Soru: Cuma namazından sonra kıldığımız zuhru ahir ve son iki sünnetin hükmü nedir? Evvela Cuma namazı dördü ilk sünnet, ikisi farz, dördü de son sünnet olmak üzere on rekattır. Buraya kadar bir problem yok. Arkasından dört rekat olmak üzere Zuhr-i ahir namazı diye kılınan namaz ise, son öğle namazı demektir. Şimdi burada doğal olarak akla şöyle bir soru gelmektedir: Cuma namazı öğle namazının vaktinde kılınıp, onun yerini tuttuğuna göre zuhr-i ahir namazı ve arkasından vaktin sünneti diye kılınan iki rekatlık namazın anlamı nedir? Esasen Efendimizden ve ilk dönemlerden gelen rivayetler arasında böyle bir namazın olmadığı görülmektedir. Peki bu namaz nasıl ve hangi maksatla sonradan ortaya çıkarılmıştır? Cuma namazının hikmetlerinden birisi de, Müslümanların birlik ve beraberliklerini temin etmek, birbirleriyle olan bağlarını daha da kuvvetlendirmektir. Bu hikmetten dolayıdır ki, İslamın ilk devirleri olan Peygamberimiz ve dört halife devrinde, Cuma namazı sadece bir camide kılınıyordu. Ancak zamanla Müslümanların sayısı artmış, yerleşim merkezlerinin nüfusu kalabalıklaşmış, neticede bir şehirde bulunan Müslümanların bir camide Cuma namazı kılmaları imkansız hale gelmiştir. Müminler aynı yerleşim merkezinde de yaşasalar, Cuma namazını farklı camilerde kılmak zorunda kalmışlardır. Gerek Efendimiz, gerekse Sahabiler zamanında böyle bir uygulama olmadığı için, bu durum, âlimlerin karşısına bir problem olarak çıkmış ve farklı içtihadlara sebep olmuştur. Bazı alimler, aynı şehirde farklı yerlerde Cuma namazının kılınamayacağını söyleyerek, Bir şehirde iki veya daha fazla yerde Cuma namazı kılınmışsa, namaza başlama tekbirini önce alan cemaatin Cuma namazı sahihtir demişlerdir. Bu görüşün yanı sıra, İmam Muhammed ve bir rivayete göre İmam Azamın görüşlerinden hareketle daha sonra gelen âlimlerden İmam Serahsi, İbn Abidin ve daha pekçok âlim, Cuma namazının bir şehirde bulunan her camide kılınabileceğine fetva vermişlerdir. Burada tek tek mevzuyla alakalı alimlerin görüşlerini ifade edip hutbeyi uzatmaya gerek yok. Neticede bu mevzuda bir camide Cuma namazı kılmanın mümkün olmadığını, farklı camilerde Cuma namazı kılmanın caiz olduğunu söyleyen âlimlerin görüşü daha ağır basmaktadır. Zaten fetva da bu görüşe göre verilmiştir. Bugün bizler de bu fetvaya göre amel etmekteyiz. Bununla beraber, Cuma namazını farklı camilerde kılmanın caiz olduğunu ifade eden âlimler, kılınmaz diyen âlimlerin görüşlerini de tamamen reddetmemişler bunun için de Müslümanlardan ihtiyaten o günün öğle namazının farzını kılmalarını istemişlerdir. İşte bugün Cuma namazının son sünnetinden sonra kıldığımız zuhr-i âhiri bu niyetle kılıyoruz. Her camide Cuma kılınmaz diyen âlimlerin görüşlerine göre, şayet Cuma namazı eda edilmemiş olursa, o günün öğle namazı kılınmış olur. Her camide Cuma namazı kılınabilir görüşüne göre, Cuma namazı kabul oldu ise, Vaktine yetişip üzerimden düşmeyen son öğle namazına diye kılınan zuhr-i ahir namazı, en son kazaya kalan bir öğle namazı yerine geçer. İşte ihtilaflı ve karışık gibi görünen bu meselenin izahı kısaca böyledir.
Güncel Sorular
ZUHRU AHİR NAMAZI
Yorum yapın
Yorum yapmak için giriş yapın.
1 Yorumlar
Esasen ne Asr-ı seadette ne de sahabe ve sonraki dönemlerde "kesin" olarak cuma namazının farzından sonra hiç bir namaz kılınmamış ve hemen cemaat dağılmıştır. Üstelik namazdan sonra hemen dağılmak Cuma suresindeki cuma ayetinde de "fe izâ kadaytumussalate fenteşiru filardi" ibareleri ile emredilmiştir... Bunlar için hadis kitaplarının Cuma ile ilgili bölümlerine dikkatlice bakılırsa anlaşılır bir değerlinderme alınabilir.