

Ahmet Haşim, Abdullah Efendi Lokantasına girerken Salih Zeki ile karşılaştı. İkramı pek seven, ama para harcamayı hiç sevmeyen Haşim, yarım ağız;
-Buyurmaz mısınız? dedi.
Salih Zeki bu teklifi tereddütsüz kabul etti. Birlikte içeri girdiler.
Haşim'in canı sıkıldı ama belli etmemeye çalışıp bir yandan da daveti ucuza kapatmak için en ucuz yemeği seçti.
-Bir Çorba..
Salih Zeki, listeye baktı;
-Bir ıstakoz..
Haşim bir yemek daha istedi;
-Bir Ispanak..
Sıra Salih Zeki'ye gelmişti;
-Bir Hindi Dolması..
Haşim hazin bir sesle mırıldandı;
-Bir şekerli kahve..
Salih Zeki aynı eda ile devam etti;
-Bir kaymaklı baklava..
Bu son cümle Ahmed Haşim'i çileden çıkarmıştı;
-Beyefendi, dedi. Şunları biraz kendi paranızla yiyecekmiş gibi ısmarlasanız!..
Kaynak
Enver Ercan, Türk Ve Dünya Edebiyatından Fıkralar, Alfa Yayınları, İst. 2002
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar