

Hire hükümdarı olan Numan tarihin kaydettiği sayılı sapık zalimlerdendir. İran namına ülkesine hükmeden bu padişah, tanassur etmiş (Hiristiyan dinine girmiş) bir Arap'tı. 22 senelik hükümdarlığı ibret ve dehşetle doludur.
Şakâikinnûman buna mensuptur. Bir gün kırda gezerken şekaik çiçekleri ile dolu bir yer gördü. Çiçekleri pek beğendi ve bu çiçeklerin korunmasını emretti. Bu suretle bu çiçekler korunup değer kazandığı için bu çiçeklere "Şakâikinnûman" adı verildi. Bu onun hoş tarafı.
Fakat madalyonun ters tarafı başka: Numan içkiye pek düşkündü. İki de, beraber içki içtiği kafadarı vardı. Bunlar: Said oğlu Amr ile Malik oğlu Amr idi. Onlarsız edemez, onlarsız içemezdi Numan..
Fakat ne oldu ise gene bu içki yüzünden oldu. Zaten içki "Bütün kötülüklerin başı" idi. Gene bir akşam üç kafadar içmişlerdi. Ama bu akşam padişah Numan, fazlaca kaçırmış ve iyice sarhoş olmuştu.
Ve bu hal içinde aşka gelen Numan, her iki kafadarını, yani iki Amr'ı diri diri toprağa gömdürdü.
Sabah olunca ayılıyor, durumu öğreniyor ve pişman oluyor. Ama, iş işten geçmiştir artık. Emrediyor, üzerlerine bir kubbeli kabir inşa ettiriyor ve onların bu haline pek üzülüyor. Fakat asıl işin fecaati, zulmün katmerlisi bundan sonra başlıyor. Öyle bir zulüm, öyle bir vahşet ki, okumadan tahmin etmek mümkün değil. Günleri ikiye bölüyor: hayır günü, şer günü. Ve hayır gününde her rastgeldiğine ihsanda bulunuyor. Şer gününde de her rast geldiğini öldürtüp kanıyla kafadarlarının kabirlerinin duvarlarını renklendiriyor.
Numan, gene bu şer günlerinin birinde, yüzlerce sene yaşadığı söylenen Abid'e rast geliyor ve: "Tamam! bugün ölüm sırası sende. Ancak evvelâ bir şiir okuman lâzım" diyor. Zavallı Abid-Başa gelen çekilir diye şu mânâya gelen Arapça şiirini okuyor: «Tekrarı olmayan bu günde, ailesinin en talihsizi Abid'dir.»
Numan sordu: «Nasıl bir ölümle ölmek istersin?»
Abîd: "Bana, iyice sarhoş oluncaya kadar içki içir. Ondan sonra da ensemden bir vuruşta işimi bitir" dedi ve zalim Numan öyle yaptı. Onun kanı ile de kafadarı Amr'ların türbe duvarlarını renklendirdi.
İşte bu sapık zalimin akibeti de kendine lâyık şekilde oldu. İlâhî adalet onu da ibret verici şekilde cezalandırdı.
Hâdise şöyle oldu:
İran hükümdarı, Numan'ın kızını istetti. Numan: "Sığır gibi bir kız, öyle yüce bir hükümdara lâyık olabilir mi?" diye mazeret beyanıyle kızını vermek istemediğini yazdı. Bu arapça mektubu İran Kisra'sına tercüme eden Arap tercüman, Numan'ın eski düşmanlarından biri idi ve mektubu şöyle tercüme etti: "Benim kızım, sığır gibi bir adama lâyık mıdır?"
Bunu duyan Kisrâ, küplere bindi. Haddini bildirmek üzere Numan'ın hemen yakalanarak huzuruna getirilmesini istedi. Numan kaçtı. Uzun müddet firar gezdi. Fakat sonunda, İran askerleri yakalayarak onu, Kisrâ Perviz'e teslim ettiler.
Perviz, onu evvelâ hapsetti. Daha sonra bunu kâfi görmiyerek hapisten çıkartıp onu fillerin ayakları altında ezdirmek suretiyle öldürttü. Böylece bir zalimin daha kanı toprağa serildi ve cezasını buldu.
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar