

Muhterem Müslümanlar!
Bu yazımızda mealci ve sünnet inkârcılarının diğer bir iftirası olan “Cennete girmek için Müslüman olmak şart değil” konusunu âyetlerle çürüteceğiz inşaallah.
Muhterem kardeşlerim, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi arpası ve sopası olanlara karşı gayet nazik davranan bu kimsecikler korkak insanlardır. Çünkü bu kimsecikler ümmetin toplumsal sorunlarına çare bulmak yerine, tarih boyunca ümmete zarar veren sülükleri cımbızla toplayıp, tekrar ümmetin bedenine salıyorlar.
Konuya başlarken İslâm hukukunun temel iki dinamiği olan bir âyet ve bir hadisle başlamak istiyorum:
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالنَّصَارَى وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحاً فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“Şüphe yok ki Yahudiler, Hristiyanlar ve sabiîler; bunlardan her kim Allah’a ve ahiret gününe hakikaten iman eder ve sahih bir amel işlerse, elbette bunların Rableri yanında mükâfatları vardır, bunlara bir korku yoktur ve bunlar mahzun da olmayacaklardır. (Bakara 62)
Elmalılı Hamdi Efendi merhum, âyeti şöyle açıklamıştır: “Hz. Muhammed (s.a.v)’in peygamber olarak gönderilmesinden önce Allah’a ve ahiret gününe iman edip salih amel işleyenler bile Tevrat ve İncil’in hükümlerince istikbali büyük peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v.)’e iman ile mükelleftiler. Böyle iken, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in peygamber olarak gönderilmesinden sonra onu inkâr edenlerin hakiki iman erbabı olduklarını düşünmeye imkân kalır mı?”
Beydavi, Nesefî, Zemahşeri bu âyeti yorumlarken şu iki görüşte ittifak etmişlerdir: “Hz. Muhammed (s.a.v.)’e inanmayanın imanı muteber değildir. Ona inanıp da getirdiği şeriata uymuyorsa, dalalet ehlinden (sapkınlardan) sayılır.”
İmam Müslim’in Ebu Hureyre (r.a.)’dan rivayet ettiği hadise göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Nefsimi elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, bu ümmetten (yani peygamberliğinin gönderilişinden kıyamet gününe kadar yeryüzünde Resulullah (s.a.v.)’in davetine muhatap olanlar) yahudi ve hristiyanlardan her kim ki beni duymuşsa ve bana gönderilene inanmadan ölmüşse, onun yeri cehennem ateşidir.”
Bu açık ve net girişten sonra aslında fazla söze hacet yoktur. Fakat konuyu birkaç âyetle güçlendirmekte fayda vardır:
وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِيناً فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ
“Kim İslâm’dan başka din ararsa, ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden olacaktır.” [Ali İmran: 85]
إِنَّ الَّذِينَ يَكْفُرُونَ بِاللّهِ وَرُسُلِهِ وَيُرِيدُونَ أَن يُفَرِّقُواْ بَيْنَ اللّهِ وَرُسُلِهِ
وَيقُولُونَ نُؤْمِنُ بِبَعْضٍ وَنَكْفُرُ بِبَعْضٍ وَيُرِيدُونَ أَن يَتَّخِذُواْ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً {*} أُوْلَـئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ حَقّاً وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَاباً مُّهِين
“Onlar, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edip Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak istiyorlar. Ayrıca diyorlar ki ‘bazılarına inanır, bazılarını inkâr ederiz’. Böylece iman ile küfür arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.” [Nisa: 150-151]
أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِي نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْكِتَابِ الَّذِيَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ وَمَن يَكْفُرْ بِاللّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَقَدْ ضَلَّ ضَلاَلاً بَعِيداً
“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitap’a ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse sapıklığın en koyusuna düşmüş olur.” [Nisa: 136]
قُلْ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنِّي رَسُولُ اللّهِ إِلَيْكُمْ جَمِيعاً الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ لا إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ يُحْيِـي وَيُمِيتُ فَآمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ النَّبِيِّ الأُمِّيِّ الَّذِي يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَكَلِمَاتِهِ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
“De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah’ın resulüyüm. O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Öldüren de, dirilten de O’dur. Bundan dolayı gelin, Allah’a ve resulüne iman edin. Allah’a ve Allah’ın bütün kelamlarına iman etmiş olan o ümmi peygambere uyun ki hidayete eresiniz.” [Araf: 158]
Bütün âyet, hadis ve İslâm âlimlerinin ittifak ettiği konu Hz. Muhammed (s.a.v.)’e inanmadan cennete girilemeyeceğidir. Şayet bu deliller bir şey ifade etmiyorsa o zaman İslâm ümmeti sapıtmış; geri kalan bütün muharref dinlere tabi olanlar, değerli dostları mealci ve sünnet inkârcılarını da maiyetlerine alarak cennetlik olmuştur. Dolayısıyla son dinin, son peygamberin ve son kitabın gelmemiş olması gerekir ki bu da muhaldir.
Öyleyse, adım adım İslam’ın bir parçasına saldıranlar işgalcilerin kullandığı “böl, parçala, yönet” stratejisini efendilerinden almışlardır. Ümmeti tıpkı sömürgeciler gibi kemiriyorlar: Önce İslâm fıkhını ibadetlere indirgemek, daha sonra fıkha kaynaklık teşkil eden hadis ve sünnete saldırmak, daha sonra Kur’an’ı tahrif ve tezyife başlamak ve en son hamlede İslam’ın temelsiz ve kaynaksız olduğunu belirterek sömürgecilerine teslim olmaktır. Bu ümmetin selleri elbette ki çelimsiz otları söküp götürecek; ovaya dağılıp bütün vadiyi yeşertecektir.
Allah’ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.
Kardeşiniz Molla Musa Celali(r.h)
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar