

"1970'li yıllarda Erzurum'da Hacı Münir Efendi'yi evinde birkaç arkadaşımla birlikte ziyaret etmiştik. Evden içeri girdiğimizde yatakta yatan, hasta, 85-90 yaşlarında nurani, kamil bir sima ile yüz yüze geldik. Ömrünün son dönemlerini yaşayan bu zat ile görüşmemizin sebebi, Bediüzzaman Said Nursi ile ilgili bir hatırasını bizzat kendisinden işitmek ve bu hasta pir-i faninin duasını almaktı.
Bediüzzaman Said Nursi, ı925'de Van'dan Ban Anadolu'ya hicrete mecbur edilirken iki gece Erzurum'un Pasinler ilçesinin Korucuk köyünde Hacı Münir Efendi'nin konağında misafir kalır.
Münir Efendi yemek hazırlar ve istirahatı için yatağını yapar. Ertesi gün geldiğinde yatak hiç bozulmamış, yemeklere de hiç el sürülmemiştir. Şark insanının dünyasında hizmet ve ikramın ayrı bir yeri vardır. Yemeklerin yenilmediğini ve yatağın da hiç bozulmadığını gören Münir Efendi:
- "Benim ekmeğim helaldir. Allahını seversen, ekmeğimi ye!" der ve yemek için ısrar eder. Said Nursi, Münir Efendi'nin bu ısrarı karşısında;
- "Bana bir kase yoğurt getir" der. Münir Efendi yoğurdu getirir. Ertesi gün geldiğinde yoğurt kasesinden bir veya iki kaşık kadar yoğurt alınmış; yatak yine bozulmamıştır.
Bu durumu gören Münir Efendi:
- "Efendi Hazretleri seni gece boyunca izledim. İki gündür doğru dürüst yemek yemedin, yatağa da girmedin! Gece sabahlara kadar gözyaşı ile dua ve iltica ile meşgul oldun. Nedir sendeki bu hal?" der.
Bediüzzaman Hazretleri ona:
- "Kardeşim, bu milletin omuzuna inen musibet, cehennem ateşine denk bir musibettir. Bende ne uyku bıraktı, ne de iştah.. " diye cevap verir.
Prof. Dr. Şener Dilek
Nur Mektebi,
s. 89
Feyza Yayıncılık
İst. 2007
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar