MUSA YUKARI AĞABEYDEN HATIRALAR-2

Üstadı ilk ziyaret teşebbüsümüz ve garip bir hadise 1957 senesiydi. Buradan üç kişi trenle kalktık, Isparta’ya gittik. “Üstad Eğridir’e gitti” dediler. “Nasıl bulacaz?” dedik. Ali Savran isimli bir kardeş


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2007-08-13 07:29:46

Üstadı ilk ziyaret teşebbüsümüz ve garip bir hadise

1957 senesiydi. Buradan üç kişi trenle kalktık, Isparta’ya gittik. “Üstad Eğridir’e gitti” dediler. “Nasıl bulacaz?” dedik. Ali Savran isimli bir kardeşin adresini verdiler, “Çilingir Ali derler” dediler. Vardık onu bulduk, şimdi Allah rahmet etsin vefat etmiş. Dedi; “Üstadımız buradaydı ama bugün yok, nereye gittiğini bilmiyorum”

“Neyse, kısmet değilmiş” dedik. Orada gecelemek üzere bir hana gittik. Otellere o zaman han denirdi. Han’ın salonunda 20–30 kişi vardı. Bir tanışalım dedik. Biz üç kişi “İzmir’den” deyince, “Hayrola İzmirliler, ne arıyorsunuz burada” dediler. “Ya, Bediüzzaman hocayı ziyarete gelmiştik, bulamadık. Burada yatıp, sabahleyin yol arabasıyla İzmir’e dönecez” dedik.

Orada 25–30 yaşlarında bir genç; “Bediüzzaman hoca mı?” diye sordu. Sonra “bakın arkadaşlar, benim başımdan bir hadise geçti, anlatayım.” dedi.

Hepimiz dinliyoruz.. Dedi ki; “Ben kamyon şoförüyüm. Kamyon benim değil de birinin kamyonunda şoförlük yapıyorum. Bundan 15–20 gün evvel üç kişi bana geldi. “Bediüzzaman diye zararlı bir hoca var. Sen kamyonla onun taksisine çarpacaksın. Taksinin rengini, plakasını vereceğiz sana. Kaza süsü verip öldürürsen sana 50 bin lira para var.” (Büyük para 57’de o para)

“Parayı bir yed-i emine verdiler. Bu adam geldiğinde bu parayı ona ver” dediler. Adam parayı cebine koydu. Bir gün telefon ettiler. “Bediüzzaman yola çıktı, geliyor” dediler. Direksiyonun kenarına arabanın rengi ile plakasını yazdım. Gelen taksilere bakıyorum.(Tabii o zaman taksi az, şimdiki çok değil) Taksi rengi uydu mu, plakaya bakacam. Plaka da uydu mu çarpıp, yoldan yuvarlıyacam. Kaza süsü verip, gidip parayı alacam.

Bir mevkie geldim. Baktım, taksinin rengi uydu, plakaya bakıyordum ki, taksi birden sağıma yanaştı, durdu. Hemen içeriden bir genç koştu, geldi. El kaldırdı bana, durdum. “ne var kardeşim” dedim. “ Bir dakikalığına Hocaefendi seni çağırıyor” dedi.

Kamyondan indim. Hocaefendi ön sağ koltuğa oturmuş, dirseği dışarıda. “Buyur hocam” dedim. “Evladım ben zararlı bir kimse değilim. Sana yanlış malumat vermişler. Bu teşebbüsünden vazgeç” dedi. Ben bunu birinden duymadım, kendim yaşadım, kimse bana anlatmadı.

O zaman, bana o teklifi yapan o üç kişiyi eğer görseydim, kamyonun altında ezerdim, böyle bir zatı bana öldüreceklerdi. Hemen kamyonu geri çevirdim. O yed-i emine verdikleri parayı almış, kaybolmuşlar. Yani, Bediüzzaman’ı öldürseydim dahi, o parayı alamayacakmışım.”

…Sungur ağabeyin babası Torbalı'nın Çaybaşı köyünde Kur’an kursu hocası idi. Sungur ağabey gelip giderken buraya bize de uğrardı. Bir gelişinde kendisine; “Sungur ağabey, biz üstada giderken böyle böyle oldu” diye hadiseyi anlattım. Sungur ağabey gülümsedi, “ o gün o taksinin içinde ben de vardım.” Dedi. Üstad, taksiyi sürene “çek oğlum kenara, dur” demiş. O gün şoförü çağıran da Rahmetli Bayram Yüksel ağabey imiş.

Karakolda ilginç bir tartışma

Üstad’ı 1960 Ocak ayında ziyaret ettiğimizi anlatmıştım. Orada şöyle bir hadise de yaşadık. Gittik, Afyon, Emirdağ’a vardık. Tam arabadan indik ki cemaat öğle namazından çıkıyordu. Ben hemen yaşlı bir hacı amcanın yanına sokuldum, “Hacı amca” dedim “Bu çıkan cemaatten nurculardan kimse var mı?” “Oğlum hepimiz nurcuyuz, sen ne istiyon?” dedi. Dedim; “Bediüzzaman hocayı ziyarete geldim. Onun evini öğrenecektim.” Hacı amca, camiden çıkanlardan 15 yaşlarında genç bir çocuk çağırdı. “gel oğlum buraya” dedi. Çocuk geldi. “Sen Bediüzzaman hocanın evini biliyon mu” diye sordu hacı. Çocuk “biliyorum” dedi. O da “Hadi bak, bunlar İzmir’den gelmiş, evini gösteriver” dedi. “Tamam, gösterivereyim” dedi çocuk. Önümüze düştü, dolaştık. “İşte şu ev” dedi, gösterdi.

Etrafı kol duvarla çevrili, bir tahta kapısı var. Kapı içeriden süngülü..Çocuk gitti, biz kapıyı çaldık. 10–15 dakika geçti, biri yanımıza geldi. Dedi; “Ben polisim” Sivil polismiş.. “Hadi karakola” dedi. Suçumuz bu yani, kapıyı çalıp biraz beklemek..

Vardık karakola, polisler yemeye gitmiş. Bir tane nöbetçi polis varmış. “Bunlar ne?” dedi. Öteki; “Efendim, bunlar Bediüzzaman’ı ziyarete gelmişler. Onun kapısının önünden getirdim” dedi. Polis “nerelisiniz?” diye sordu bize. “İzmirliyiz” dedik. “Neye geldiniz” dedi. “Bediüzzaman’ı ziyarete” dedik. “Yav, ben de İzmirliyim. İzmir’den pek avanak adam çıkmaz ama siz nasıl çıktınız” dedi bize.. “Ulan İzmir’den Emirdağ’ına kadar hoca mı yok. Her taraf hoca dolu. İzmir’den Emirdağ’ına hoca ziyaretine gelmişler. Bir de İzmirli olacaklar” dedi.

Ben, “O bir takdir meselesidir. Benim mahallemde bir hoca vardır, ziyaret etmem. Ta Erzurum’ da bir hoca vardır, ziyaret ederim. Gönül meselesi bu” dedim.

Derken kapı çalındı. Polis “gel” dedi. Sivil, 100 kilonun üzerinde, iri yarı bir adam girdi. Kim olduğunu sonra öğrendik. Adam “tünaydın” dedi. Selam vermedi. Bizi getiren polise “Filan bey, sana bir müjdem var. Ama bilmem kaçlık rakı söylersen” dedi. Polis “ben rakı içmem, ısmarlamam da. Söyle müjdeni, sana yemek söyleyeyim, tatlı söyleyeyim ” dedi. “Olmaz, rakı isterim” diye ısrar etti bu. Yine polis “Ne içerim, ne ısmarlarım” dedi. Sonra bizi gösterdi, “Bak şu sandalyede oturanlar nurcu. Onların yanında rakı konuşma” dedi.

Adam; “kardeşim rakı günah mı” dedi..Ben “günahtır” dedim. “Oku ayeti” dedi. “nerede yazıyor?” Yerini bilemeyeceğiz, bize bağırıp çağıracak filan. “Peki bak okuyorum dinle, Maide suresinde “"Ey inananlar, içki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan, namazdan alıkoymak ister (el-Mâide, 5/90, 91)

Bu ve bunu gibi ayetlerde Cenab-ı Hak içkinin haram olduğunu bildiriyor dedim. Ayeti okuyunca bir şey diyemedi. Bu sefer; “Rakı bana yarıyor, ben rakı içtim mi kilo alıyorum” dedi.

Ben dedim ki, “içki Müslüman’a haramdır. Yaramaz ya, belki sana yarayabilir” dedim. “Yahu ben Müslüman değil miyim?” dedi. “Ben sana Müslüman değilsin demedim. İçki Müslüman yaramaz. Sen bana yarıyor diyorsun. Ben sana yaramaz demiyorum, sana yarar da Müslüman’a içki haramdır, yaramaz diyorum” dedim.

Bir bağırmaya başladı bu. Dedim “Ne bağırıyorsun? Sen kim olursan ol. Biz burada polis karakolundayız diye sen ne dersen “tamam ağabey, ne diyon ağabey, senin istediğin gibi olsun ağabey” dememizi mi istiyon? Çık dışarı, bir çocuğu çağır; “Oğlum rakı, şarap içmek Müslüman’a nedir” de. Çocuk dahi “haramdır” der.

Ben böyle deyince sustu bu. Susunca, biz de bir hemşericilik vardır ya.. O İzmirli polis ona dedi ki; “Ulen, sordun mu onlar nereli. Onlar kara dedenin memleketlisi. Konuş ulen” Daha önce “İzmir’den pek avanak adam çıkmaz ama siz nasıl çıktınız” diyen polis, adamı susturunca bize sahip çıktı. Daha sonra öğrendik, cevap verdiğimiz kişi Akşam gazetesi(o zamanki Akşam gazetesi) muhabiri imiş..

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

abdullah, 2007-09-02 11:26:59

Allah c.c bizede bu abilerin iman ve samimiyetini nasip etsin.

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

“GİZLİ LÜTUF”

“GİZLİ LÜTUF”

Aslen Irak Süleymaniye asıllı olan gazeteci yazar merhum Muhammed Kürd Ali beyin(1876-1953) hat

KOPARILAN ÇİÇEĞE KARŞI ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN TAVRI

KOPARILAN ÇİÇEĞE KARŞI ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN TAVRI

Merhume Zeynep Münteha Polat hanımefendi, 1969’da gittiği Van Zernebad’da Üstad Bediüzzaman

RÜYADA EZBERLENEN SURE

RÜYADA EZBERLENEN SURE

Değerli ziyaretçilerimiz 21. 06. 2020’de şair, yazar, mütefekkir Yavuz Bülent Bakiler beyefen

“BİZE KATIL MOLLA MUHAMMED EMİN”

“BİZE KATIL MOLLA MUHAMMED EMİN”

Kıymetli ziyaretçilerimiz, geçen hafta Seyda Muhammed Emin Er merhumun “Hatıralarım” adlı

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ŞEYH ALADDİN OHİNİ’YE SEVGİSİ

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN ŞEYH ALADDİN OHİNİ’YE SEVGİSİ

Merhum Şeyh Fethullah Verkanisi(v. 1901)’nin oğlu merhum allame Şeyh Alaaddin efendi(v. 1949)

BEDİÜZZAMAN’IN HAZRET’İ(ZİYAEDDİN NURŞİNİ) ZİYARETİ

BEDİÜZZAMAN’IN HAZRET’İ(ZİYAEDDİN NURŞİNİ) ZİYARETİ

Muhterem hocam Seyda Fehmi Türkmen Efendi, 27.09. 2019 Cuma günü kendilerini ziyaretimizde Nurşi

ŞEYH FETHULLAH VERKANİSİ’NİN MOLLA ABDULLAH NURSİ HAKKINDA DEDİĞİ SÖZ

ŞEYH FETHULLAH VERKANİSİ’NİN MOLLA ABDULLAH NURSİ HAKKINDA DEDİĞİ SÖZ

Değerli Seydalarımızdan Molla Şerif Arslan Hocaefendi 15.09. 2019’da, merhum Şeyh Fethullah V

BEDİÜZZAMAN’IN AİLE ŞECERESİ

BEDİÜZZAMAN’IN AİLE ŞECERESİ

Merhum Şeyh Fethullah Verkanisi’nin torunlarından değerli âlim merhum Gıyaseddin Emre Bey, Ü

VANLI ZEYNELABİDİN EFENDİ’NİN ANLATTIKLARI

VANLI ZEYNELABİDİN EFENDİ’NİN ANLATTIKLARI

Değerli hocam Seyda Molla Şefik İdikurt Efendi bir ders esnasında şu hatırayı anlattılar;

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN MUŞ’UN NOK KÖYÜNDE BİR GECE MİSAFİRLİĞİ

ÜSTAD BEDİÜZZAMAN’IN MUŞ’UN NOK KÖYÜNDE BİR GECE MİSAFİRLİĞİ

Emekli müftülerimizden Seyda Fehmi Türkmen Hocaefendi, 21.04. 2019 Pazar günü kendilerini evind

ŞEYH ASIM EFENDİ’NİN KALEMİNDEN BEDİÜZZAMAN-2

ŞEYH ASIM EFENDİ’NİN KALEMİNDEN BEDİÜZZAMAN-2

Sonra tekrar Van’dan Bitlis’e geldi. Onun hayatının geniş şekli yazılıdır.(bkz. Tarihçe-

Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm.

Bakara, 2/186

GÜNÜN HADİSİ

"Şekavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil şekavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI