Hz. Lokman, Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen, bir peygamber mi yoksa veli mi olduğu hususunda ihtilaf olan bir mana büyüğüdür. Dâvûd aleyhisselâm zamânında Arabistan Yarımadası'nın Umman taraflarında yaşadığı rivayet edilmektedir. İnsanların maddi hastalıklarını tedavi eden Hz. Lokman, halk arasında Lokman Hekim olarak da anılmaktadır. O, maddi hastalıkları olduğu gibi manevi hastalıkları da tedavi eden bir tabiptir. Hz. Lokman, gönül dünyamızı aydınlatan, uyulduğu takdirde hem bu dünya hem de öte dünya saadetini yakalabileceğimiz pek çok hikmetli sözler söylemiştir. Bu sözlerin bazılarını Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de Hz. Lokman'la oğlu arasında geçen nasihatler zinciri olarak bize ifade etmektedir. Bu altın sözlerin bazıları ise tefsir kitaplarında yer almaktadır. Şimdi gelin bu sözlerden bazılarına beraberce kulak verelim. Allah'a ortak koşma! "Evladım! Sakın Allah'a eş, ortak uydurma. Çünkü şirk pek büyük bir zulümdür." (Lokman, 31/13) "Evladım! Yapılan iş; bir hardal tanesi kadar küçük de olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa, yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, mutlaka Allah onu meydana çıkarır. Allah öyle latîf, öyle habîrdir (ilmi gizliliklere pek kolay bir tarzda nüfuz eder)." (Lokman, 31/16) Başına gelen sıkıntılara sabret! "Evladım! Namazı hakkıyla ifa et, iyiliği yay, kötülüğü de önlemeye çalış ve başına gelen sıkıntılara sabret! Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren işlerdendir." (Lokman, 31/17) "Kibirli davranarak insanlara yüzünü dönme, yerde çalımlı çalımlı yürüme! Çünkü Allah kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez." (Lokman, 31/18) Bağırarak konuşma! "Yürürken ölçülü, mûtedil yürü! Konuşurken sesini ayarla, bağırarak konuşma! Unutma ki seslerin en çirkini, avazı çıktığınca bağıran eşeklerin sesidir." (Lokman, 31/19) Sen takvayı seç! Eğer kârlı bir alış-veriş yapmak istiyorsan takvayı seç, onu elde etmeye çalış ki, herhangi bir mal ve eşya satın almadan da kazançlı çıkmış olasın. Dünya öyle engin bir denizdir ki, pek çok kimse orada boğulmuştur. Öyleyse sen o deniz için, iç malzemesi iman, yelkenleri de tevekkülden ibaret olan takva gemisini hazırla ki boğulmaktan kurtulabilesin. Tevbeyi erteleme! Sakın ha tevbeyi sonra yapayım deme. Zira ölüm ansızın geliverir. Cahil ile samimi olmayı arzu etme ki, o, yaptığı kötü ve yanlış işleri senin de doğru bulduğunu düşünmesin. Öğrendiğin bilgilerin gereklerini tam olarak yerine getirmedikçe, bilmediğin diğer hususları öğrenmeye kalkışma. İlim meclislerinde bulun! Alimlerin ilim meclislerinde bulunmaya ve onların hikmetli sözlerini dinlemeye gayret et. Zira Allah, bol yağmurla kupkuru yeryüzünü yeşertip dirilttiği gibi, hikmet nurlarıyla da ölü olan kalbi diriltir. Şu bir gerçek ki, kim yalan söylerse, artık onun haya duygusu yok olur. Ahlakı bozuk olanın ise gam ve kederi bol olur. Büyük bir kayayı yerinden oynatıp kaldırmak, anlayışsız bir adama hak ve hakikati anlatmaktan daha kolaydır. Yalan söylemekten sakın! Yalan söylemekten sakın! Çünkü yalan, dînini ifsat eder, insanların yanında mürüvvetini noksanlaştırır ve bu durumda da utanma duygun yok olur; değerin düşer, makam ve mevkin elden gider; küçümsenirsin, konuştuğun zaman sözün dinlenmez, söylediğine itibar edilemez. Bu duruma düşüldüğünde de yaşamanın zevki kalmaz!