AYAKLARINI UZATMA
Bir sabah namazı vaktiydi. Bursa Ulu Cami’deydik. Manevi havanın en yüce anları yaşanıyordu. Ulu bir dinin, tarihi bir mekanın ve kutsal bir vaktin içindeydik. Yani o meşhur Bursa Ulu Cami’deydik.
22.05.2005 Pazar, Bursa
Bir sabah namazı vaktiydi. Bursa Ulu Cami'deydik. Manevi havanın en yüce anları yaşanıyordu. Ulu bir dinin, tarihi bir mekanın ve kutsal bir vaktin içindeydik. Yani o meşhur Bursa Ulu Cami'deydik.
En önde, kıble tarafında, huşu içinde dua eden bir zat vardı. Onun önünde de uzun oturan, daha doğrusu ayaklarını uzatarak dinlenen iki kişi vardı. Onların bu lakayt hali, huşu içinde dua eden takva zatı rahatsız etmiş olacak ki, onlara dönerek gayet kibar bir dille dedi ki:
-Efendi, eğer dinlendiyseniz ayaklarınızı toplayabilirsiniz.
Adamların birisi yakalarını topladı, diğeri ise duymazlıktan geldi. Buna canı sıkılan takva sahibi zat, onlarla konuşma ihtiyacı hissetti. Gayet kibar ve nazik bir üslupla onlara sordu:
-Kaç yaşındasınız?
Adamın birisi cevap verdi:
-Otuz.
-Ben yetmiş yaşındayım.
-Uzun yol geldik, yorulduk.
-Ama efendi, burası Bursa Ulu Cami'dir. Burada her taraf bir ayet yazısıdır, insan hangi edeple ayaklarını uzatabilir? Yorgunsanız bağdaş kurarak oturun.
Bursalı olduğu anlaşılan yetmişlik zat doğru söylüyordu. Gerçekten de içindeki yazıları itibariyle bu ulu mabet, dünyanın birinci mabediydi. Manevi makam olarak da Kabe, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa ve Emevi Camii'inden sonra beşinci geliyordu. Bu yerde insanlara namaz ve dua yakışırdı. Burada insan her yerden daha çok Allah'a yakındı.
Takva sahibi yetmişlik zatın üslubu Bursalı Müslüman Türk'ün kibarlığını, efendiliğini belirtirken aynı zamanda nasıl Osmanlı'nın torunu olduğunu da ortaya koyuyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu Osman Bey'in, bir gece, Kur'an karşısında ayaklarını uzatmayıp sabaha kadar altı saat Kur'an okumasına bedel, ona altı yüz yıl süren bir imparatorluk verilmesi elbetteki torunları tarafından unutulmamıştı.
Bursa camilerindeki imanlı, edepli, takva sahibi Osmanlı torunlarına hayran kaldım.
Osmanlı Bursa'da,
Bursa'da Kur'ani Nur,
Bursa Ulucami'de huzur,
Bursa Ulu Cami'de edep,
İncelik, kibarlık, nezaket,
Vakur, kalender meşrep,
Her yer burada canlı tarih,
Bursa, Osmanlı efendisi hep.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
ŞEYTANIN KİBİRLENMESİ

Bu kavga, Şeytan'ın kibirlenmesiyle başladı, Kabil ile Habil olayında al kanlara büründü,
KAŞIKÇI ALİ AMCA

Geçen gün caminin doğu kapısının duvarının dışında, hemen duvar dibinde gördüm Ali Amca
HOŞ GELDİN BAHAR

Nerede yaşadığımızı bilmiyoruz. Bazen oluyor ki aradıklarımızı bulmak için bütün uzay
MANA HAREKETİ

Yüzlerce kişi bir arda bulunuyorduk. Bizim bir arada bulunduğumuz vakitte binlerce kişinin bir a
ŞEFKAT ARAS’A MEYDAN OKUYORDU

Hınıs Lisesi’nde okuyordum. 1975-1976 yıllarıydı. Mevsim kıştı. Her taraf bembeyaz kar
YAZMAK BUZDAĞINA BENZER

Aysberg denen buzdağının bir kısmı su yüzünde bir kısmı su altındadır. Buzdağının gö
AYAKLARINI UZATMA

Bir sabah namazı vaktiydi. Bursa Ulu Cami’deydik. Manevi havanın en yüce anları yaşanıyordu.
KÜÇÜK CİHADDAN BÜYÜK CİHADA DÖNÜYORUZ

İki cihan serveri peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) söylediği sözlerin anlamı
İNSAN NE YAPAR?

Çocuklar, ellerindeki oyuncaklar alınınca ağlar. Yıllar sonra oyuncağın ne olduğunu anlayın
HADİSLERE GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN

Şu namaz işi çok ciddi görünüyor. Onu emreden işi çok sıkı tutuluyor. Şu koca kâinatın
- AYETLERE GÖRE BEŞ BİLİNMEYEN
- HİKMET
- SIDDIKİYET
- MARS GEZEGENİ İLE HASBİHAL
- MADEM KADER, NİÇİN DÜNYA?
- HER ŞEY İNSAN İÇİN, İNSAN NİÇİN?
- BİRİ VAR
- DEREDEN TEPEDEN
- ÇOCUKLARI TERBİYELİ YETİŞTİRME REÇETESİ
- HERKES KENDİ ROMANININ BAŞKAHRAMANIDIR
- BEN VE SAHİBİM
- BELEDİYE BAŞKAN ADAYININ DEĞERLENDİRMESİ
- KAZANÇLI BİR DEĞERLENDİRME
- MİLLET ADALETE SUSADIĞI İÇİN
- TEPENİN İKİ YÜZÜ
- “HATALAR ÜÇ ÇEŞİTTİR” DEĞERLENDİRMESİ
- BAŞARILI BİR İDARECİ OLABİLMEK İÇİN
- YETİMLER, ÖKSÜZLER, GÜVERCİNLER
- AHİRETE UZAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

Allah'a güven. Vekîl olarak Allah yeter.
Ahzab, 33
GÜNÜN HADİSİ
"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."
"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim."
(Buhari, Deavat: 11/175)
SON YORUMLAR
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
- Selamünaleyküm bu değerli yazınızdan dolayı Ahmets kardeşimizi tebrik edi...
- Vesîkalara göre, doğum târîhi 13.01.1889 (1 Kânûnisânî 1304), vefât t...
- Açıklayıcı ve net ifadelerle bilgi verdiğiniz ićin siteye teşekkür eder...
- Hocam açıklamalarınız için gerçekten yürekten teşekkürler Hep oyunlar...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...