NURDAN SÜZÜLEN NOTLAR- HASAN HAYRİ SARIKAMIŞ-BİON MATBAACILIK-İSTANBUL-2010- 4. BÖLÜM

...Kul kendini, kendine ve İslâmiyetine ve âhiretine kâfi görmemeli.


Nurgül Dere

nurguldere@gmail.com

2013-09-09 15:28:46

 

Risale-i Nur hâlî bir îmanı telkin eder. Yâni ders verir.
Yâni dersi, hâle te'sir eder. Her türlü ahvalde îmanın te'siri görünecek surette bir îman hâli hâsıl olmasına vesîle olur. Amel ve yaşayışında îmanın te'siri görünür. Îman hâli üzere olur. Îmanı, hâlî olarak yaşar. Mü'minâne bir şuurla yaşar... s. 367

...Kul kendini, kendine ve İslâmiyetine ve âhiretine kâfi görmemeli. s. 370

...Risale-i Nur; îman-ı tahkiki kılıcı olarak, Kur'ân'dan çıkan ma'nevî bir kılıc-ı Kur'ânîdir. Küfrü keser, dalâleti kırar, ülfet perdelerini yırtar, hakikatları ve Kur'ân'ın te'sirini gösterir bir nurluluk ve ma'nidarlıktır. s. 371

Cennet; edeblilerin mükâfat yeridir. Esas cihazatıın orada kullanacak. Burada tâlimini gördü, terbiye oldu, edebini takınmayı öğrendi, dersini aldı. Orası, tam edeb ve terbiye dâiresinde keyf ile yaşama yeridir. s. 396

Cehennem ise; edebsizlerin te'dib yeridir. Ceza görecek! Tâ ki, edeblensin. s. 396

Güzel niyet, güzel ilimdir.
En güzel ilimler, îmanî ilimlerdir. s. 397

Cenâb-ı Hakkın en büyük iltifatı ve lütuf ve ihsânı; huzuruna kabul buyurup, insanı muhatab kabul edip, hitabına mazhar etmesi, ona hitab edip iltifatkâr konuşması ve onunla sohbet etmesidir. s. 430

İnsan, hakikat canibine teveccühde ve terakkî ile, kemâlât-ı insaniyede kat-ı merâtibde ve vezâif-i insaniyenin îfâsında, her makam ve her mertebede nefsine itimad etmemelidir. Haksızlığıa düşebilir! Öyle ise, nefis unutulmamalıdır. s. 440

Her bir şeyin ilmi cehlinden güzel olduğu gibi; tahkîki de, taklîdinden güzeldir.
Tahkîk ise; her bir şeyin hakikatıyla meşgul olmak, veya her bir şeyle hakikatiyle münaseettar olmaktır. s. 450

Nezâret; insanın izn-i İlâhî ile mahlukatın ibâdet ve vazife ve tesbihatlarına ve bu gibi hayatiyetleri olan tahiyyatlarına vesîle olmaktır. s. 458

Sâni'-i Âlem, âlemde dâhil olmadığı gibi, âlemden hariç de değildir. Ilim ve kudretiyle herşeyin içinde olduğu gibi; her şeyin fevkindedir. Bir şeyi gördüğü gibi, bütün eşyayı da beraber görür.", ifadesi; Cenâb-ı Zât-ı Celle ve Alâ Hazretlerinin, Zâtı ile, zaman ve mekân kaydından münezzeh; ve Esmâ-ül Hüsnâ ve Sıfat-ı Kudsiyesi ile, her şeye her şeyden yakın, bir tek Zât-ı Ehad ve Samed olduğuna dâirdir. s. 470-471

Âlem-i şehâdet misafirhanesi denmesi; âlem-i şehâdette bulunan her bir şeyin, her bir âlemin misafir oluşundandır. s. 479

Teklif akla kapı açar, ihtiyarı elden almaz. Imtihan sırrı bakîdir. Herkesin haber verilen hakikatlara akıl erdirmeye ve ilm etmeye sa'y edip çalışması, ma'rifet kesbetmeye sa'y etmesi, gayret göstermesi gerekir. s. 481

İlim; dil'in ziynetidir.
Dil; ilimle san'atlıdır.
İlim; hakikatı bilmektir.
Dilden maksad; hakikatı söylemektir. (Hakikatı konuşmaktır). Hakikatı söylemekle, dilde hikmet görünür, dil abesiyetten kurtulur. Hikmet ise san'ata alâmettir. Hikmet ile san'atlı dil ilen insan; ubûdiyette bulunur ve gaye-i hilkatını bulur. s. 495

...Dil'in san'atı; hikmetli konuşmakladır. Abes ve fuzulî kelâm etmemektir, israf etmemektir, yalana ve haksızlığa düşmemektir. Ubûdiyetkârâne istimâl etmektir ki; O'na (c.c.) âidiyettir. O'na yâni Cenâb-ı Hakka ma'nen tam dönüklüktür. s. 497

Gözün şükrü, hakikatları görmesindedir. Insan, âlemi görür, hakikatları anlar. s. 501

Aklın şükrü, hakikatleri düşünmesindedir. Her şeyin hakikatını fikr eder, derk eder... anlar. San'atlı sûret gösterir, ubûdiyetkârâne bir sûret-i san'ata girer. s. 501

Edeb: En güzel bir sûret-i ubûdiyettir.
Edeb: Ubûdiyetkârâne bir sûrete girmektir. Ve ubûdiyet vaziyeti takınmaktır. Kul her hâl-u kârda ubûdiyet üzere bulunması lâzım gelir. Çünkü hilkatinden gâye odur. Edeb; o gayeye bilerek yürümektir. En güzel edeb, o gayeyi göstermektir. s. 501

İnsan, ilmini kendi nefsine ve enâniyetine veremez. Onunla mağrur olamaz. Kendinde bir ilmî vücud ve ilmî iktidar göremez.
Mevcud bir ilim, ancak Allah'ın ihsânıdır. s. 502

...Ubûdiyet; mîractır, uruc etmektir, yükselmektir, terakkî edip kemâle ermektir. Tabakat-ı rahmette ve hazine-i rahmette uructur. s. 505

https://twitter.com/CevaplarOrg

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

HAŞİR RİSALESİNİN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI

Bu ayette iman esaslarının –Allah’a imandan sonra- ikincisini teşkil eden ölümden sonra yen

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-3

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-3

“Evet Kur'anın dediği gibi, insan seyyiatından tamamen mes'uldür. Çünki seyyiatı isteyen od

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-2

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-2

BİRİNCİ MEBHAS: Kader ve cüz'-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren,

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-1

KADER RİSALESİ’NDEN İZAHLAR-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz, geçen Şubat ayı içinde dar-ı bekaya irtihal eden merhum Prof. Dr.

DOKUZUNCU SÖZ'DEN BİR DERS

DOKUZUNCU SÖZ'DEN BİR DERS

Geçen Şubat ayında Rahmet-i Rahman’a tevdi ettiğimiz merhum Prof. Dr. Alaaddin Başar beyin Na

BİR MODEL OLARAK “MANA-YI HARFİ”

BİR MODEL OLARAK “MANA-YI HARFİ”

Mana-yı harfi, sanatın arkasında sanatkârı görmek ve göstermektir. Daha ilerisi, bu bilinci i

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞİN İSBATI

ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞİN İSBATI

Geçtiğimiz cumartesi akşam davet edildiğim yerde önüme bir metin koydular: -Hocam, bu akşam

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN

EKONOMİK KRİZ VE BEDİÜZZAMAN Ünlü sosyal antropolog Gellner’in Sovyetler Birliği’nin yı

MEDENİYET VE BEDİÜZZAMAN

MEDENİYET VE BEDİÜZZAMAN

Külliyatında Bediüzzaman, bize somut bir medeniyet projesi vermez. Zaten ondan böyle bir proje b

FELSEFE VE BEDİÜZZAMAN

FELSEFE VE BEDİÜZZAMAN

Felsefe deyince insanın aklına çok sayıda soru takılmaktadır. İlk olarak felsefe nedir? sorus

NURSİ’DE DEVLET ALGISI-2

NURSİ’DE DEVLET ALGISI-2

Siyaset-Şeriat Özdeşliği Burada ilk olarak Bediüzzaman’ın tek parti dönemindeki “siyaset

Çünkü Allah, haktır. O'ndan başka taptıkları ise hiç şüphesiz batıldır. Gerçekten Allah çok yüce, çok büyüktür.

Lokman, 30

GÜNÜN HADİSİ

Bir kimseye şer olarak bir müslüman kardeşine hakaret etmesi kafidir.

Riyazü's Salihin, 3/1605

TARİHTE BU HAFTA

...

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI