Kamil müminin, hayat sahnesinde varlık ve yokluklar karşısında nasıl hareket etmesi gerekmektedir? Mümin, zenginleşirse şükredecektir. Şükür ise zekatı vermek, muhtaçları gözetmek ve insanlara yardımcı olmakla olur. Dara düştüğü zaman da sabredecektir. Muvakkat imtihanın sırrı da sabırdır. Hadiste geçen tabirlerden hareketle hadisi anlamak daha doğru olacaktır. "Serrâ" isabet ederse şükreder, buyuruluyor. Serrâ kelimesi, sürur veren, insanı sevindiren, rahatlatan her şeyi içine alır. Dolayısıyla, Allah'ın bir lütfu olarak bir an içimizin ferahlamasından, ilim irfan sahibi oluşumuza ondan zenginleşmemize, aile saadetimize vs bizi sevindiren her mesele "serrâ" lafzının içine girmektedir ve bunlar karşısında bunları veren Zat'ı hatırlayıp O'na teşekkür etmemiz de ayrı bir lütuftur. Şükür, müminin en önemli vasıflarından biridir. Şükür, nimet vereni tanımaktır, bir kadirşinaslık, vefakârlıktır. İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da teşekkür etmez. En küçük bir iyilik karşısında bile teşekkür etme hissi, iman yolunda önemli bir adımdır. Hadiste geçen diğer tabir de "darrâ"dır ki, zarar veren demektir. Zaran veren bir şey isabet ettiğinde mümin, sabreder. Darrâ, eline bir dikenin batmasından, sevdiklerini kaybetmesine ondan da yokluk görüp fakirleşmesine kadar herkesin derecesine göre hissettiği bir zararla karşılaşması şeklinde anlaşılabilir. Kötülük problemi ilk devirlerden beri felsefecileri de meşgul etmiş bir konudur. Çözüm sırrı da varlığa nasıl baktığımızda gizlidir. Küfrün, gözünü örttüğü gözle bakan, varlıkta hep ölümler, katliamlar görür. İmanın verdiği emniyet ve basiretle bakan göz, varlığın perde önüyle birlikte perde arkasını da görür ve dünyanın bir yenilenme, başkalaşma ve zıtlar meydanı olduğunu görür. Bu görüşle, kendisine isabet eden bütün musibetler, bütün zararlar, yokluklar onun nazarında küçülür giderler. Sabırla karşılar ve sarsılmadan yoluna devam eder. Evet, mümin, iki kanatlı kuş gibi sabır ve şükürle, dünya hadiseleri karşısında dimdik ayaktadır. Nimetler karşısında şevk ve şükürle gerilecek, musibetler karşısında da sabırla yutkunacak ve sarsılmadan, yıkılmadan sahil-i selamete çıkacaktır.