

Ders: 4. Şua, İkinci Mertebe-i Nuriye-yi Hasbiye(3. Ders)
İzah: Prof. Dr. Alaaddin Başar
*Her insanın üç tane temel özelliği var;
1-Sonsuz aciz
2-Sonsuz fakir
3-Sonsuz nâkıs
Ubudiyyet bu üçünün şuurunda olmak demek. Bu hususlar unutulduğunda insan kendisini güç kuvvet sahibi zannediyor, enaniyete kapılabiliyor.
Buradaki fakirlikten maksat bildiğimiz manadaki fakirlik değil. Her insan, bir padişah bile olsa, sonsuz fakirdir. Neyin fakiridir? Havanın fakiridir, suyun fakiridir, güneşin fakiridir, gecenin, gündüzün fakiridir. Cennetin fakiridir. Organlarına gelince; gözün fakiridir, kulağın, burnun, ciğerin ilaahir..Fakir; muhtaç olmak demek, bunların hepsine muhtacız.
Acizlik de, bunları yapamamak. Mesele ele muhtaç olmak bir fakirlik, onu yapamamak ise acizlik. Güneşe muhtacız, bu fakirlik. Güneşi yapamayız, bu da acizlik.
Nâkıslık da noksanlık demek. Yorulmak gibi, uyumak gibi, irademizin cüz'i olması gibi şeyler. Bunlar bizim noksanlıklarımız. Bunlarla Allah'ın kemaline ayna oluyoruz. Fakirliğimizle gınasına(zenginliğine) acizliğimizle de sonsuz kudretine ayna oluyoruz.
Not: Bu meseleyle alakalı bak. Prof. Dr. Alaaddin Başar, Sözler'den Dersler-1, s: 16, 93-100, Zafer Yayınları, İst. 2015
Prof. Dr. Alaaddin Başar, Risale-i Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler- s: 7-10, Zafer Yayınları, İst. 2016
*"Elleri bağlı, zaîf ve hasta bir tek adama ordular taarruz ediyor. O bîçarenin (yani benim için) bir nokta-i istinad yok mu?"(Şualar, s: 64) Buradaki ordulardan kasıt casuslar ordusu, hâkimler ordusu, bilirkişiler ordusu gibi, basın-yayın ordusu gibi o zaman Üstada cephe alan değişik kesimler kastediliyor. Bunun haricinde üstadın gizli zındık komiteleri dediği komiteler, masonlar, komünistler, Siyonistler var. Var da var..
*İman; insanın kendisini Allah'a nispet etmesidir; "ben Allah'ın kuluyum, Onun mahlukuyum, Onun masnuuyum, Onun merzukuyum ilaahir..İnsan böylece Esma-i Hüsna adedince kendini Allah'a nispet edebilir.
*"Her sene eşcar ve tuyur denilen o iki muazzam ordusunun elbiselerini tazelendirerek yeni libaslar giydirir, urbalarını ve formalarını değiştirir.(Şualar, s: 65) Öyle elbiseler ki, mesela ağacın elbisesi kendi içinden çıkıyor, başkası ona giydiriyor değil..
*"Üç yüz sayfalık bir kitabın özetini iki üç sayfada yapsak, o hülasada o kitabın içindeki meseleler ne kadar yer tutar? Birçok bölümler atlanır. Ama Cenab-ı Hak bir ağacın hülasasını bir çekirdekte topluyor ve hiçbir bahis atlanmış değil. Toprağa atıyorsun, aynen yine o ağaç gibi bir ağacı veriyor.
*İnsan bir cümleyi zihninde kurdu mu, artık o cümle vardır ama ne bir kimse görür, ne bir kimse işitir. Başkasının görmesi için yazması veya konuşması lazım. Onu yazıya geçirince sanki o cümleye "yazıya dökül" emri vermiş gibidir. İşte her mahlûk vücud sahasına çıkmadan önce Cenab-ı Hakkın ilm-i ilahisindedir. Vücuda gelmesiyle de sanki Cenab-ı Hak ona "ol" emri vermiş gibi, meydana çıkar.
Cenab-ı Hakkın bu emr-i manevisi veya yaratışı da iki çeşit;
1-İbda ile sebepsiz veya birden olması gibi, bunda tedricilik yok. Ruhumuz gibi.. Birden yaratılıyor.
2-Devamlı ol emrine muhatap olma. Vücudumuz gibi. Her safhada ol emri var gibi yani. Bir insan vücudu milyarlarca ol emrinden bir meydana geliyor.
Not: Bu meseleyle alakalı bak. Prof. Dr. Alaaddin Başar, Sözler'den Dersler-1, s:155-160, Zafer Yayınları, İst. 2015
Prof. Dr. Alaaddin Başar, Risale-i Nur Külliyatından Anahtar Kelimeler- s: 82-86, Zafer Yayınları, İst. 2016
Prof. Dr. Alaaddin Başar, Risale-i Nur'dan Kelimeler- Cümleler, Cilt:1, s: 165-170, Zafer Yayınları, İst. 2012
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar