TABİAT YAPMIŞ HERZESİNE CEVAP

Bir marangoz atölyesinde bulunduğumuzu ve önümüzde bir masa oldu­ğunu farz ediniz. Bu masa, “Tabiat Risalesi”nde izah edilen dört yola göre, ya kendi kendine yapılmıştır veya bu masayı atölyedeki âletler yapmışlardır veya içinde bulunduğumuz marangozhane yapmıştır. Bu üç yol da bâtıl olduğundan, dördüncü yol olan “bu marangozhanenin ve ondaki âletlerin sahibi olan zat, bu masayı yapmıştır.” hakikat bedahetle kabul edilecektir.


2011-09-21 19:57:02

DÖRT YOL

Bir marangoz atölyesinde bulunduğumuzu ve önümüzde bir masa oldu­ğunu farz ediniz. Bu masa, "Tabiat Risalesi"nde izah edilen dört yola göre, ya kendi kendine yapılmıştır veya bu masayı atölyedeki âletler yapmışlardır veya içinde bulunduğumuz marangozhane yapmıştır. Bu üç yol da bâtıl olduğundan, dördüncü yol olan "bu marangozhanenin ve ondaki âletlerin sahibi olan zat, bu masayı yapmıştır." hakikat bedahetle kabul edilecektir.

Âlemdeki sebepler marangozhanedeki âletler gibidir. Masa, söz konusu âletler kullanılarak yapılmıştır, fakat o âletlerin hiçbiri veya hepsi birden kendi kendilerine bir tahtayı bile düzlemeye muktedir değildirler.

Topyekûn kâinattan ibaret olan tabiat ise, marangozhane mesâbesindedir. Bizzat kendisi, kurulmuş, çatılmış ve hikmetle yapılmış olan bu kâinat, içindeki eşya ve mahlûkatın sahibi olamaz.

Biz ne sebepleri ve ne de kâinatı inkâr ediyoruz. Onların da, sebebiyet yoluyla onlardan yapılan mahlûkatın da, bir tek Zat-ı Zülkemâl'in mülkü oldukları hakikatını terennüm ediyoruz.

KİM BU TABİAT?

Tabiatin Sani ve Yaratıcı olduğunu iddia edenlere şu soruları soruyo­ruz:

"İnsanları kim yaratmıştır?"

Cevap: Tabiat

"Bitkileri kim yaratmıştır?"

Cevap: Tabiat

"Güneşi ve seyyareleri kim tanzim etmiştir?"

Cevap: Tabiat

"Yıldızları semaya kim dizmiştir?"

Cevap: Tabiat

Bu ve benzeri soruları sormaya devam ederek, tabiatın yaptığı iddia edilen şeyleri hayâlen bir tarafa ayırdığımızda, ortada tabiat diye bir şey kalmıyor.

Eğer tabiat bu saydığımız şeylerin mecmuuna deniliyorsa, biz ona kâinat diyoruz ve zaten onun Sâniini, Yaratıcısını soruyoruz.

Yok şayet tabiattan, yukarıda saydığımız şeyler cinsinden olmayan, yani mahlûk olmayan bir zat kastediliyorsa, o zat Cenâb-ı Hak'tır. Ve kendi isim ve sıfatlarını Kur'ân-ı Kerîm'iyle insanlara bildirmiştir. Bu isimler arasında Tabiat diye bir isim mevcut olmadığı gibi, Cenab-ı Hak adına böyle bir isim uydurmak da kimsenin haddi değildir.

KENDİ KENDİNE OLUŞ MÜMKÜN MÜ?

Hiçbir suret kendi kendine teşekkül edemez. Bir kimse, zihninde bir makale tasavvur etse ve bu makaleyi yazmak için yerlere kağıt döşeyip, eli­ne aldığı bir şişe mürekkebi bu kâğıtlar üzerine serpse, bir tek harfin dahi yazılamayacağı aşikârdır. O halde makaledeki mânâ, mürekkebi faillikten tard ederek kendisinin ihtiyar sahibi bir âlim tarafından yazıldığını ifade eder.

Bir makaledeki kelimelerle mânâlar arasındaki münasebet, aynen ce­setle ruh arasında da mevcuttur. Buna göre makale, sûretimiz; mânâsı ise ruhumuzdur. Makale dilimiz; mânâ ise tad almamızdır... Misâlleri siz ço­ğaltabilirsiniz.

Bu harika makalelerin unsurlar denilen mürekkeplerden kendi kendine teşekkülü imkân haricidir.

Her bir ağaç ve hayvan da zemin sahifesinde yazılmış birer makaledir. Bu makaleleri, fikirsiz, bilgisiz, kör olan ve sel gibi şuursuz akan unsurlara nasıl verebiliriz?

Kaynak

Mehmed Kırkıncı

Hikmet Pırıltıları

Zafer Yayınları

İst.2007

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE

UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ  İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE  BİR MUHÂVERE

Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR

İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP

Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER

Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi

NASIL BİR MAARİF?

NASIL BİR MAARİF?

Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER

Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır

HİCRET VE HAREKET

HİCRET VE HAREKET

Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE

Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN

Hekim gözü ile Ramazan perhiz ayıdır. Bir çok hastalıklara karşı tıbbın tavsiye ettiği im

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ

“Paris'in büyük hayat sıtmasına tutulduktan sonra(1) yapmaya hiç vakit bulamayacağım bir zi

Allah'ın ayetlerine küfredenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri öldürenler; işte onlara acıklı bir azabı müjdele.

AL-İ İMRAN, 21.AYET

GÜNÜN HADİSİ

İslam hakkında.

"İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak" Buhari-İman:1

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI