

*Peygamber Efendimizin(aleyhissalatu vesselam) bütün çocuklarının ebesinin, halası Safiyye bint-i Abdülmuttalip'in azatlı cariyesi Selma Hatun olduğunu.
*Rasulullah'ın(aleyhissalatu vesselam) Hz. Ammar bin Yasir için şöyle buyurduğunu; "Ammar hangi meselede muhayyer bırakılmışsa mutlaka en doğrusunu seçmiştir." (Tirmizi, Menakıb, (3800). Ve yine şöyle ferman ettiğini; "Ammâr kıkırdaklarına kadar iman doldurulmuştur." Nesai, İman 17, (8, 111).
*Uhud Savaşı dönüşünde Hz. Ali'nin(r.a) eşi Hz. Fatıma'ya kılıcını verirken; "şu kılıcı al, çünkü onda hiçbir kusur yoktur" demesi üzerine Allah Rasulünün (aleyhissalatu vesselam); "Ey Ali! Sen güzel savaştıysan, Sehl bin Huneyf, Ebu Ducane Simak bin Hareşe de güzel savaştılar" buyurduğunu. Burada zikredilen Sehl bin Huneyf hazretlerinin herkesin oraya buraya kaçıştığı o dehşet anlarında yerinden hiç kıpırdamadan savaştığını..
*Rasulullah'ın Hayber seferine giderken şiir okuyarak orduyu coşturan Amir bin Ekva'dan hoşnud kalarak "Rabbin seni bağışlasın" buyurduğunu. Rasul-i Ekrem'in bu duayı kime yaparsa, o zatın muhakkak şehid olduğunu bilen Hz. Ömer(r.a)'in; "Keşke Amir'i bize bağışlasaydın(ona bu duayı etmeseydin de) ondan istifade etseydik" dediğini. Gerçekten de Hayber'e varıldığında Yahudi Pehlivanı Merhab ile karşılaşan Amir hazretlerinin şehid düştüğünü..
* Hz. Ali(r.a) dünyaya geldiğinde babası Ebu Talib Medine'de olmadığından, annesi Fatıma'nın kendi dedesi Esed'in ismini oğluna verdiğini, Arslan manasına gelen bu ismi yanında, babasının eve dönünce oğluna Ali ismini koyduğunu.. Kuvvetli ve iri olmasından kendisine Haydar( Yiğit cesur adam, Arslan demektir) denildiğini..
*Hayber'de Hz. Ali tarafından öldürülen Yahudilerin ünlü savaşçısı Merhab'ın rüyasında kendisini bir arslanın parçaladığını gördüğünü..
*Uhud günü Kureyş topluluğunun sancaktarı Talha bin Ebu Talha el Abderi adlı serdarın Müslümanlardan karşısına çıkacak er dilemesi üzerine insanların ondan çekindiğini. Ortaya çıkan Hz. Zübeyr'in(r.a) ise o müşrikin devesine atlayarak onu yere serdiğini. Bunun üzerine Efendimizin(aleyhissalatu vesselam)'ın ona iltifat ederek "Her peygamberin bir havarisi(yardımcısı) vardır. Benim havarim de Zübeyir"dir buyurup şöyle ferman ettiğini, "Eğer Zübeyir ona karşı çıkmasaydı, ben çıkacaktım. Zira insanların ondan çekindiğini görmüştüm."
* Urve bin Zübeyr'in babası Hz. Zübeyr binAvvam'dan(r.a) bahsederken; "Küçüklüğümde babamın yara izlerine parmağımı dokundurur, oynardım" dediğini..
*Hz. Hamza'nın(r.a) şehadetinden önce çarpışırken şöyle dediğinin işitildiğini; "Allah'ım! Ebu Süfyan ve arkadaşlarının getirdiği fitneden ve Müslümanların bozguna uğramasından beri olduğumu sana arz ediyorum!"
*Uhud savaşının bitiminde Hz. Hamza'yı göremeyince Rasulullah'ın onu sorduğunu, bir zatın onu yakınlardaki bir ağacın yanında savaşırken görmüş olduğundan bahsetmesi üzerine hemen oraya gittiğinde yerde Hz. Hamza'nın alnını görünce ağlamaya başladığını , organlarının kesildiğini görünce ise hıçkırıklara boğulduğunu, gözyaşları içinde "bir kefen yok mu" buyurunca bir sahabenin elbisesini çıkararak Allah'ın aslanının üzerini örttüğünü..
Kaynaklar
1-M. Asım Köksal, İslam Tarihi-Cilt:2, Şamil Neşriyat, İst. 1987
2-Muhammed Yusuf Kandehlevi, M. Yusuf Kandehlevi, terc. Hayri Demirci, Cilt; 2, Gülistan Neşriyat, İst. 2009
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar