Soru:Tanıdığım,bir bayan var.18 yaşlarında.Aile tarafından yeterince din eğitimi alamamış.Ama çok kültürlü.Din konusunda da bir hayli bilgisi var.Hep kendi çabasıyla öğrenmiş.Hatta inanmayan bir kişiye sohbetiyle ona ışık yakmış.Sorun şu:Aile alışkanlığı olarak bazen alkol alıyor.Onu artık almaz inşaallah. Çünkü ben yeterince konuştum ama düzeltemediğim, tatmin edemediğim konu şu: Yazın tatile gidiyorlarmış,orada bir 10 günlüğüne sahil hayatı yaşıyormuş.Yani mayolu filan.Ben tatmin edemedim.Çünkü düşüncesi şu;"İçinde Allah korkusu varken,kıyafetin ne önemi var?."diyor.Ama giyilmemesi gerektiğini biliyor, fakat tatili bir ihtiyac olarak görüyor.Szden yardım bekliyorum Cevab: Allah korkusu olan bir insan bunu dışına da sızdırmalı.. nitekim küpün içinde ne varsa dışına da o sızar diye güzel bir atasözümüz vardır.. bu mesele kitaplarımızda iman-amel bütünlüğü başlığı altında ele alınır.. Allah'tan sadece diliyle değil yüreğiyle birlikte korkan bir insan bunu fiillerine de yansıtmalı.. isterseniz sorunuzdaki örnekten hareketle meseleyi açalım biraz. Şimdi düşünün ki bir insan Allah'ı sevdiğini söylüyor ama soruda olduğu gibi O'nun istemediği, hoş görmediği bir kıyafetle denize giriyor.. bu nasıl bir sevgi veya korkudur takdiri size bırakıyorum. Bir çocuk düşünün.. babasını seviyor hem de ondan çok korkuyor.. babası yine çocuğunun iyiliği ve huzuru için diyor ki "oğlum veya kızım şu şu işleri yap, şunları da yapma.." çocuk da bunları bildiği halde "ben babamı seviyorum ve O'ndan çekiniyorum" diyor ama yine de yapıyor.. sevgi sevdiğinin dediklerini yapmayı gerektirir. Burada açık bir çelişkinin olduğu ortadadır. Nitekim insanın inandıkları ile yaptıkları birbirini desteklemeli. Ayrıca soruda ifade edildiği şekilde mayoyla denize giren bir bayanın "tatil de bir ihtiyaç" mazereti altına saklanması da çok yanlış bir durum. Bir defa tatil elbette ihtiyaçtır. Bunu inkar eden yok zaten. Ancak ihtiyaç diyerek Allah'ın istemediği bir görüntüyle tatil yapmak doğru değildir. Bugün ülkemizde artık alternatif tatil yerleri veya tesettür mayoları var.. bu tür tatil mekanları ve mayolar tercih edilmeli.. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sözü daha fazla uzatıp okuyucuyu sıkmamak için son olarak şunları söyleyip meseleyi noktalayım: Amel, imanın aksiyon hale getirilerek pratik hayata yansıtılmasıdır. Bu yönüyle pratiğe dökülecek olan esaslar, nazarî olarak inanılacak şeylerin bir takviyecisi konumundadır. Dolayısıyla amelî hayat olmadan nazarî bir hayatın ayakta durması zordur. İnsanın, kalbinin sonsuz iklimlerine açılıp, hakiki imana doğru kanatlanması iman-amel bütünlüğüyle mümkündür. Bu yüzden insan, inandığı istikamette yaşamak ve ayrıca ameliyle de inancına payanda vurmak zorundadır. Kuran-ı Kerimin pek çok ayetinde iman ile salih amel yanyana zikredilmiş, müminlerin salih ameller işleyerek maddi-manevi gelişmelerini sağlamaları ısrarla vurgulanmıştır. İmanı bir fanusa benzetecek olursak, fanusun içindeki ışık iman, fanus ise amellerdir. Bu sebeple kalbteki iman ışığının hiç sönmeden parlaması, giderek gücünü artırması amellerle mümkün olabilir.
Güncel Sorular
İNANÇ VE AMEL BÜTÜNLÜĞÜ
Yorum yapın
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar