NURDAN VECİZELER-6
“Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek;esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-i fiilî telakki ederek; müsebbebatı yalnız Cenab-ı Hak'tan istemek ve neticeleri ondan bilmek ve ona minnetdar olmaktan ibarettir.” İzah: Tevekkül, vekil kılma demek. Türkiye 1. Dünya savaşından yeni çıkmış ve geri kalmış bir ülke.. güya müslümanlar tevekkül etti ve geri kaldılar…
"Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek;esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-i fiilî telakki ederek; müsebbebatı yalnız Cenab-ı Hak'tan istemek ve neticeleri ondan bilmek ve ona minnetdar olmaktan ibarettir."
İzah: Tevekkül, vekil kılma demek. Türkiye 1. Dünya savaşından yeni çıkmış ve geri kalmış bir ülke.. güya müslümanlar tevekkül etti ve geri kaldılar… yarım asırdaki geri kalmayı İslam'a, dine bağlamak tam bir aldatmaca. Selçuklu, Osmanlı tevekül ederek imparatorluk olmadı… Mimar Sinan'ın eserleri ve yüzlerce İslam sanatı yatarak yapılmadı. Bu iddialar tamamen kasıt.
Tevekkül, ıstılahi manada, sebeplere tam teşebbüs ettikten sonra neticeyi Allah'tan beklemek demektir. İnansın, inanmasın herkesin tüm hayatı tevekkülle geçer. Yemek yiyen bir ateist yemek yer ve bekler, içerdeki tüm gıdaların organizasyonu Allah'a aittir. Çiğner yutarsın, gerisi ?
"Meşkuk yüz cüzden 1 cüz esbabın içinde en eşrefi ve ihtiyar noktasında en geniş iradelisi, insandır. Halbuki bu insanın düşünmek, söylemek ve yemek gibi en zâhir ef'âl-i ihtiyariyesinden yüz cüz'ünden onun dest-i ihtiyarına verilen ve daire-i iktidarına giren, yalnız meşkûk tek bir cüzdür. Böyle en zâhir fiilin yüz cüz'ünden bir cüz'üne mâlik olmayan, nasıl kendine mâliktir denilir? Böyle en eşref ve ihtiyarı en geniş, bu derece hakikî tasarruftan ve temellükten…"
İzah: Önce ekeceksin sonra üstünü kapatacaksın, ondan bire on mahsulat verdiren Allah...
Tohumu ekmek kadar bize bir iş düşüyor, hepsi bu…
Akşam yatıyorsun, sabahın gelmesini beklemek... Allah'tan beklenir, şuuri olarak bil ya da bilme… kahir ekseriyet böyle.
Ağaç perde, meyveyi yaratan Allah.. Kavun, karpuz, ağaçsız yaratılana örnek, Allah ağaçsız da meyve yaratır.
Duaların bir çeşidi de fiili dua. Çift sürmek hazine-i rahmet kapısını çalmaktır. Sürmese olmaz. Fiili dua yapılmadan istenmez, bunu yaptıktan sonra doludan, yağmursuzluktan koruyan Allah …
Neticeyi Allah'tan bekleyeceğiz … O yarattığına göre, sonucu Ondan bileceğiz, şükrü de Ona edeceğiz. Anne baba da, çocuk da Allah'ın mahluku. Anne baba çocuğun neyini yapıyor ? Hiç birşey, evlilik sadece bir vesile…
"İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder. "
İzah: Tevekkül iki dünya saadetini netice verir. Tevekkül sevap, alınan mahsule şükür sevap, alınan mahsulü Allah için kullanmak ayrı bir sevap. Bal gibi bir süreç.
Yediği elmayı iltifat-ı Rahmet olarak gören, manevi haz duyar. Mümin az da yese mutludur, çok yiyen bu manadan uzak olursa, saadete eremez. iki dünyada da.
En büyük nimet iman, sebepleri yapar ve teslim olur ve bu muhteşem bir saadettir.
Zengin olayım; zekat, sadaka vereyim düşüncesinde olursa, başı, ortası, sonu ibadet ve saadet olur .
"Kâinatın meyvesi olan insanı ve insanın en yüksek meyvesi olan şükür ve ibadetini başka ellere verir mi? Bütün bütün hikmetine zıd olarak, netice-i hilkati ve semere-i kâinatı abes eder mi? Hâşâ ve kellâ... Hem hikmetini ve rububiyetini inkâr ettirecek bir tarzda mahlukatın ibadetlerini başkalara vermeye rıza gösterir mi, hiç müsaade eder mi?"
İzah: Bir ağacın gayesi meyve, meyvenin gayesi insanın şükür etmesi. Çocuk ders çalışıyor, fakülte bitirmek için. Bitirdi, bir işe girmeli, kazanç elde etmeli. Bütün kainat insan için çalışıyor. İnsan öldü, yok oldu bitti, olmaz! Kainat bana, ben tarlaya çalışayım, olur mu olmaz. Senin gayen tarla olamaz! Şükür, ibadet, marifet olmalı sonuçlar ve sonuçta inşallah cennet…
"Şu kâinata dikkat edilse görünüyor ki: İçinde iki unsur var ki, her tarafa uzanmış, kök atmış. Hayır şer, güzel çirkin, nef' zarar, kemal noksan, ziya zulmet, hidayet dalalet, nur nâr, iman küfür, taat isyan, havf muhabbet gibi gibi âsarlarıyla, meyveleriyle, şu kâinatta ezdad birbiriyle çarpışıyor, daima tagayyür ve tebeddülâta mazhar oluyor. Başka bir âlemin mahsulâtının destgâhı hükmünde çarkları dönüyor. Elbette, o iki unsurun birbirine zıt olan dalları ve neticeleri ebede gidecek, temerküz edip birbirinden ayrılacak, o vakit Cennet-Cehennem suretinde tezahür edecektir."
İzah: Her işimizi ya cennete ya cehenneme ekiyor ve ekiliyoruz… Bakış, duyuş, görüş, konuşma, akletme vb. Her insan akşama kadar cennet ya da cehenneme mahsülat gönderir.
"Senin mevcudiyetinden dokuz yüz doksan dokuz parça Onun uhdesindedir. Senin elinde yalnız bir parça kalır. En iyisi o parçayı da Onun hazinesine at ki rahat olasın."
İzah; Bu mana cüz'i irade için … sönük cep feneri.. kendimizdeki mahareti, ilmi, irfanı, fazileti hep Allah'a vermek…
Bütün hücre ve organlarımızı idare eden, yapan yaratan O. Bir kemik iliği çalışmasa, ölürüz. Göz kapaklarını ıslatan bir sıvı var, ondan tut, tükrük bezinden, kemik iliğine kadar her şeyi yapan, yaratan O.(c.c)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
NURDAN VECİZELER-16
Kader, ilim nev’indendir. İlim, malûma tâbidir. Yani, nasıl olacak, öyle taallûk ediyor. Yok
NURDAN VECİZELER-15
“Kader, ilmin bir nev’idir ki, herşeyin mânevî ve mahsus kalıbı hükmünde bir miktar tayin
NURDAN VECİZELER-14
Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı a'lâ; tezahür-ü rububiyete karşı, ubudiyet-i külliye-i insa
NURDAN VECİZELER-13
İnsan, nur-u iman ile âlâ-yı illiyyîne çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i
NURDAN VECİZELER-12
| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef
NURDAN VECİZELER-11
“İnsanları fikren dalalete atan sebeplerden biri; ülfeti, ilim telakki etmeleridir. Yani me’l
NURDAN VECİZELER-10
Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i R
NURDAN VECİZELER-9
“Amiriyet ve hâkimiyetin muktezası, rakip kabul etmemektir, iştiraki reddetmektir, müdahaleyi
NURDAN VECİZELER-8
“Hakikaten mümin cennete layık ve kâfir cehenneme muvafık bir mahiyet kesb eder.” İzah: B
NURDAN VECİZELER-7
“İnkılab-ı hakikat olmaz. Nev'-i mutavassıtın silsilesi devam etmez. Tahavvül-ü esnaf, ink
NURDAN VECİZELER-6
“Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki esbabı dest-i kudretin perdesi bil
Müminler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer.
Enfal,2
GÜNÜN HADİSİ
Kur'an'ın Faziletine Dair
"Bir grup, Kitabullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...