“HA SEN HA BEN”
Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a gelir ve bilgisini genişleterek Bağlarbaşı civarında bir camiye imam olur. Aslen Bulgaristan'lı olan bu zat memleketindeki anne ve babasını ziyaret için yola çıkar. O günkü şartlarda yolculuğun bir kısmı ancak katır sırtında yapılmaktadır. Hoca Efendi bu maksatla bir katır kiralar.
Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a gelir ve bilgisini genişleterek Bağlarbaşı civarında bir camiye imam olur. Aslen Bulgaristan'lı olan bu zat memleketindeki anne ve babasını ziyaret için yola çıkar. O günkü şartlarda yolculuğun bir kısmı ancak katır sırtında yapılmaktadır. Hoca Efendi bu maksatla bir katır kiralar. Binitin sahibi onu memleketine kadar götürecek ve sonra geri dönecektir,
Katırcı ile birlikte yola devam ederken akşam yaklaşır. Gece karanlığında yolculuğun zorluğunu dikkate alan Hoca Efendi, karşılarına çıkan bir köyün ismini katırcıya sorar. O, köyün ismini söyleyince Hoca Efendi; "Bu köyün papazı eski zamanda benim arkadaşımdı. Ona misafir olalım" der. Köye varıp o şahsın kapısını tıklatırlar.
Kapıyı açan ev sahibi. eski bir dostunu sarık ve cübbe ile karşısında görünce, hayretle karışık bir sevinç içerisinde onları içeri alır. Hâl ve hatır sorduktan, havadan ve sudan konuştuktan Hocaefendi, akşam namazını kılmak için kalkar.
O namazı eda ettikten sonra ev sahibi yemek sofrasını getirir. Yemekten sonra sohbet başlar. Geçmiş günlerin hatıralarından bahsederken yatsı namazı vakti olur. Hoca Efendi namaz kılmaya kalkar. O namazını eda ederken ev sahibi katırcıya hitaben:
- Oğlum, senin adın nedir? diye sorar. Katırcı:
- Hasan, der. Papaz:
- Ha seçen, ha ben, der. Katırcı kızar ve;
- Ne için böyle söylüyorsun? diye sorar. Papaz:
- Bak! O, müslüman olduğu için namaz kılıyor. Ben Hıristiyan olduğum için kılmıyorum, Sen de kılmıyorsun. Aramızda ne fark var" deyip tekrar "Ha seeen, ha ben" der.
İşittiği iğneleyici sözle hiddeti şiddetlenen katırcı, papazı evinin içinde dövmeye başlar. Hoca Efendi namazını çarçabuk tamamlayıp:
-Hasan! Ne yapıyorsun?! Senin yaptığın bu iş ayıp değil mi? Biz misafiriz; o ev sahibi. Bize güleryüz gösterdi ve yemek ikramında bulundu. Bu hareketinden utanmıyor musun? deyince katırcı;
- Baksana! Bana ne diyor? der. Hoca Efendi işitmemiş gibi davranarak:
-Ne diyor? diye sormuş? O:
- Ha seen, ha ben, diyor. Hoca Efendi:
- Yalan mı söylemiş. yoksa yanlış mı konuşmuş? Sen bunu hak etmeseydin o da böyle söylemezdi deyip, Hasan'ı tenkit ve teskin etmiş.
Ev sahibi, Hoca Efendi için yatak hazırlamış. Kendisini pataklayan Hasan'a da yatak yorgan getirmiş ve misafirine hayırlı geceler temennisinde bulunarak yanlarından ayrılmış..
Yatağa girip yatmışlar amma, Hasan öfkeli bir şekilde burnundan solumakta "of, puf" diye sesler çıkarmaktaymış. Hoca Efendi:
- Hasan uyusana! diye seslenmiş O:
- Uyuyamıyacağım. Ben bu papaza bir şey yapacağım demiş. Hasan'ın niyetinin bozuk olduğunu anlayan Hoca Efendi:
- Kalk ve katırları hazırla da yola devam edelim, demiş.
Onların seslerini işiten ve hazırlandıklarını gören ev sahibi;
- Hoca Efendi! Neden bu kadar erken gidiyorsunuz? deyince misafir hoca;
- Yolumuz uzun, bir an önce yolcu olalım istedim, cevabını vermiş.
Ortalık ağarıp sabah vakti olunca Hocaefendi:
-Hasan, duralım de ben namaz kılayım, demiş. Katırcı:
-Hoca Efendi beni bekle, ben de abdest alayım ve beraber namaz kılalım demiş. Hoca;
- Sana ne oldu Hasan deyince o:
- Olan oldu ve geçen geçti. Ben bir papazın ' Ha seeen, ha ben" sözüne ikinci bir defa muhatap olmak istemiyorum, cevabını vermiş.
Günün birinde Silistreli Süleyman Hilmi Efendi merhum, bu zâtın imamlık yaptığı camide vaaz ederken, hikâyeyi nakletmiş. Namazdan sonra bir hanım yaşlı gözlerle kendisine doğru gelip, "Bahsi geçen o zat, benim babamdır" demiş...
Kaynak
Mehmed Emre
Üstadım Süleyman Hilmi Tunahan ve Hâtıralarım
Erhan Yayınları
İst. 2000, 2. Baskı
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
“HA SEN HA BEN”

Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a
“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu
ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

Tefsîr-i Râzî’de hikâye olunmuştur ki bir gün birisi Hz. Ömer’in huzurunda; “Şu satran
VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

Dünyada tek bir evlâdım, ciğer-pârem, istinâdgâh-ı refâh u maîşetim var: Mehmed Bey!.. Bu
HAKİKİ SALTANAT

Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) Rakka şehrine doğru yola çıkmıştı. Havada çokça toz ya
MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

Sydneyli bir tüccar, Bombay’dan kalkan bir gemiye yetişebilmek için, son dakikada bir taksiyle
UNUTULMAYAN BORÇ

“Bütün Dünya” adlı ünlü derginin Temmuz 1948 tarihli 6. Sayısında, İzmir’den bir oku
SÖZ SÖYLEMEDİN Kİ

Geveze bir şahıs, hikmet ehli bir insanın yanına gidip faydasız sözleriyle hikmet ehlini bir s
İLM-İ SİYASET NE DEMEKTİR?

Bir zamanlar Şark’ta çok kuvvetli bir padişah varmış. Bu padişah bir gece rüyasında bütü
SEHL BİN TÜSTERİ’NİN BİR ÇOCUKLUK HATIRASI

Büyük Allah dostu Sehl bin Tüsteri der ki; “Üç yaşındaydım. Geceleyin kalkar, dayım Muham
“ARDIMDA ÜÇ HEKİM BIRAKIYORUM”

Meşhur tıp üstadı Falcon son demlerindeyken, etrafına toplanan meslektaşlarına; -Ölümüme
- YÜZDE YÜZ ÇIKAN BİR RÜYA
- “SENİ SEVİYORUM BABA”
- SEVGİMİZ ZARAR VERİCİ OLMASIN
- HAYATIMDA TANIDIĞIM EN CÖMERT ADAM
- BİR SAHUR HATIRASI; UYANDIRAN SES
- HIRSIN SONU
- MUTLULUK SİZE ÇOK YAKIN
- ALTIN TOP
- RABBİNİN ORDULARINI ONDAN BAŞKASI BİLEMEZ
- HARAM YİYEN SEBAT EDEMEZ
- HARUN REŞİD'İN VEFATINI HABER VEREN RÜYASI
- YAVUZ SELİM HANIN KILICININ PARILTISI
- “BU MİLLET YENİLMEZ”
- SUSMASINI BİLMEYENLER
- “RÜŞVETİN LEZZETİNE ALIŞIRLARSA”
- HAYATTAKİ ATLAR
- MOLLA GÜRANİ’DEN İBRETLİK BİR CEVAP
- PADİŞAHIN KUSUR DÜZELTMEDEKİ İNCELİĞİ
- KASIM BEY VE ADSIZ KAHRAMANLAR
- BİR FEDAKÂRLIK ÖRNEĞİ
- KUZU İLE TOSUN
- HIRSIZA ÖĞÜT
- KÜÇÜK ÇOCUĞUN İNCELİĞİ
- “İŞE ÖNCE NEREDEN BAŞLARDINIZ?”
- ASIL FAKİRLİK
- KURBAĞALARIN YARIŞI
- HIRSIN SONU
- BİR CEZAEVİ HATIRASI
- ÜSKÜDAR ÇATMASI

"Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla, şüphesiz ki sen her şeye kadirsin."
Tahrim, 8
GÜNÜN HADİSİ
Evlad ve Akrabalara İyilik
"Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz" [Tirmizi, Birr 33, (1953)]
SON YORUMLAR
- Az önce rast gele aldığım bir hadis kitabında rastgele açtığım bir sayf...
- Rabbimiz gani gani rahmet eylesin…...
- Yahudi propagandası için uydurulmuş yalan bir hikâyeyi bu güzel siteye yak...
- Selamun aleykum hocam seyda molla nadirın yanında ıcazesını alanlardan...
- Receb bey o rüyayı kaydetmedik, o rüyanın risalelerle alakası yoktu, ama o...
- Güzel paylaşım, kaynak belirttiğiniz için ayrıca teşekkür ederim. :)))...
- 18 Nisan 2021,tarihinde rahmetli oldu.....
- Allah razı olsun. "kısmetse diğeri de gelecek haftaya." kısmında yer alan ...
- Cenab-ı Allah ( cc) Salih rüya sahiplerinin sayısını artırsın....
- Makalede kullanılan " Kıskançlık " sıfatı, Ehli sünnet akidemize göre," ...
TARİHTE BU HAFTA
*Conk Bayırı Zaferi(10 Haziran 1915)
*Yeniçeri Ocağı'nın Lağvı(12 Haziran 1826)
*Cemil Meriç'in Vefatı(13 Haziran 1987)
*Darendeli Hacı Hulusi Edendi'nin Vefatı(14 Haziran 1990)
*Türkçe Ezan Uygulamasının Kaldırılması(16 Haziran 1950)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...