Hadis Şerhleri
Hadis-i Şeriflerde İNANANLARIN VASIFLARI-15 "Himmeti en büyük insan, hem dünya hem de ahiret işlerine gerekli ihtimamı gösteren mümindir."(İbni Mâce, Ticârât, 2.)
Mümin, denge insanıdır. İfrat ve tefritlerin içinde her gün istikamet avcılığına çıkar o. Zaten Allah (Celle Celalühü) her gün kuluna kırk defa "Bizi sıratı müstakime hidayet eyle Allah'ım"(1) dedirtmiyor mu? Pek çok ayet ve hadis mümini, ahirete yönlendiriyor, dünyanın bir geçit yeri, bir dinlenmelik durak olduğunu, çok önem verilmemesini salıklıyor. Bunlar bizi dünyadan dışlıyor gibi algılanabilir. Oysa ki başka ayet ve hadisler de insanların içine karışmamızı, tüccarın kazancının en helal kazançlardan biri olduğunu, ahiretin dünyadan kazanılacağını vs. söylüyor. Öyleyse gerçek mümin, bu noktada da dengeyi yakalayabilen insandır. Buradaki sihirli formül, hem dünya işlerine hem de ahiret işlerine gerekli ihtimamı göstermek olmalıdır. Farklı gibi görülen ayet ve hadislerin arasını, "dünyayı kesben değil kalben terk etmek" sözünde ifadesini bulan bakış açısıyla telif edebiliriz. Müslümanlar, İslam'ı bir bütün olarak aldıklarında ve anladıklarında gerçek kulluklarını yapabileceklerdir. İslam, eksik anlaşıldığında içinde her türlü inhiraf ve hurafe dal budak salabilecek bir hal alır. (Bu her sistem için geçerlidir.) Aynı zamanda İslam, mükemmel olarak ve bir bütün halinde anlaşıldığında da insanlığın hem dünyada hem de ahirette kurtuluşuna bir vesile olacaktır. Mümin, dünyayı kendi düşünce dünyasına göre şekillendiremez, hayatın her karesinde, sokağından sinemasına, giydiği kıyafetinden evinin dizaynına kadar her alanda kendi olarak değil de kendine yabancı düşüncelerin ürettiği bir dünyada yaşamaya devam ederse birkaç zaman sonra kendi özgün düşüncesini de müzeye kendi elleriyle kaldırmış olacaktır. Dipnot: 1-Fâtiha, 1/6.
Yorum yapın
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar