Cevaplar.Org

NAMAZIN DİNDEKİ YERİ

İslam Literatüründe "Müminlerin miracı" olarak adlandırılan namaz, imandan sonra İslam dininin en önemli meselesi ve temel esasıdır. Bu yüzdendir ki namaz, İslam’ın diğer emirlerinden farklı olarak Miraç’ta "Sidret'ül-Münteha" denilen o yüce makamda -bizzat Vâhid ve Ehad olan Yüce Allah tarafından, miracın bir hediyesi olarak-Hz. Peygamber (a.s)'e ikram edilmiştir.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2016-01-08 03:02:14

İslam Literatüründe "Müminlerin miracı" olarak adlandırılan namaz, imandan sonra İslam dininin en önemli meselesi ve temel esasıdır.

Bu yüzdendir ki namaz, İslam'ın diğer emirlerinden farklı olarak Miraç'ta "Sidret'ül-Münteha" denilen o yüce makamda -bizzat Vâhid ve Ehad olan Yüce Allah tarafından, miracın bir hediyesi olarak-Hz. Peygamber (a.s)'e ikram edilmiştir.

Namaz, İslam'ın diğer şartlarını da içine alan bütün ibadetlerin bir fihristi hükmündedir. Namaz kılan bir kimse, kıbleye yönelmekle bir nevi Hac yapar, yeme-içme yasağına uymakla bir çeşit oruç tutar, hayat sermayesi olan zamanını sırf Allah'ı zikretmeye hasretmekle de bir nevi hayat zekâtını vermiş olur. Ayrıca ağaçlar ve bitkiler gibi ayakta; dört ayaklılar gibi rükûda; sürüngenler gibi secdede bulunduğu değişik hareket ve davranışıyla kâinatın yaptığı ibadetleri yapar.

Aynı şekilde meleklerden bir kısmı ayakta, bir kısmı rükûda, bir kısmı da secdede kalıp hep aynı vaziyette Allah'a ibadet etmektedir. Namaz kılan kimse de meleklerin bu ibadetlerini belli zaman dilimi içerisinde yerine getirmeye çalışır, bir mânâda melekleşir.

Namaz İslam dininin temel esaslarının en başında gelen bir kulluk nişanesidir. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz: "Müslüman bir kimse ile gayr-ı Müslim bir kimse arasındaki en açık alamet-i farika, namazdır" (1)diye buyurmuştur.

Bir Müslüman'ın, kendi aidiyetini belirleyen namaz ibadetini, bir kimlik simgesi olarak kullanması kadar onur verici bir nişan olamaz.

Fatiha'dan sonra, Kur'an'ın ilk suresinin başında yer alan:"İşte şu kitap, takva sahipleri için bir rehberdir. Onlar öyle kimseler ki, gabya/gözle görülmeyen iman esaslarına inanırlar ve namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de infak ederler/Allah yolunda harcarlar"(2) mealindeki ayette namaz, imandan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Namazın imandan sonra, ikinci sırada yer alan bir önceliğe sahip olduğu hususunda, İslam uleması arasında herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir.

Kur'an'da namaz, iman kelimesiyle ifade edilerek, onun imanla olan yakın ilişkisine işaret edilmiştir. Kıblenin Kâbe olarak tespit edilmesinden sonra, daha önce Mescid-i Aksa'ya doğru kılınan namazların durumu hakkında meydana gelen tereddütleri ortadan kaldırmak için bu ayet-i celile indirilmiş ve "Allah, sizin imanınızı asla zayi edecek değildir" mealindeki ifadeyle daha önce Mescid-i Aksa'ya yönelerek kıldıkları namazların zayi olmadığı belirtilmiştir. İlgili ayetin meali şöyledir:

"Böylece biz, sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanların üzerinde şahitler olasınız, peygamber de sizin üzerinizde bir şahit olsun. Halen yönelmekte olduğun Kıbleyi, ancak peygambere uyanlarla, ökçeleri üzerinde geri dönenlerden ayırt etmek için yaptık. Bu ise, Allah'ın hidayet ettiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah, sizin imanınızı(namazınızı) asla zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve pek merhametlidir."(3)

 İman sözleşmesine bağlı olarak İslam'ın manevî iklimine giren her insanın, bu kulluk havasından teneffüs etmesi gerekir. İslam'ın manevî vatandaşlığını kabul eden her insanın namaz kılması, bir manevî vatandaşlık borcudur. Ruh, akıl, vicdan ve kalbin bu manevî kulluk atmosferinden yararlanma hakkı vardır. Bunları –şımarık nefis istemiyor, diye- Rableriyle yapacakları münacattan mahrum etmek, büyük bir zulümdür.

Beş vakit namaz için okunan Ezan-ı Muhammedî, Allah'ın huzurunda divan durmaya, Padişah-ı Ezelî'nin dünya karargâhındaki asker kullarını ispat-ı vücut etmek üzere toplanmaya davet eden bir çağrı hükmündedir. Askerlikte beş gün üst üstte içtima alanına/sayım yerine gelmeyen asker, firarî sayılır ve askerliği tamamen yanar.

Şimdi her gün için beş defa Allah'ın davetine icabet etmeyip firar eden bir kimsenin durumunu varın siz düşünün!

Beşer aklının sınırlarını aşan, gaybî âlemin o malum-u mechul lâhûtî meclisi olan "Elestu Bezmi"nde, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diyen Allah'ın bu sorusuna, bütün insanlar -manevî/rûhânî yapılarıyla- hikmet lisanıyla "evet' demişlerdi. İşte;

-Namaz, o gayb âleminde verilen sözü, bu dünyada yeniden tasdik eden bir imzadır.

-Namaz, müminin miracıdır. Onu yerden alıp huzur-u ilahiye çıkaran manevi bir asansördür. Onu cismani alandan alıp ruhani sahaya, mele-i alaya yükselten bir iksirdir.

-Namaz, Arştan yeryüzüne uzatılan manevî bir iletişim hattıdır.

Yüce Yaratıcı ile bire bir iletişim kurmayı sağlayan bu hattan mahrum olmak büyük bir talihsizliktir, manevi bir hüsrandır, ruhi bir buhrandır.

-Namaz hakiki vuslattır. Nimetleri bol olan hakiki dosta karşı bir şükrandır.

- Namaz, Yüce Yaratıcıya karşı bir saygı duruşudur.

-Namaz, Ferşi Arşa bağlayan nurânî bir bağdır. İlahî huzurun aydınlığına kavuşmak isteyenlerin bu bağa sımsıkı tutunmaları akıl-ı selimin bir gereğidir.

-Namaz, yüce Allah'ın, kâinatın kutsal bir zirvesi olan Sidre-i Münteha'dan, Peygamberlerin en kutsalı olan Hz. Muhammed(a.s) verilen bir hediyedir. Bu hediye Kuddûs isminin bir yansımasıdır. Namazda ve namazın hemen arkasında tesbih-tahmid ve tekbirlerin varlığı bunun göstergesidir. Acaba, Allah'ın kullarına hediye ettiği namaz ibadeti gibi kutsal bir sohbeti, elinin tersiyle itmek kadar bir nankörlük olabilir mi? Hakikaten olamaz!

-Namazın önemini belirten pek çok ayet ve hadis vardır. Bir fikir vermesi için aşağıda bir kaç ayet-i kerimenin mealleri takdim edilecektir.

"Ey iman edenler! Sabırla ve namazla (Allah'dan) yardım isteyin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir."(4)

Bu ayette, dünyadaki imtihanı başarıyla bitirmek için, sabırlı olmayı öğrenmenin yanında, namazın feyzinden yararlanmanın da gereğine işaret edilmiştir. Aslında sabır ile namaz, birbirini destekleyen bir fabrikanın çarkları gibidir. Her gün beş defa namaz kılmak ciddi bir sabır ister. Namaz kılan kimse, hayatını disiplin içerisine aldığı için sabırlı olmayı da öğrenir. Demek namaz sabırlı olmaya, sabır da namaz kılmaya yardım eder. 

"Namaz Allah'tan hakkıyla korkanların dışındaki kimselere çok ağır gelir."(5)

 Bu ayette, namaz kılmanın, Allah'ı tanımakla doğru orantılı olduğu gerçeği vurgulanmaktadır. Bu irfandan mahrum olanların –namaz kılma hususunda- uzun vadeli sabır göstermeleri gerçekten zordur.

Kim bilir şu yaşlı dünyamız, kaç defa; "Bir yıl namaz kıldım baktım sonu yoktur, terk ettim" diyen nice sabırsız insanların varlığına şahit olmuştur.

"Namazları, özellikle ortanca(ikindi) namazını koruyun (vaktinde ve düzgün kılın). Allah'a karşı boyun eğerek itaat edin."(6)

Bu ayette, her gün beş vakit namazı kılarak, onu korumaya almanın önemine işaret edilmiştir. İnsanların, sevdikleri şeylerini, örneğin; altınlarını, servetlerini korumak için büyük bir titizlik gösterdikleri gibi, imanlı olan insanların da kabrin öbür tarafında yegâne geçer akçe olan kulluk görevini, özellikle beş vakit namazı aynı titizlikle korumaları elzemdir."Şüphesiz ki namaz (insanları), her türlü hayasızlık ve fenalıktan alı koyar"(7) mealindeki ayet ile, "Muhakkak ki iman edenler kurtulmuştur. Ki onlar namazlarını huşu ile kılarlar"(8) mealindeki ayette namazın günahlara karşı bir sed vazifesini gördüğüne ve imanın dışa yansıyan bir tezahürü olduğuna işaret edilmiştir.

 

Namazın Dindeki Kıymetine İşaret Eden Birkaç Hadis-i Şerif:

Dipnotlar

1-Müslim, İman, 134; Ebu Davud, Sünnet, 15; Tirmizî, İman, 9.

2-Bakara, 2/2-3.

3-Bakara, 2/143.

4-Bakara, 2/153.

5-Bakara, 2/45.

6-Bakara, 2/238.

7-Ankebut, 29/45.

8-Muminun, 23/1-2.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

Bir sorunun cevabı; “Müzedeki bir insanın iskeleti 2.000 senedir var olduğu söyleniyor. Halbu

NAMAZDA 17 SIRRI

NAMAZDA 17 SIRRI

İslam Literatüründe “el-Mabud” kelimesi hakiki mabud olan Allah’ın bir vasfıdır. Ebced d

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Bu minva

CEHENNEM NEREDEDİR?

CEHENNEM NEREDEDİR?

Soru: Cehennem Nerededir? Cevap: Cennet ise Kur’an-ı Kerim'de zikredildiği gibi yüksektedir ve

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

Rum suresi, Mekki mukattaat sureler sisteminde yer alan, Kur’an’daki tertip numarası 30 olan bi

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki: “Komşusu, zararlarından emin

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

Kıyâmetin pek yakın olduğu ve vaktin bereketinin azaldığı günümüzde, insanlar dünya tela

SAYGI GÖSTERGELERİ

SAYGI GÖSTERGELERİ

Toplum içerisinde âdâb-ı muâşeret dediğimiz; nezâket, saygı ve görgü kuralları, dünya v

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

İbn Hacer el-Heytemî diyor ki: "Sahabe arasında cereyan eden hâdiseler konusunda dilimizi tutmam

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1

1.Hâfız ibn Hacer el-Askalânî el-İsâbe adlı eserinde diyorki: "Ehli-sünnet, sahâbenin âdil

İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

Hac, 50

GÜNÜN HADİSİ

Hiç bir vâli yoktur ki, o, müslüman ahâli üzerinde icrâ-yı velâyet ederken zulüm ederek ölür, muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram kılacaktır.

Ma'kıl İbn-i Yesâr (r.a)'dan rivayet olunur.

TARİHTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI