

Recaizâde Mahmut Ekrem döneminde bir konuşmacı Fatih Sultan Mehmed'i anlatan bir konuşma yapıyor. Çok da güzel konuşma yapmış. Dinleyicileri heyecanlandıran bir konuşma yapmış. Recaizâde Mahmut Ekrem'den de takdir bekliyormuş.
Herkes tebrik etmiş ama konuşmacının gözü Recaizâde Mahmut Ekrem'de. O da bir şey söylememiş. Konuşmacı gitmiş ve "nasıl buldunuz efendim?" demiş.
Recaizâde ; "çok güzel, sen ziraat mühendisi miydin?" demiş. Konuşmacı da; "hayır efendim değilim. Ne alakası var ziraat mühendisiyle?" deyince,
Recaizâde ; "Valla ben seni dinlerken öyle zannettim. Sen Fatih'i anlattın. Şimdi O nerde?" toprakta, torunları nerede, toprakta, yaptıkları toprakta, toprağın üzerinde olan biziz. Soğan da öyle, turp da öyle, kıymetli tarafı toprağın altında, purçu(sapı) yukarıda. Sen bize ne yapacağımızı, Fatih'ten örnekler vererek söylemedin. Bizim ne olmamız gerektiğini söylemedin. Onlar iyi insanlardı, iyi atlara bindiler gittiler. Biz neyiz? Biz ne yapalım?" demiş.
Kaynak
Mahmut Toptaş, Kur'an-ı Kerim Şifa Tefsiri, Cantaş Yayınları: 8/354-355
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar