Hatıralarla

MUZAFFER ARSLAN AĞABEYDEN HATIRALAR-2

ÜSTADIN MÜSBET HAREKET METODU

Zübeyir ağabeyden dinlemiştim. 53 senesinden sonra, bir gün Isparta'da, üstad; "Arabayı hazırlayın, Eğridir'e gideceğiz" diyor. Ankara'dan birisi Eğridir kaymakamlığına bildirmiş; "Said Nursi geliyor." Kaymakam da Jandarma yüzbaşısını göndermiş "şehre sokmayın" diye..

Üstad tam şehre girerken Jandarma yüzbaşısı durduruyor bunları. O zaman trafik yoktu, zabıta memurlarıyla idare ediyorlardı.

Üstad Zübeyir ağabeye demiş; "nedir?" Zübeyir ağabey durumu bildirmiş.

Oysa üstadın Emirdağ'ındaki ikamet mecburiyeti kaldırılmış. Etrafta gezip dolaşmasında idarece bir mahzur yok. Üstad demiş;"git, o yüzbaşıya sor. Kendi yetkisiyle mi bunu yapıyor? Yukarıdan mı emir aldı?"

Zübeyir ağabey gitmiş, sormuş; "kaymakam emir verdi" demiş. Üstad, Zübeyir ağabeye "git kaymakamla görüş. Kendi yetkisiyle mi bizi şehre sokmuyor. Yoksa idare tarafından mı kendisine emir verildi?"

Kaymakam, Zübeyir ağabeyi azarlamış, "burada işiniz ne? Ben emir verdim, giremezsiniz şehre" diye gürlemiş. Zübeyir ağabey, üstada "kaymakam kendi emretmiş" demiş. Hemen Isparta'ya dönüyorlar. Zübeyir ağabey gitmiş, durumu Rüşdü Çakın ağabeye anlatmış. Rüşdü ağabey de Demokrat parti il başkanı ile konuşuyor. O da valiye telefon açıyor. "Bak! bunun ikamet mecburiyeti kaldırıldı. Dilediği yere gidebilir, gezebilir." Vali "olur, bir bakayım" diyor. Vali, kaymakama; "Said Nursi'yi niye şehre sokmadın?" deyince, kaymakam "Efendim, trafik kurallarına uygun davranmadıkları için jandarma çevirmiş" diyor. Vali sinirleniyor; "ulan, sen trafik memuru musun?" diyor. Sonra o kaymakamı şarkın ücra bir yerine tayin ediyorlar.

TARİHÇE YAZABİLME ŞARTI

Avukat Bekir Berk beyden dinlemiştim; 60 ihtilalinden sonra, Allah rahmet eylesin Nureddin Topçu, Bekir Beyin yazıhanesine gelir. Çok meyus(ümitsiz) bir şekilde; "Bekir bey ne yapıyorsunuz?"diye soruyor. Bekir Bey; "Kitapları bastırıyoruz, dağıtıyoruz, mahkemeleri takip ediyoruz" deyince, o "ben bütün ümidimi kaybettim" diyor. Bekir Bey; "Yok, biz ümidimizi kaybetmiş değiliz. Gene iyi olacak ümidindeyiz" diyor.

Bekir Bey devamla Nureddin Topçu'ya; "Hocam, sizden bir ricam var; Bediüzzaman hazretleri hakkında sizin kaleminizden bir Tarihçe-i Hayat çıkmasını arzu ediyorum" diyor. Nureddin Topçu; "Bekir bey, ben maaliftihar kabul ederim. Fakat üstad hakkında Tarihçe yazacak durumda değilim. Üstad hakkında Tarihçe yazabilmek için onun eserleri içinde ruhen yaşamak gerekiyor. Ta ki onu duyarak kaleme almalı..Ben, onun eserleri içinde ruhen yaşamış değilim. Onun hakkında Tarihçeyi ancak merhum Hasan Feyzi hocamız yazabilirdi. Çünkü o bu eserler içinde ruhen yaşamış olduğundan onu duyarak kaleme alabilirdi" diyor.

Merhum Hasan Feyzi ağabeyimiz Denizli'de muallimlik yaparken Nureddin Bey de lise de felsefe hocasıymış, oradan tanışıyorlar. Üstad, hapisten çıktıktan sonra şehir otelinde kalıyormuş. Hasan Feyzi ağabeyimiz Nureddin Topçu'yu ziyarete götürmüş, üstadı orada ziyaret etmiş.Ama mühim olan bu itirafı..

AHMED FEYZİ AĞABEY

Ahmed Feyzi ağabey muallim mektebi mezunu..Ama Halk parti zamanında görev almamış. Eski muallim mektepliler o zaman hocalar kadar dini bilgi alıyorlardı. Ahmed Feyzi ağabey çok beylik laf ederdi. Osmanlıca Türkçesini çok iyi kullanırdı.

Ben ilk defa İzmir'den Ortaklara gelmiştim. Camide namaz kıldım, sonra Ahmed Feyzi ağabeyi sordum. Tabii bizim tanıdığımız Ahmed Feyzi ağabey değişik. "ha" dediler "sen kireççi hafızı soruyorsun."Meğer onun orada lakabı "Kireççi Hafız" mış. O, ilk olarak kireç açıkları yaktırmış. Halk parti zamanında görev almayınca..

Sonra da Denizli'nin Sarayköy ilçesinde maden ocakları çalıştırıyordu. Ama ortakları onu hep aldatmıştır, kendisine bir yararı olmamıştır.

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.