

Ders: Kastamonu Lahikasından (s: 148) Takva ile alakalı Mektup
İzah: Prof. Dr. Şener Dilek
*Bu asırda şerler dehşetlidir. Fitne büyüktür. Nuh(a.s)ın gemisinin maruz kaldığı dalgalardan daha dehşetli manevi dalgalara maruzuz.
*Ahmed Hamdi Tanpınar, 1928'lerde iki sene Erzurum'da öğretmenlik yapmış. İki sene içerisinde dışarıda sadece iki tane kadına rastlamış, onlar da ihramlı..
Not: Şener beyin dediğini teyiden Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'nin hatıratından şu nakli verelim; "1940'larda Erzurum'un çarşılarında ihramlı bile olsa bir tek kadın görülmezdi."
*Feyz-i ilahinin eşiği, göze hâkimiyetten geçer.
*Gözüne hâkim olmayan bir nur talebesine gelen feyiz, hortumdaki su kadardır.
*Malumatı, bilgiyi, maneviyatı, tedrisatı takva ile beslemek şarttır. Yoksa belli bir müddet sonra insanın bilgisi artar, ama hidayeti artmaz.
*Dünya standartlarında bir baraj üç senede doluyor. Kapakları açınca üç saatte boşalır. Tahribat kolay.
*Bir Müslüman yaşadığını konuşur, konuştuğunu yaşarsa, o canlı bir hakikattir.
*Takva kırılınca şahsiyet silikleşir. Müessiriyet kalkar. Simada huşu, huzur gider. Feyz uçar gider.
*Müslümanın bayramı, günah işlemediği gündür. Hz. Ali(r.a)
*Takva, maneviyatın kalitesidir.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar