Ders Notları

RİSALE-İ NUR DERS NOTLARIM-9

Ders: Yirminci Mektup

İzah: Hulusi Yahyagil

*Bu Yirminci Mektup ilk telif edildiğinde(1934 senesi) Üstad tarafından başına "en mühim bir mektup" diye yazılmıştır.

 *Bu,

لاَ اِلهَ اِلاَّ اللّٰهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَ يُمِيتُ وَ هُوَ حَىٌّ لاَ يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ وَ اِلَيْهِ الْمَصِيرُ Mektubat ( 222 )

Sabah ve akşam namazlarından sonra onar defa veya boş bulunduğunuzda okursanız, rahatlarsınız, içiniz rahat eder, kalbi kasavetiniz gider, üzüntünüz kaybolur.

 *Cenab-ı Hak Ya Celal sıfatlarıyla ve Celali isimleriyle kâinatta tecelli eder, görünür veya Cemal sıfatları ve Cemali isimleriyle tecelli eder. Mesela, duydunuz ki bir yerde hareket-i arz(zelzele) olmuş. Demek ki Cenab-ı Hak oraya Celal ismiyle tecelli etmiş.

* Bu güç yetmez devasa hayvanların altına girersen bir şey demez. Memesinden tutarsın, sağarsın sesini çıkarmaz, sana sütünü verir. Emsaline kıyaslarsan biz kuvvetimizle mi bir sığırı, bir boğayı böyle tutup götürebiliyoruz?

Ben yarbayken pek az bir müddet Konya'nın bir ilçesinde Askerlik Şube Reisliği yaptım. Bir gün pencereden bakarken, yürümeye yeni başlamış, ayakta duramayacak derecede bir çocuk gördüm. Evlerinin ön kısmında develerin durduğu bir yer vardı. O çocuk yavaş yavaş yürüyerek gitti, develerin bir tanesinin yularından yapıştı. Yeni yürümeye başlamış bir çocuk, ne yapacak diye ben de ibretle bakıyorum. Deve kocaman cüssesiyle yavrunun iradesine tabi oldu. Yavaşça yerden kalktı. O çocuk yavaş yavaş yürüyor, deve de onu takip ediyor. Onu geçmeye de hiç mi hiç niyeti yok. 'Fesüphanallah!' dedim. 'Bu iş tabii mi? Koca deveyi bu kadarcık çocuk yularından tuttu çekti.'

Şimdi bu çocuk, 'Ben yatan bir deveyi kendi gücümle yerinden kaldırdım, çeke çeke evden dışarıyla çıkardım' dese, ne derece inandırıcı olur? Kim yaptırıyor bunu? Allah. Deveye bu boyun eğme melekesini öğreten kim? Onu ona muti kılan kim? Bu, devenin işi değil herhalde. Şu mülkün de, devenin de, yavrunun da Sahibidir ki, apaçık bir lisanla, 'Bakın benim Kudretimden, Benim musahhariyetimden, Benim tasarrufumdan size hikmetler gösteriyorum. Bu yavrucuk, tek başına ve kendi gücüyle bu kocaman deveyi yerinden kaldırabilir mi? Çekip dışarıya çıkarabilir mi? Sonra o deve o cüssesine rağmen o küçücük mahlûkun arkasından gider mi?' der.

…Demek ki, iktidarımızla yapacağımız bir iş yok. Kendimizi Allah'a karşı bu kadar iktidarsız, zayıf ve aciz görürsek, o zaman Cenab-ı Hak bize merhamet eder, sıkıntılarımızı çeker alır.

* Bir zattan dinlemiştim;

Bir zaman bir denizde bir gemi batmış. Herkes boğulmuş. Sadece bir kadın ve emzikli bir bebeği bir tahtaya tutunmuşlar. Daha sonra kadın da suya gömülmüş. Sadece o bebek kalmış ve insanlara tarafından kurtarılan o masum bebek daha sonra bir memleketin hükümdarı olmuş.

* Cizre'de meşhur 'Seyda' denilen ve Üstad'ın vefatından sonra(1969) Hakkın rahmetine kavuşan zatın(Muhammed Said Efendi'nin) bana söylediği şu duayı size tavsiye ederim:

'Allahümme inni es'elüke min füc'et-i hayrin ve eüzü bike min füc'et-i şerrin' Ne diyor: Allahım! Sen'den ani gelen hayır isterim, ani gelen şerden de Sana sığınırım.

1340(1924)'ta Cizre'de o zatı ilk görüşümde bunu bana tavsiye etmişti, o zatın yadigârıdır.

Not; Merhum Hulusi ağabeyi teyiden, İmam Nevevi'nin bu dua hakkında yazdıklarını nakletmek isterim.(Salih Okur)

"Bir iş hakkında hayırlı haber beklerken veya bir hadise meydana geleceği zaman bu duayı okumak müstehabtır. Bir hadiste geçtiğine göre, Rasulullah(Sallallahu aleyhi ve sellem) sabah vakti bu duayı okurdu.(Kitab'ül Ezkar, s: 104)

 

 

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.