MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR-2
Allahu Teala yarattıklarına hitap ederek dinini tebliğde Hz. Peygamber (sas)'in yerinin ne olduğunu şöyle açıklamaktadır: "Eğer O (Peygamber, iddia ettiğiniz gibi) kendiliğinden bize bir söz uydurup yakıştırmağa kalkışsaydı onu hınçla yakalar, sonra yüreğini söker çıkarırdık. Ve sizden hiç kimse de onu elimizden alamazdı." (Hakka Suresi, 44-46).
2. ŞÜPHE: Sünnetin bir teşri kaynağı olduğunu inkar etmek için Mealcilerin ileri sürdükleri şüphelerden biri de Sünnetin Allah'tan gelen bir vahiy olmamasıdır. Onların iddiasına göre Sünnet insanların yalan ve uydurma yoluyla peygamber sas'a nisbet ettikleri sözlerden ibarettir. Bu sözlerin Hz. Peygamber (sas)'den çıkmasında vahyin hiç bir etkisi yoktur. Peygamber (sas)'e Kur'an'ın ihtiva ettiği şeylerden başka hiç bir vahiy inmemiştir. Ve şöyle diyorlar: "Bize sadece Allah'ın indirdiği vahye uymak emredildi." Onlara göre bu uydurulmuş hadisler içerisinde her ne kadar isnadı sahih bazı hadisler olsa bile, sadece Kur'an'a uymakla mükellef olduğumuz için, bu tür hadislere uymak vacip olmaz. Çünkü bunlar Allah'tan gelmiş bir vahiy değil, bizim gibi insan olan bir peygamberin kendi içtihadıdır. Hadisçiler Allah'tan peygamberine gelen vahyin iki kısım olduğuna inanırlar. Vahy-i metluv (kitap olarak okunan açık vahiy, yani Kur'an), Vahy-i gayr-i metluv (kitap olarak okunmayan ve sünnet adı verilen hadisler). Vahyin bu taksimi yahudilerden ödünç alınan bir inançtır.
CEVAP:
Allahu Teala yarattıklarına hitap ederek dinini tebliğde Hz. Peygamber (sas)'in yerinin ne olduğunu şöyle açıklamaktadır: "Eğer O (Peygamber, iddia ettiğiniz gibi) kendiliğinden bize bir söz uydurup yakıştırmağa kalkışsaydı onu hınçla yakalar, sonra yüreğini söker çıkarırdık. Ve sizden hiç kimse de onu elimizden alamazdı." (Hakka Suresi, 44-46).
Bu âyet peygamberin Allah'ın emri olmaksızın kendi başına din hakkında bilgi vermediğini, aksine şayet inanç, ibadet, muamelat konusunda bir hüküm söylemişse onları Allah'ın emri ve haberi doğrultusunda beyan ettiğini çok açık bir şekilde belirtmektedir. Hatta peygamberler çok sefer kitap olarak getirmedikleri şifahi konuşmalarında kitapta geçmeyen helal ve haramlardan da bahsetmektedirler. âyette geçen böyle bir uyarıdan sonra Hz. Peygamberin kendiliğinden bir şeyi helal ve haram kılması veya dinde sınırlama veyahut genişleme yapması mümkün müdür?
Demek ki onun hareketleri, sukûnetleri ve teşri ile ilgili sözleri hep ilahi iradeye uygundur. Allah'ın ona yönelik bilgilendirmesi olmadan din konusunda herhangi bir söz, fiil ve sukutun çıkması mümkün değildir. Bu bilgilendirmenin de yolu vahiydir. İşte bu sebeple alimlerimiz kuran mushafına geçmeyen nebevi ifadelere vahy-i gayr-ı metluv demişlerdir.
Nitekim ailevi bir konuda bile "sana bunu kim haber verdi" diye sorulan soruya şu âyette geçen cevabı vermiştir:
"Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, "Bunu sana kim bildirdi?" dedi. Peygamber, "Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi" dedi." (Tahrim, 3)
Demek ki Hz. Peygamber (sas) kendi hevasından konuşmamaktadır. Nitekim âyet bunu açık nas ile ifade eder: "O, hevasından konuşmuyor, konuştuğu şey, kendisine vahyedilenden başkası değildir. " (Necm, 3-4). İmam Kurtubî bu âyeti tefsir ederken şöyle der: "Bu âyet, Sünnetin de Allah'tan indirilen vahiy gibi olduğuna delalet eder."
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi İslâm alimleri vahyi iki kısma ayırırken başka bir kaynağa müracaat etmemişler, Kur'an'daki bu tür âyetlerden ve Hz. Muhammed'in tatbikatlarından hareketle böyle bir taksim yapmışlardır.
Müslümanların vahy-i gayri metluv taksimini yahudilerden aldığını söyleyenlerin delilleri yoktur. Çünkü bu konuda hangi müslüman alimin hangi yahudi kitaba dayandığını isbat eden bir delilleri de bulunmamaktadır. Sadece zan, itham ve tahminlerine dayanarak kişisel yorumlar yapmaktadırlar. Bu tür delilsiz ve mesnedsiz iddiaların hiç bir ilmi kıymeti de yoktur. Böyle bir iddia ile hareket edildiği takdirde Kur'an'da bulunan bir çok âyetin, kıssanın, hükmün de Tevrat ve İncil'den alındığı söylenecektir ki, bu metot oldukça yanlıştır. Kaynağı semavi olan dinlerde ve kitaplarda bazı benzerliklerin olması, Kuran ve Sünnetteki bazı hükümlerin onlardan alındığı anlamına gelmez. Zira Hz. Peygamberin başka bir kaynağa ihtiyacı yoktur. Ayetin beyan ettiği gibi "Söyledikleri şeyler vahiyden başka bir şey değildir!"
Kardeşiniz(merhum) Molla Musa el-Celalî (Geçit)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-2
Fahr-ı Kainat’a Nasıl Bakmalıyız: Kur’ân’da, “Muhakkak ki, Allah katında sizin en d
NURDAN VECİZELER-8
“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B
YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET
Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27
Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a
TACEDDİN TOPAL(1927-2020)
Taceddin Topal ağabeyimiz Isparta/Yalvaçlıdır. Yalvaçlılar O’na Taci Dede diye biliyor ve ö
SULTAN 2. BAYEZİD (1481-1512)
1448’de Dimetoka’da doğdu. Fâtih Sultan Mehmed’in Gülbahar Hâtun’dan doğan büyük oğl
CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR
Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle
AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ
De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy
ALLAH RASULÜNÜN MANEVİ ŞAHSİYETİ-1
Fahr-ı Kâinat Efendimiz, (Aleyhissâlatü vesselâm) Kur’ân’ı Mekkelilere tebliğe başladı
NURDAN VECİZELER-7
“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink
- MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI
- YEDİNCİ NOKTA: NEDİR HAYATIN EN SAF LEZZETİ VE EN HALİS SAADETİ?
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-26
- ŞÜKRÜ ALTUĞ(1914 – 1984)
- BÜYÜK ÇARŞI
- KIZIL İCAZ YEDİNCİ BEYİT- 10. DERS(3)
- BEŞİNCİ NOKTA: NEDİR HAYATIN HAKİKİ HUKUKU?
- NURDAN VECİZELER-6
- HAMAS ÜZERİNDEKİ AMALEK GÖLGESİ
- İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİNİ İNKAR EDENLERE CEVAPLAR
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-25
- ŞEVKET AKIN(1923 -2021)
- HOCAZÂDE MUSLUHİDDİN
- ACBU’Z ZENEB HADİSİ
- DÖRDÜNCÜ NOKTA: NEDİR HAYATIN MAHİYETİ?
- NURDAN VECİZELER-5
- SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-24
- YENİ İSRAİLİYAT VE DİNİ GÜVENLİĞİMİZ
- NAMAZDA 17 SIRRI
- İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK
- İMAM BUHARİ'YE ATILAN İFTİRALAR
- ŞAHABEDDİN ÜNLÜ (1945 -2021)
- HIZIR BEY
- CEHENNEM NEREDEDİR?
- KIZIL İCAZ YEDİNCİ BEYİT- 10. DERS(2)
- BU MAKAMDA BİR SUAL AKLA GELMEKTEDİR
- İSRAİL'İN KIYAMETİNİ TÜRKLER KOPARIR
- HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
İnkâr edenler, Allah'ın yolundan ve -yerli, taşralı- bütün insanlara eşit (kıble veya mâbed) kıldığımız Mescid-i Harâm'dan (insanları) alıkoymaya kalkanlar (şunu bilmeliler ki) kim orada (böyle) zulüm ile haktan sapmak isterse ona acı azaptan tattırırız.
Hac,25
GÜNÜN HADİSİ
Allah'ın en sevdiği isimler
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah'ın en ziyade sevdiği isimler Abdullah ve Abdurrahman'dır." Müslim-Edeb:2 Ebu Davud-Edeb:59
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fatih Donanmayı Haliç'e İndirdi.(22 Nisan 1453) *T.B.M.M. Açıldı.(23 Nisan 1920) *Yavuz Sultan Selim Padişah Oldu.( 25 Nisan 1512) *Çernobil Nükleer Faciası.(26 Nisan 1986) *Sultan II.Abdülhamid Han Tahttan İndirildi.(27 Nisan 1909)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...