

M. Ragıp Öncel Bey anlatıyor; 1969 yıllarında Erzurum "Karanlık Kümbet''te muhterem Kırkıncı Hocamla bir akşam sohbet ediyorduk. O sırada orta yaşlı iki genç, gözü yaşlı ve de çok üzüntülü olduğu belli içeri geldi ve ''hocam, babam çok hasta, lütfen gelir misin ''dediler ve hocamı alıp götürdüler.
Ertesi gün hocama sorunca dedi ki : "Filan köye gittik. Baktım ki babaları sedirde uzanmış. Belli ki sekeratta. Kadınlar odayı boşalttılar.Telkin vs.. vermeye, dua okumaya başladım. Söylediğim tehlilleri onun da duyup tekrarlamasını arzuladım. Yatakta, ölüm döşeğinde olan bu şahsa baktım, dudaklarını kıpırdatıyordu. Ama ne söylediğini duyamadım.
İnşallah kelime-i tevhidi zikrediyor diye düşünerek kulağımı, onun ağzına yanaştırıp dinleyince şaşırdım ve ürktüm.
-Hocam o adam ne diyordu?
-Bırakın kelime-i tevhidi, ağzından "toklu toklu''kelimeleri çıkıyordu(!)
Demek ki sağlığında hayvan işi ile çok meşgulmüş ki, esas vazifelerini maalesef aksatmış..Ne diyeyim, Allah taksiratını affetsin.
Not: 1: Toklu; Küçük baş hayvan demektir.
Not:2: Bu gibi halleri İslam âlimleri de kitaplarında yazmışlardır. Ezcümle merhum Mevlana Eşref Ali Tehanevi(1883-1943) hazretleri Cezau'l A'mal(Amellerin Karşılığı) adlı eserinde(s: 26-27) onun talebesi Pakistan eski müftü-ü âzamı merhum Muhammed Şefii Diyobendi, Tatsız Günahlar adlı eserinde(s. 60) bu konuda Hindistan'da şahit olunan bazı hadiselere değinmişlerdir. Böyle bir akıbetten Mevla'ya sığınırız.(Bahsettiğimiz iki eser de Gülistan Neşriyat yayınları arasındadır. Temin etmek için tel:0-212-6676675 )
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar