Fıkıh usulü kaidelerine göre, bir meseleye hüküm verebilmek icin sırasıyla müracât edeceğimiz kaynaklar vardır. Buna göre Kur'an ve Sünnet başta gelir. Efendimizin sünnet-i sahihasında cuma günü hatip iç ezan öncesinde, müezzinlerin günümüzde olduğu gibi "sahibü'l hayrat ve'l hasenat.." diye başlayan dualar ettiğini bilmiyoruz. Veya bu ya da başka başka manaları ihtiva eden dualar yaptıklarını da bilmiyoruz. Bu açıdan günümüzde yapılan bu dualara bid'at denilebilir. Kaldı ki Hz. Osman dönemine kadar bir defa ezan okunuyor ve hatip hemen minbere çıkıyordu. Cemaatin çoğalması, şehrin genişlemesi sebebiyle Hz. Osman ona bir ezan daha ilave etti ve Sahabeyi kiram da bunu istihsan ettiler. Kaynak eserlerinin belirttiğine göre Hz. Osman'ın okuttuğu bu ilk ezan, vaktin girdiğini belirten ezan değil, millete cuma için tenbihte bulunan ezandır. Bu yaklaşıma göre "dış ezan" adı verilen bu ezan belki de öğle vaktinden beş-on dakika önce okunuyordu. Hulasa; ezandan önce yapılan dualar bid'attir. Fakat topluma mal olmuş böyle yaygın bir bid'ati birden kaldırmak adeta imkansızdır. Siz bazı fukahanın, "bid'at bid'attir, onun hasenesi, seyyiesi olmaz" görüşünü benimseyip, İslam'ı Efendimizin yaşadığı ölçüler içinde yaşamak isteseniz ve bu uğurda bahis konusu olan bid'ati kaldırmaya çalışsanız bile kaldıramayacağınız gibi, belki böyle bir girişimde bulunmanız bile yersiz olur. Evet, bir başka yerde ifade ettiğimiz gibi "toplum hayatından atılması gereken bin tane bid'at, bunların yerine yerleşmesi gereken bin tane sünnet vardır ama, bunlar toplumun ulaştığı anlayış seviyesi içinde teker teker olacaktır."