını isterdim. Güvenlik güçlerinin masum Filistinlileri öldürmeleri durumunda, onlara, oğlumun katillerinden daha iyi olmadıklarını, onlardan farksız olduklarını söylerdim.
Biz ahlaki değerlerimizi, intihar bombalarının başlamasından çok önce yitirdik. Başka bir milleti denetlemeye kalkıştığımızda, ok yaydan çıkmıştı bile.
Oğlum Arik, düzgün ve güvenli bir yaşam sürdürme imkânlarıyla demokratik bir düzende dünyaya geldi. Arik'in katilinin gözlerini açtığı yer ise, maddî ve manevî bir kargaşanın hüküm sürdüğü, işgal altındaki topraklardı. Eğer benim oğlum da o şartlarda doğmuş olsaydı, herhalde aynı şeyleri yapıyor olacaktı. Şurası kesin ki, eğer ben Filistinlilerin gündelik gerçekliği olan politik ve etik kaos içinde doğmuş olsaydım, işgalcileri öldürmek veya onlara azamî zarar vermek için var gücümle çalışırdım. Zira aksi takdirde, özgür bir insan olarak kendi özüme, kendi benliğime ihanet etmiş olurdum.
Acımasız Filistinli katillerden dem vuranlar ellerini vicdanlarına koyup aynaya baksınlar ve şunu kendilerine sormaktan kaçınmasınlar: eğer işgal altında yaşıyor olsalardı, ne yaparlardı? Ben, İzhak Frankenthal, kendi hesabıma şunu söyleyebilirim ki, o koşullarda hiç kuşkusuz bir özgürlük savaşçısı olurdum ve işgalcilerden gücümün yettiği kadarını öldürürdüm.
Oğlum Arik bir askerdi ve işgale karşı yürüttükleri mücadelenin etik temeline gönülden inanan Filistinli savaşçılar tarafından katledildi. O Yahudi olduğu için değil, bir milletin toprağını işgal eden bir başka milletin üyesi olduğu için katledildi.
Hoş karşılanmayacağını bilsem de, bu düşünceleri açıkça ve yüksek sesle dile getirmek zorundayım, zira doğrudan doğruya yüreğimin bana söylediği düşüncelerdir bunlar - iktidar ve üstünlük saplantılarıyla körleşmiş halkı yüzünden, oğlu taptaze yaşamını sürdürme imkânı bulamamış bir babanın yüreğinden kopup dökülen düşüncelerdir."
Not; Arik Frankenthal 1994 senesinde öldürülmüştür.
(Bu yazı, Virgül dergisinin Temmuz-Ağustos 2009 sayısında yayınlanmıştır.)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar