

Ders: 11. Söz(3. Ders)
İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar
*Hüsün, Cemal ikisi de güzellik demek. Ancak hüsün kelimesi daha çok manevi güzellikleri ifadede kullanılır.
*Manevi kemal ve cemal ancak maddi tezahürleriyle görülür. Mesela sehavet(cömertlik) güzelliği ancak o cömert zatın hayır ve hasenat yapmasıyla, infakıyla görülür. Yine birisini farz edelim, fevkalade bir mimar. Ama ondaki bu kemal ancak yaptığı mimari şaheserlerle kendini gösterir. Yine hattatlık manevi bir kemaldir. Ancak maddi olan kâğıt ve kalemde kendini gösterir.
*Üstad bir yerde tekbiri anlatırken şu güzel ifadeleri kullanıyor; "marifetimiz haricindeki kemalât-ı kibriyasının mücmel bir ünvanıdır." (Sözler s:199 ) Allah'ın kemal ve kibriyası var, bizi aklımız onu ihata edemez, bizim marifetimizin ötesidir o. İşte bu bilemeyişimizdeki aczin ilanı Allahüekberdir. Yani tekbir; "Ben Senin kemal ve azametini ne kadar bilsem Sen onun ötesinde büyüksün" demektir.
Not:1: Üstad diyor ki; "İnsan, mahlûkat-ı acibe ve harekât-ı garibeden aklının tartamadığı ve zihninin içine alamadığı şeyleri gördüğü zaman, "Allahü Ekber" demekle rahat bulur. Yani, Hâlıkı daha azîm ve daha büyüktür. Onların halk ve tedbirleri kendisine ağır değildir.(Mesnevi-i Nuriye s: 130 )
Not: 2: Alaaddin Bey, Tekbir hakkında bir yazında şöyle diyor; ""İnsan, Allah'ın kudret sıfatını idrakten aciz oluşuyla da "tekbir" getirir. Önce kendisine lütfedilen kudret ve kuvveti nazara alır. Sonra bütün canlılara dağıtılan kuvvetleri hayalen bir araya toplar, tefekkürünü biraz daha genişletir. Sonra, atomdaki kuvvet cilvesinden, güneşteki cazibeye kadar bütün kuvvetleri birden düşünür. .. "Bu mahlûklara bu kuvvetleri bağışlayan, onlarda bu sıfatı yaratan Allah'ın sonsuz kudreti, bu tecellilerle layıkınca bilinemez", der ve beşerin idrak edebileceği kuvvetlerden sonsuz derece büyük olan ilahı kudret karşısında hayretini "tekbir" ile ifade eder."(Prof. Dr. Alaaddin Başar, Risale-i Nur'dan Kelimeler, Cümleler, Cilt:1 s.403, Zafer Yayınları, İst. 2007)
*Namazın bir sureti bir de hakikatı var. Rükuya gidiyoruz, belimizi büküyoruz. Bu, rükunun şeklidir. Bir de rükunun hakikatı var ki, o da tazim içinde bir acz ile Cenab-ı Hakkın kemalat-ı Kibriyasını bilip, onu idrak edemeyişimiz karşısında bel bükmektir.
Not: Hz. Mevlana da buna işaret sadedinde; "Namaz yumurtasından civcivi çıkara gör. Tane toplayan kuş gibi tazimsiz ve tadilsiz başını yere koyup kaldırma" buyurur.(Salih Okur)
*Şu anda vücudumuzda birçok işler oluyor, hiçbirinden haberimiz yok. En azından kanımız temizleniyor, hücrelerimiz yenileniyor. Biz ise, sonsuz aczimizle Allah'ın sonsuz rahmetine iltica etmiş durumda ders dinliyoruz.
*Cennete girmek Allah'ın lütfu iledir, oradaki dereceler ise burada işlediğimiz ibadetler iledir.
*Cennette acıkma da yok, susama da yok. Doyma da yok. Sırf zevk için yiyeceksin, o an nur olacak.
*Cennette süt nehirleri gibi dünyada süt nehirleri var da, görmüyoruz. Üstad "Hâlık-ı Zülcelali Vel'ikram, çocukları dünyaya gönderdiği vakit, arkalarından rızıklarını gayet latif bir surette gönderip ve memeler musluğundan ağızlarına akıttığı gibi" diyor. (Mektubat s: 260)
Not: Bu meselede Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'nin verdiği bir misali nakledelim, "O Rezzak-ı Zülcelalin her gün insani validelerden tâ koyunlara ve kedilere kadar bütün memeli hayvanlar kanalıyla bu dünya yüzeyine akıttığı sütleri bir araya toplasanız, birçok büyük nehirler meydana gelir.
Cennetteki süt ırmaklarını aklına sığıştıramayanlar her gün yeryüzünde akan bu ve benzeri binlerce nehre hiç nazar etmiyorlar mı?"(Mehmed Kırkıncı, Hikmet Pırıltıları, s. 146, Yeni Asya Yayınları, İst. 1976)
*İmanın mükâfatı; saadet-i ebediye, İslamiyetin mükâfatı; Dar'üs Selam. Yani, her şeyden salim olunan hiçbir kederin bulunmadığı bir âlem.
*Seyrettiğimiz şeyler fani, seyrimiz de öyle, o da gelip geçiyor. Ama o seyri tefekküre çevirdik mi, o, ruha bir kemal veriyor, o baki işte. Hayret ettik mi, o hayret ruha geçiyor, o baki, çünkü ruh baki. Bir nimeti yediğimizde bir şükür duygusu ruhumuzda hâsıl oldu mu, o ruha geçiyor. Ruha mal olan şeyler baki oluyor. Bedene mal olan şeyler beden gibi fani, ama ruha mal olan şeyler ruh gibi baki..
Not: Hz. Mevlana buna işaret sadedinde;
"Çunki perid ez dehanet hamdü Hak
Murgu Cennet sahateş Rabb-i felak
"Senin ağzından Allah'ın hamdi zuhur edince, Cenab-ı Hak o hamdi Cennet'te bir kuş yapar" buyuruyor.(Salih Okur)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar