

Ders: Muhakemat(2. Mukaddeme)
İzah: Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
*Mukaddime; Anlatılacak şeyleri okuyucuya başta takdim etmek demek.
Mukaddeme; Her şeyden önce konuyla ilgili bilinmesi gerekli olan şeyler, bu sebeple başta takdim edilen şeyler demektir.
* "Mazide nazarî olan birşey, müstakbelde bedihî olabilir."Muhakemat-s:16) Nazariyeye teorik diyebiliriz. Fazla karşılamasa da. Henüz herkes tarafından net olarak anlaşılamayan, teori halinde bulunan şeyler. Geçmişte öyle şeyler var ki, mazide ancak İbn-i Sina gibi zatlar bilebilirdi, bugün bir çocuğa dahi malum.
* "Âlemde meyl-ül istikmal vardır." Muhakemat ( 16 )
Meyl-ül İstikmal; kemâle erme meyli, isteği..
Hocamın(M. Kırkıncı) çok güzel bir misali var; Kâinatta daima meyl-ül istikmal var. Mesela bir şey topraktı, buğday oldu, iyi mi kötü? İyi da. Birisi o buğdayı ekmek yaptı. Daha iyi oldu. Ekmeği bir hayvan yedi..Hayvaniyet mertebesine yükseldi. O hayvanı biz yedik, insan oldu. İyi mi kötü mü? İyi ..Bir çocuk bir yaşında mı kemalde iki yaşındayken mi..vs. böyle daima bir kemâle gidiş görülüyor..
*Akgündüz Hocamız, Mukaddime'de geçen ve üstadın altına Kahriyyat notunu düştüğü;
"Her zerrede temayül ayandır tekâmüle
Her soyda füyuz-u hüveyda-nüma ile
Bir nokta-i kemale şitab üzre kâinat,
Ol noktaya teveccüh ile yükselir hayat. Muhakemat ( 16 )
Şiiriyle alakalı şöyle diyor; "Bunu söyleyeni bulamadım. Şöyle olabilir; Kahriyyat İslam edebiyatında kullanılan bir tabir. Herhangi bir insan bir başka insan veya bir topluluk hakkında, başlarına musibet gelmesi, Allah tarafından bir bela gelmesi için Cenab-ı Hakkın Kahhar ismini de kullanarak kaleme aldığı şiirlere kahriyye denilir.
Hatta; Artvinli bir şaire sırf bu yüzden Kahri denmiştir diyor.
Not: Hocamızın kimin söylediğini bulamadığı bu şiir meşhur Abdullah Cevdet'in Kahriyyat adlı şiir kitabından alınmıştır. Kahri hakkında da şu bilgiyi verelim; Artvin'in Hezor (şimdiki adı Hızarlı) köyünde doğdu. 19. yüzyılda yaşadığı saptanabilen aşığın, doğum ve ölüm tarihleri tam olarak bilinmemektedir. Günümüze kalan şiir sayısı sınırlı olan Aşık Kahri, ağırlıkla sevgi ve dini konuları işledi.( http://ozanlar.biz/kahri.html)
*İbn-i Sina'nın El Kanun adlı tıp kitabı 18. Yüzyıla kadar Avrupa'da ders kitabı olarak okutulmuş, sadece 17. Yüzyılda ayrı kişilerce 5 defa İngilizceye tercüme edilmiştir.
*Mebadi: Bir ilmin temel esasları demektir.
*Alman ve Japonların İkinci Dünya savaşında yenilmelerine rağmen bugünkü teknik seviyeye ulaşmaları, geçmişlerini inkâr etmemelerindendir. Mesela Hitler döneminde kurulan laboratuarları kapatmamışlar, onlardan istifade ile bugünkü seviyeye gelmişlerdir. Türkiye'de ise aksine Cumhuriyetle beraber Osmanlı mirası kökünden red edilmiş ve ilmin mebadileri terk edilmiş, tabiri caizse sıfırdan yola başlanmıştır..
*Bütün teknik gelişmeler hilkat sulbünden geliyor, oradan örnek alınıyor. İlk hali basitken zamanla mükemmelleşiyor. Mesela Uçaklar, kuşların uçma sanatından örnek alınmış, ilk saatler nasıl şu andaki seviyeye gelmesi..Hakeza otomobiller… İlk Ford marka arabaları şimdi görseniz, gülersiniz ve şimdi ulaştığı seviyeye bakın..
*Bilimsel gelişmeler; fikirlerin birleşmesi, bir önceki buluşun bir sonrakine merdiven olması ve o bilimin temel kaideleri diyeceğimiz mebadi'nin mükemmelleşmesi ile oluşur.
*Eskide Hikmet denilince bütün müsbet ilimler kast edilirdi. Daha sonra bilimlerin ayrışması yaşandı..
*Kariha; bir insanın yaradılıştan sahip olduğu kabiliyet ve yetenekler demektir.
*Bizim bir ağabeyimiz; "bu zamanın çocukları ortaokul mezunu olarak doğuyorlar." diyor.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar