

İsmi 'Mücrim' olan bir bedevî, imamın hemen arkasında en öndeki safta namaza durmuş. İmâm, Murselât Sûresi'nden okumaya başlamış ve şu âyete gelmiş,
أَلَمْ نُهْلِكِ الْأَوَّلِينَ
"Biz öndekileri helâk etmedik mi?"(Mürselat: 77/16)
Bu âyeti duyunca ilk safta duranların kastedildiğini zannederek tedirgin olan bedevî, son safa doğru geri çıkar. İmâm okumaya devam eder:
ثُمَّ نُتْبِعُهُمُ الْآخِرِينَ
"Sonra arkadakileri de onların peşine takacağız."(Mürselat: 77/17)
Bunun üzerine bedevî ortadaki safa geçer. İmâm okumaya devam eder:
كَذَلِكَ نَفْعَلُ بِالْمُجْرِمِينَ
"Biz mücrimlere (suçlulara) işte böyle yaparız."(Mürselat: 77/18)
Bu âyeti duyunca bedevî hemen kendini mescidin dışına atarak:
"Öldürmek için peşine düştükleri kişi benim" diyerek hızla uzaklaşmış.
Kaynak
[Ebu'l-Ferec İbnu'l-Cevzî, Ahbâru'l-Hamkâ ve'l-Mugaffelîn, s.125]
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar