

Merhum Tahirü'l Mevlevi "Kıssalar ve Hisseler" adlı eserinde, büyük bir alimin büyük bir tevazu ve mahviyetini bizlere takdim ediyor.
Asıl adı Mehmed olup "Evliya hoca" diye meşhur olan bir zat, Yenikapı mevlevihanesi şeyhi Şeyh Osman Selahaddin Dede Efendi'ye ders okutuyormus.
1858-59 senesinde dersler bitmiş ve Evliya hocanın şeyh efendiye icazet vermesi lazım gelmiş. İcazet merasimi için çok büyük bir kalabalık toplanmış.
Gerisini Tahir efendi'den okuyalım;
"Meydanı ortasına yüksek bir minber, minderin önüne sedefli bir rahle konulmuştu ki, icazet verecek Evliya Hoca'nın makamı idi. Rahlenin karşısına serilen bir seccade üstünde, icazet alacak şeyh Osman Efendi oturuyordu. İcazetnâmeler ve aşırlar okunup dua edilmişti.
Birden bire, o vakte kadar görülmeyen ve hiç kimsenin hatır ve hayalinden geçmeyen bir hadise oldu. Minder üstünde oturan Evliya hoca, makamından fırladı, seccadenin üstünde ve şakirdinin karşısında diz çöktü, başındaki kavuğu çıkarıp rahlenin üstüne koydu. Ondan sonra;
"Ey Osman Efendi! Şimdiye kadar ben senin hocandım, bundan sonra da sen benim şeyhim ol! Şimdi bir sikke(Mevlevi külahı) getirt, tekbirleyip başıma giydir. Sen de benim şeyhim ol" diyerek minderden kalkımış, seccadenin üstüne ve şakirdi Osman Efendi'nin önüne diz çöküp, şakirdinin dizi üzerine başını uzattı...
Hocanın göstermiş olduğu şu tevazu, dünyada hiç değilse bile pek az kişinin yapabileceği bir harekettir. Çünkü o kadar cemaat karşısında hocalık minderinden kalkıp da müridlik seccadesine oturmak ve senelerce okuttuğu şakirdinin dizine kemâl-i ihlas ile baş koymak, benliğini tamamıyla izale etmiş olanların elinden gelebilir.
Osman Efendi özür dilese de, hocanın ısrarına karşı dediğini yapmaya mecbur oldu. Şakirdinin eliyle Evliya Hoca'nın başına bir sikke giydirilmiştir. Rahmetullahi aleyh.
Kaynak
Tahirü'l Mevlevi, Kıssalar ve Hisseler, haz. Mustafa Kirenci, Büyüyen Ay Yayınları, İst. 2020, 1. Baskı
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar