Araştırma ve Yorum

OKULLARDAKİ ŞİDDET OLAYLARINA FARKLI BİR BAKIŞ

Tarihte uzunca bir Türk parantezi açılmıştır, ne yapıp edip bu parantezi kapatmamız lazımdır!” Avrupalı saygın bir yazarın neşredilen son romanındaki bu niyetleri tehlike çanlarının tokmağı mahiyetinde okunmuştur tarafımızca. Avrupa’nın ve belki de tüm dünyanın bu kadim emelleri bilinen bir şeydi fakat bu kadar apaçık dillendirmeleri zannımızca “niyet”in kendisinden daha mühimdir ve ciddi ciddi irdelenmesi gerekmektedir.

Türkler geçmişten günümüze İslamiyet’in bayraktarlığını yapmış şerefli ve haysiyetli bir millettir. Türk ve İslam kelimeleri tarihte hep yan yana zikredilmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz “Türkler size ilişmedikçe, sakın onlara ilişmeyin!” diye buyurmaktadır. Milliyetimiz bir vücuda teşbih edilecekse, ruhumuz İslamiyet’tir denilebilir. Zira Türkiye’nin İslam’ın son karakolu olduğuna kanaatimiz tamdır.

Peki, girişte kaydettiğimiz “niyet” ile alakası nedir bu yazılanların? Evet, geçen ay bu sitede yayımlanan “Efendimiz’in Ismini Dünyadan Silme Projesi” adlı yazımızda da değindiğimiz gibi çok büyük bir oyun tezgâhlanıyor ve bu oyunun merkez üssü Türkiye’dir. Gelecekte İslam’ı Türklerin temsil edeceği ve yaşatacağı gerçeğini onlar bizden evvel görmüşlerdir. Yani Türkler yeryüzünden silinirse dolayısıyla İslamiyet de silinecektir dünyadan. Türkiye’nin gelecekteki nüfusunu şimdiki nesiller teşkil edecektir. Onun için derhal Türk milletinin pırıl pırıl nesilleri özlerinden koparılmalı ve ahlakî temellerine dinamit yerleştirilmelidir.

Maalesef bu ve benzeri amaçlarının büyük kısmını gerçekleştirdiğine şahit olmaktayız. Başka değil, şu an okullarımızdaki şiddet olayları, uyuşturucu müptelası öğrenciler vesaire gibi hakikatler amaçlarının sadece küçük birer parçalarıdır. Daha büyük ve kapsamlı oyunların sahneye konulacağından şüphemiz yoktur. Aslında, ‘kötülerin hep amaçlarına ulaşması iyilerin hiçbir şey yapmamasından değil midir?’ Suç ortaktır: Güzel şeylerimiz bizler tarafından değer bulmadığından bize darılıp onlara gitmiş ve kendi rezillikleri de cehaletimizin pazarına gelmiştir. Ve yazık ki başkasının kusurunu kusurumuza senet yapmış durumdayız

Elbette bu mevzu bir yazıda izah edilecek türden değildir. Bir tespitte bulunup, sorunu aşikâr etmektir davamız, acizane. Sorun ortaya konmuşsa çözüme yaklaşılmış demektir. Kesinlikle ümitsiz değiliz. Çünkü biz, “Eğer bizi parça parça edip öldürseler, biz yirmi olarak öleceğiz üç yüz olarak dirileceğiz” gerçeğine gönül vermiş sadık bir milletiz.

Son söz, Şarkın yalçın kayalıklarından çıkıp memleketin âfâkında tulû eden, devrin ekser sorunlarına kati çözümler sunan kutlunundur: “Bu milletin ve vatanın, sosyal hayatını anarşiden kurtarmak ve büyük tehlikelerden halas etmek için beş esas lazımdır ve zaruridir: “Merhamet, Hürmet, Emniyet, Haramdan kaçınmak, İtaat etmektir.”

0 Yorumlar

Yorum yapın

Yorum yapmak için giriş yapın.